rap müzik ve estetik öğeleri üzerine - bol sözlük

rap müzik ve estetik öğeleri üzerine



başlık no:41798 okunma:939



  1. merhaba arkadaşlar, bugün aslında 2-3 gece önce yazdığım fakat neden entryi girdikten sonra, entryimin gitmediğini görmem ve geri alamamamdan ötürü sinirlendiğim için bugüne ertelediğim yazımı yazacağım. rap müziğin estetik öğeleri, metalaşma, deneyimler ve estetik algımızın şekillenmesi üzerine aslında hem felsefi hem sosyolojik hem de psikolojik tabanlı bir yazı yazacağım. bu yazımın amacı aslında entelektüel teorik kavramları hayatımızda ilişki kurduğumuz olayların içine entegre edip daha sistematik bir yapı elde etmek. ( yazımda normalde çok fazla terminoloji kullanırım çünkü daha açıklayıcı olur ama olabildiğince açık ve yalın anlatmaya çalışacağım) özne: insan nesne: sanatsal yapıt, şarkı.

    öncelikle estetik nedir onu bilelim. estetik; sanatsal yapıların algılanan biçiminin, güzelliğine ve yapısındaki duygu uyandıran öğelerine estetik denir. estetiğin mantığı, nesnedeki güzelliğin öznede nasıl karşılık bulduğudur. peki bununla rapi nasıl bağdaştıracağız?, hemen anlatayım.

    kendimize her zaman şu soruları sormayı zorunluluk olarak görmeliyiz; insanların bazıları nasıl bir şeyi nasıl hem aşırı sevip aşırı nefret edebilir? benim zevklerimi diğer insanlardan farklı kılan nedir? eskiden çok sevdiğimiz şeyler neden zaman geçtikçe kötü gelir veya tam tersi olur? bizim bir şeyi beğenmemizi sağlayan şey nedir?

    ve müziğin de bir tüketim materyali olduğunu unutmamak lazım. tüketim pratikleri gün geçtikçe değişiyor ve değişim her zaman ekonomik, politik, sosyolojik ve psikoljik şekillerde değişiyor. tüketim pratiklerimizde müzik eskiden daha öğretici bir tüketim materyali iken şimdi daha çok hedonik tüketilen bir unsurdur. yani evrilmeye de dikkat etmek lazım

    bu soruları kendimize yazımı okuduktan sonra başlayabilirsiniz. o halde hadi başlayalım.

    insanlar aslında genel olarak doğduğu mekanın ve zamanın etkisi ile bir estetiğe sahip olur. burada zaman-mekan çok önemlidir ama bu değişkenleri oluşturan şeyler nedir dersek; sosyoekonomik seviye, yaşadığımız semt veya mahallenin demografik yapısı, ailemizin eğitim seviyesi ve ilgi alanları, okuduğumuz okul ve bizim eğitim seviyemiz.

    sosyo-ekonomik seviye pek tabii ki bu müzikte çok etkilidir. rap müziğin icraa eden öznelerine bakarsanız geneli mahallede hep orta seviye çok nadir olmakla beraber alt seviyelerinde yer alan bir sosyo-ekonomiye sahip insanlardan oluşur. bundan genelde ''rap müziği dinleyenlerin çoğu düşük iq'dur'' gibi tek bir değişkene bakılarak tahlil edilmiş sonuçlar çıkartıyorlar. öncelikle üretici ve dinleyici arasında ortak payda biçim-içeriktir. burada sanatsal nesnenin biçimi rap yani müzikal kısmı içeriği ise rapin lirikal kısmıdır.
    içeriğin alt kesime hitap ettiği konusu doğru çünkü rap bir isyan müziği olarak ortaya çıkmasa da rap müziğin kimliği belirli etnik grupların ayrımcılıklara karşı baş kaldırısını lirikal olarak bu müzikle aktararak gelişmiştir. 1980 ve öncesinde amerikan sosyolojisine ve sosyoekonomik seviyelerin demografik dağılımına bakarsanız anlarsınız.

    e pek tabii ki bu müziği temsil eden insanlar bu işi içeriğe taşıyınca, içeriği oluşturan nüfus yoğun ilgi gösterdi ve 80lerin başında rap müzik amerikada patladı. burada rapin estetiğine hiç dikkat edilmedi çünkü avam ne anlar estetikten dimi xd ama rapin kendi estetik dinamikleri vardı. dünyada avam nüfusu daha yoğun olduğu için dinlenildiği coğrafyalar genelde daha fakir corğafyalar oldu ama şunu da kabul etmek gerekki rap müzik avam müziği olmaktan 2010'dan sonra kurtuldu çünkü popüler oldu :d zenginler de dinlemeye başladı. o yüzden rap müziği aptallar dinler çıkarımı sosyolojiden ve gelişim sürecinden çok uzak bir söylem olacaktır.

    sosyoekonomik seviyenin estetiğe etkisine gelelim. bir evin geliri yüksek ise o evde müziğe ilginin yüksek olması çok normaldir. müziğe filme diziye daha doğrusu insana ait hobilere ayrılan zaman ve para fazla olduğu için her zaman üst kalibrede bir şansa sahip olursunuz. para ile gelişim maalesef ki kapitalist dünyada paralel kavramlardır. parası olanın her türlü imkanı çok oluyor. enstrumanlarla daha çabuk tanışıyor. eğitim seviyesi desen zaten çok yüksek olan ailelerde çocuk çok belirgin şekilde estetik ve haz duygusuna sahip oluyor çünkü eğitim dünyaya bakış açımızı değiştiriyor. çevremiz, çevremiz ilk arkadaş edindiğimiz ve ilgi alanlarına göre kendimizi şekillendirdiğimiz bölge o yüzden o insanlar da çok önemlidir. yani estetiği oluşturan çoook öğe var ama başlıcaları bunlardır.

    gelelim rap müziğin estetik öğelerine. öğeleri atomize etmek bizim için çok faydalı oalcaktır.

    lirik: ( anlam, derinlik, imgesel ve sembolik anlatı)
    rhyme-flow: ( hece sayısı, kelime kullanımı, ahenk unsurları)
    beat: ( kick, snare, bass, clap, hi-hat, melodi, armoni)

    bu unsurlar bir araya geliyor ve rap müziği oluşturuyor. peki bir insan neden cezayı aşırı sevip başka bir insan cezaya nefret duyabilir? yada herhangi bir rapçiye? işte burada estetik algımızın öncüllerini konuşmamız gerek. rapte bizim için estetik olan hangisi? estetik, öznel ve nesnel deneyimlerle şekillenen bir şeydir. eğer yaşamımızdaki deneyimlerimizin çoğu öznel deneyimlere dayanıyor ise toplumdan çok daha uzak şeyleri tercih ediyor yahut çoğunluğun beğendiği şeyleri biz beğenmiyoruz ama nesnel deneyimlerimiz çok olursa genelde popüler şeyler bizim ilgimizi daha çok çekiyor çünkü toplumun ortak paydası nesnel deneyimlerdir. bu demek değildir ki çok dinlenen şey dandiktir ya da basittir herkes anlar. hayır burada işin öznesi biziz ve deneyimlerimize göre müzik seçiyoruz. örneğin ben felsefeyi, psikolojiyi deneyimlemiş biriyim ve lirikalite benim için çok önemlidir. birisi ise tınılara önem verir ve akıcılığa bakar. bu kadar basit. bu bir şeyi kötü mü yapar iyi mi yapar? bilemeyiz ama her müzik herkese hitap etmeme sebebi estetik algımızdır. o yüzden rap budur gibi salt lirikal ya da salt ahenk ya da salt müzikal bakmak sizi sığlıktan öteye götürmeyecek bir eşydir. öncülünüz olabilir ama hepsine bakmalısınız. psikolojik olarak sevdiğimiz insanların yaptıklarına karşı beğeni sunmamız daha makuldur ama dikkat edelim ki sevdiğimiz kişilerin yaptıkları bize estetik gelir. o zaman sevmek bir nevi estetikleştirme değil midir? zihnimizde böyledir. fanboylar buna iyi bir örnek. adam puta tapıyor en bok şarkısına bile muazzam diyor. o yüzden sevmeniz sizin objektivitenizi bozmasın arkadaşlar mutlaka etkiler ama farkında olmaya çalışın.

    yukarıda bahsettiğim ''rap salt budur. rap şudur, şöyle olan şey rap değildir'' gibi tahakkümcü ve ilkel söylemler için şunu söylemek istiyorum. zamanında türk edebiyatında belirli bir sistem vardı bu sistemin dışına çıkılması mümkün değildi. yüksek sınıf sanatıydı, yalı edebiyatıydı, sadece ideal estetik unsurlar için şiir yazılırdıı. nazım ve hece ölçüsünün dışında yazanlar soyutlanırdı ama işte... bir devrimci olan orhan veli ve garip akımı ( melih cevdet anday ve oktay rıfat horozcu) güzel olan her şey için şiir yazılır, ve biz istediğimiz gibi yazarız dediler. bu adamlar içeriğin bu kadar sığlaşmasına karşı çıktılar. burada bu arkadaşları trapçiler ile özdeşleştirebilirsiniz ama farkı anlatacağım.

    orhan velinin kızılcık şiiri. adam kızılcığa şiir yazmış ya .d ne alaka diyebilirsiniz.

    ama şu şiire bakın;

    İlk yemişini bu sene verdi,
    Kızılcık,
    Üç tane;
    Bir daha seneye beş tane verir;
    Ömür çok,
    Bekleriz;
    Ne çıkar?

    bu şiir basit ve bir o kadar gçlü bir şiir ki. aşk, şarap, yalnızlık, allah sevgisi, mimari, musiki gibi konuların çok dışında bir konu. KIZILCIK .d
    ama bu şiirden bir şey çıkartmak tamamen deneimlerinizle alakalı eğer siz bu şiirden bir şey çıkartmıyorsanız bu şiiri kötü yapmaz sizi de cahil yapmaz sadece size uygun olmayan bir estetik anlayışına sahip şiir yapar. bu sanat için sanat ile toplum için sanat tartışmasını doğuruyor tabii. çünkü toplum için sanat, toplumsal işler daha nesnel deneyimleri içerir ve herkes birleşir ama sanat için sanat daha öznel deneyimleri temel alan şiirlerdir.

    şimdi bunun rap ayağına bakalım. rapte öznel deneyimlerin 2 tip çıkışı var. ama en tepki çekeni para, uyuşturucu, içki, geceler, kadın, sex, şan, şöhret ve güç.

    şimdi bir diğeri sagopa kajmer ve emsallerinin yaptığı; psikolojik, teolojik, felsefi, edebi konulu şeyler. bu öznel şeylerden kendimize '' aa bu benim ya diyebiliyoruz'' fakat tepki çekende böyle bir şey olmuyor çünkü estetize edilen unsurlar bizim hayatımızdan çok uzak ve sahte. rap dinleyicisinin genel olarak avama hitap ettiğni ve sosyolojik sebebini açıklamıştım. şimdi siz bu kitleye parayı, gücü, uyuşturucuyu, sexi, şöhreti estetize ederek sunarsanız nefret ederler tabii. ama dinleyicinin görevi burada o yapanları evirmek veya tepki göstermek olmamalı. kendi estetik hazlarınıza göre sanatçıları seçip onları dinlemelisiniz ki bu insanlar da bunu yapmasın. haa ben kesinlikle karşı değilim artık her şey yapılmalı neden yapılmasın? dinlemek istemiyorsan dinlemezsin olur biter. sadece işin estetik yanını anlatmaya çalıştım. dinleyicinin ''böyle rap yapma'' demesi kadar saçam bir şey yok çünkü. abi salın bu kadar fanatik olmayın dünyada her çeşitten ve her tip sanatçı mevcut. anlıyorum istediğiniz tarzın sevdiğiniz türe hakim olmasını istiyorsunuz ama pekte mümkün değil.
    voltaire
    14/7/2021 21:03 ~ 14/07/2021 21:12
    heart_plus : 6 stat_minus_2 : 0 


  2. rap müzik nedir muhabbeti de önemli bu konuda. melodik yapılar olarak da çok fazla değişikliğe uğrayan çeşitlenen, flow ve vokal olarak da çok çeşitlenen, içerik ha keza öyle bir müzikten bahsediyoruz. sample kullanımının oldukça yoğun olduğu ve bu sayede çeşitli genre'larla içli dışlı olan bi müzikten bahsediyoruz. ve bu müziğin gerek biçim gerek içerik olarak çeşitliliği çok fazla. bir insanın bir şarkıyı beğenmesi çok fazla parametreye bağlıdır bana göre ve bu hesaplanamaz. çocukluğuna kadar giden milyon tane silsileler bütünüdür. tabi ki hedef kitleler vardır, belli kesimlerden belli zevkler beklenebilir ama sanat en son haliyle şahsi bi mesele haline gelmektedir. orhan veli örneğindeki gibi, okur kızılcık benzeri başka şiirleri sevse bile belki de kızılcık şiiri özelinde bir uzaklaşma yaşayabilir bu da onun kişisel deneyimlerindendir. burda demek istediğim şey aslında estetik algı değişken bir şeydir. zaten satış derdi, ün derdi olmadığı noktada sanat, estetiği bu kadar da evrensele taşımak zorunda değildir. köylük alanda bağlamasını çalan adam için sanat kendini ve çevresindeki 10 kişiyi etkilediği zaman görevini tamamlamaktadır. daha iyisi, daha kalitelisi, daha genele uygunu, daha pazarlanabiliri aramak, hep ticari açıdan ve son çağlarda daha belirgin olan sanatçının kendini gerçekleştirme, geniş kitlelere yayılma arzusu neticesindedir.

    rap müziğin de estetiği sanat gibi değişken, kişiden kişiye değişen, amaçlara göre olan bir yapıdadır. örneğin güzel mix denen şey nedir. daha bi genele uygun daha pazarlanabilire hizmet eden midir. evet temiz mix güzel mixtir diyebiliriz ama bu da rap içinde türlü türlü tarzda değişmektedir. kirli, görece "kötü" mixi estetik unsur haline getiren stiller, alt türler de mevcuttur. bu alt türün takipçilerini avam ya da estetik algı anlamında yetersiz mi yapar?

    liriklerde arabalardan, paradan, seksten, bahsedilmesine gelmiş sonuç neticede. ve buna tepki geldiğinden bahsedilerek, insanların hayatından uzak ve sahte olduğu söylenmiş. bu kadar insan niye bu içerikli şarkıları dinliyo o zaman diye sormaktayım ben de bu kadar sahteyse. burdaki estetik meselenin metafor ve simgeleştirme olarak algılanmadığı sonucuna varıyorum. rap müzik içeriğindeki seks, araba, mücevherat gibi gibi konular başarı gibi, yükselmek gibi şeylerin metaforudur. divan edebiyatında şarap figürünün çokça kullanılması gibi.

    bir de, biçim = müzik, içerik = lirik diye kabaca ayrılmış bu ayrıma katılmıyorum. lirik denen şey biçimden bağımsız değerlendirilemez lirikte yapılan her hareketin biçimde de karşılığı olduğundan tek başına bakamazsınız "aa bu içerik" diye. lirik içeriği de biçimi de içinde barındıran bi yapıdır. baskın analizinde de dediğim gibi yazar sadece söylemek istediğini dikkate almaz beatle müzikle ve bir sürü parametre ile birlikte bir biçim sunar.

    dağınık yazıyorum kusura bakmayın.
    hawaii fisek
    15/7/2021 00:29
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  3. Tespitler ve temellendirme genel olarak güzel ama bir iki noktaya ekleme yapma ihtiyacı hissettim.

    “Bir devrimci olan Orhan Veli ve Garip akımı 'Güzel olan her şey için şiir yazılır, biz istediğimiz gibi yazarız.' dediler.” - Orhan Veli'nin Türk edebiyatında bir devrim yaptığı doğru; ama bu devrimi sıfırdan yaptığını söylemek doğru olmaz. “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” anlayışı aslında Servet-i Fünûn'dan itibaren gelişen bir şey; malumunuz olduğu üzere “zerrâttan şümûsa kadar her şey şiirin konusu olabilir.” diyen de Recaizade idi. Öte yandan, Orhan Veli'nin “güzel olan her şey” yerine direkt “her şey”i şiirin konusu yapması söz konusu; vesikalı yârinden, Süleyman Efendi'nin nasırından vs. bahsederek devrin estetik algısının epey tersine bir yola girmiştir kendisi. Orhan Veli hâlihazırda güzel olan şeylere sarılmaktan ziyade her şeyi kucaklayarak güzel bir eser vücuda getiriyordu da diyebiliriz. Bir de Orhan Veli dramı ve trajikomiği şiirin içine almış biriydi; klasik aşk meşk, çayır çimen veya vatan millet Sakarya edebiyatıyla kıyaslanamaz bile. Onun karşı olduğu şey bir bakıma hayatın / realitenin üzerinde bir estetik yaratılmaya çalışılmasıydı:

    “Orhan Veli'nin vezni, kafiyeyi, nazım biçimlerini yıkarak 'serbest şiir'i kurduğunu söylemek; bizi, onun neyi, niçin yıkmak istediği konusundaki gerçeğe ulaştırmaz. Orhan Veli, kendinden önceki şiirin dilini, yapısını, tahayyül ve tasavvur dünyasını reddetmek zorundaydı; çünkü bu şiirle, yaşadığı her yerde, dokunduğu ve gördüğü her şeyde tat veren yaşama enerjisini arayan, imkânsızlıklarıyla kederlenip hüzünlenen, yüzeysel de olsa zaman zaman sosyal duyarlığını nükte ve kara mizahla gösteren 'küçük adam'ı anlatamazdı. Öyleyse Orhan Veli'nin vezne, kafiyeye, edebî sanatlara itiraz ederek yıkmak istediği şey, geleneğin hayat ve insan anlayışıdır ve şairin getirdiği temel yenilik de budur. Yoksa şairin, şiirin dili ve yapısı çevresinde yaptığı eleştirilerin yeni olmadığını anlamak için, Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadarki yeni Türk şiirine bir göz atmak yeterlidir. Orhan Veli, eleştiri ve itirazdan poetik görüşlerine geçtiğinde şiirde olması gereken üç özelliğin altını çizer: Mana, sokaktaki insanın zevki ve günlük dil. Bu üç özelliğin belirleyicisi 'sokaktaki insanın zevki'dir. 1940'ların önemli bir figürü olan 'küçük adam'ın şiirden tat alması için, onu anlaması, bu anlamın oluşması için ise günlük dilin kullanılması gerekir. Bu özelliklere 'Şiir, bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır.' tanımını eklersek, Orhan Veli'nin şiiri 'sosyal bir hüner' olarak anladığını söyleyebiliriz.” (Mehmet Narlı - “Garip Poetikasının Eleştirisi” [sonuç kısmından])

    Orhan Veli'nin edebiyata getirdiği soluk çok önemli; ama bunun yanı sıra “bayağı”nın edebîleşmesinin önünü açtığı da bir gerçek. “Şair duyarlığı” denen bir şey var ve Orhan Veli buna sahip olduğu içindir ki vezne, kafiyeye sarılmadan güzel şiirler vücuda getirebilmiş. Ama işin sadece tekniğine bakılınca “Böyle de şiir yazılıyor.”a sığınıp “serbest şiir” adı altında şiir olamayan şeyler yazmak da mümkün. Nerede okuduğumu tam hatırlamıyorum, “Devrik cümleleri yan yana değil de alt alta yazınca şiir olduğunu sananlar var.” deniyordu; hah işte, bunun önünü Garipçiler'in şiirde yaptığı devrim açtı diyebiliriz. Zaten Garipçiler de kendi ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmadılar, zamanla yumuşadılar.

    Şunun da altı çizilmeli ki Orhan Veli'nin poetik olarak durduğu konum Ahmet Haşim'in durduğu konumun zıddıdır. Biri “göllerde bu dem bir kamış olsam” derken diğeri onunla alay etmek için “rakı şişesinde balık olsam” der. Bunu bir tepki olarak okumayıp direkt okuyunca “saçmalık” deyip geçebiliriz mesela. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Özlem Nemutlu - “Ahmet Haşim Karşısında Orhan Veli”).

    Sanat için sanat X toplum için sanat karşıtlığında da Orhan Veli'nin durduğu yer ikisinin ortası denebilir. Toplumun dertlerine de sırtını dönmüyor, şiiri bir propaganda aracına da dönüştürmüyor. Zaten yaşadıkları devir bunalımlı bir devir; hayattan tat almak istiyorlar ve bireyin, hayatından tat alabildiği bir dünyayı özlüyorlar. “Yokuş” şiiri bu açıdan çok şey anlatıyor mesela:

    Öteki dünyada akşam vakitleri
    Fabrikamızın paydos saatinde
    Bizi evlerimize götürecek olan yol
    Böyle yokuş değilse eğer
    Ölüm hiç de fena bir şey değil

    “Kızılcık” şiiri de bu bağlamda, küçük mutluluklarla yetinme ve arzu edilen şeye erişilecek sürenin uzunluğundan yakınma şiiri olarak okunabilir. Böyle okuyunca “Ömür çok” ifadesi de kinaye ve iç geçirme anlamı kazanıyor. Yani kızılcığa şiir yazmak değil mesele, böyle basit bir şeye erişmenin bile sancılı bir sürecinin olması. Rap müzik de insanın ulaşamadığı şeylere duyduğu özlemin bir dışavurumudur diyelim; ama bugün özlem duyulan şeyler Orhan Veli'ninki gibi naif değil; kaba ve aşırı. Lüks hayat, sınırsız manita vs. vs.. Orhan Veli ideal sevgilinin yerine vesikalı yârini koymuş olabilir; ama kadına duyduğu muhabbet noktasında bir eleştiriye varamayız sanıyorum. “Aşk Resmi Geçidi” şiiri var örneğin, o şiirde pek çok sevgiliden bahsediliyor ama kadınlara değer yargıları çerçevesinde de yaklaşılıyor, en sevilen kadın hakkında da “Sade kadın değil, insan.” deniyor. Trap'te ise kadın dişil kimliğiyle var ve ona duyulan bağlılık da tensel. Kişinin kendi varlığında da beden ruhun önüne geçiyor ki manevi huzuru bulamayan kişi maddi hazların peşine düşüyor. Ve bu tür şarkıların hepsi irdelenmeye müsait bir sosyopsikolojik ve sosyoekonomik arka plana da sahip değil; çünkü içlerinde yığınla taklit ve ticari ürünler var. Şarkılarda yansıtılan ruh hâli ve kafa yapısı da değer yargıları henüz oturmamış bir bireyi olumsuz etkileyebilir. (Bu sadece trap'te olan bir şey de değil bu arada.) Kimileri hâl böyle olduğu için “Böyle rap yapılmasın.” diyor, yani “kendi anlayışlarını rap'e hâkim kılmak” gibi bir kaygıyla böyle demiyorlar. O şekilde davrananlar varsa da savundukları görüş üzerine kafa yormak yerine taraf olma güdüsüyle hareket edenlerdir.

    Yukarıda ifade edildiği gibi, Orhan Veli yeni bir zihniyetin sözcüsü durumundadır ve şiirini esas önemli yapan da budur. Trap'in sözcüsü olduğu zihniyet ise keyifçi bir zihniyet, hatta “kafa güzelliği” noktasında belki zihniyeti de karşısına almak isteyen bir yapısı var. “Düşünme, / Arzu et sade! / Bak böcekler de öyle yapıyor.” diyor ya Orhan Veli, trap de düşünmüyor da arzu ediyor gibi sade. Ve bu sebepledir ki estetik görelilik veya konu sınırsızlığı gibi noktalar açısından dahi Orhan Veli'nin sanatı ve trap arasında benzerlik kurmak isabetli olmaz.

    “Dinlemek istemiyorsan dinlemezsin olur biter.” - Aslında bu kadar kolay bir mevzu değil bu; en basitinden Orhan Veli Ahmet Haşim'i karşısına alabildiğine göre biz de trap'i karşımıza alabilmeliyiz. :-) Ama eleştirmek için dahi olsa sürekli kötünün gündem edilmesine ben de karşıyım. İyi olanı konuşmak onun tarafında olmak adına daha mantıklı. Ve iyi olanı da ne olmadığı üzerinden değil de ne olduğu üzerinden övmek gerekiyor. Şarkıların neyini beğendiğimizi veya bize ne kattığını konuşmak yerine “Para yok, kadın yok, auto-tune yok.” şeklinde övgüler (!) dizince hiçbir anlamı kalmıyor. :-)

    Hawaii Fisek arkadaşımız “Rap müzik içeriğindeki seks, araba, mücevherat gibi konular başarı gibi, yükselmek gibi şeylerin metaforudur.” diyerek konuyu çok güzel özetlemiş. Mesele de burada zaten, bunlara sarılmak insanı yükseltmez, alçaltır. Bu noktada Ceg'in “Faturalar”ı çok sevdiğim bir şarkıdır mesela; değer yargıları tahrip olmuş bir bireyin içine düştüğü bunalımı yansıtır çünkü. Ve Ceg'in ödemesi gereken asıl fatura maddi değil, yaşamaya devam edeceği huzursuzluk ve kendinden memnun olmama hâli onun ödeyeceği asıl fatura diyebiliriz. Ama her şarkısı da böyle derinlikli okunmaya müsait değil, bazısı düz geyik.

    Konuyla bağlantılı bir başlığa daha işaret ederek yazıma son vereyim: sanat akımları ve rap.
    yorumlayan adam
    15/7/2021 02:54
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 




  4. keyifle okudum valla elinize emeğinize sağlık. bu tarz yazılara sözlük içerisinde değer gösterilmesini isterim.
    keyfimegoreagam
    18/7/2021 01:57
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  5. fb | twt | youtube | insta | spotify | anket | uyarı | devlog

    bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz.
    hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.

    rastgele gururlarımız: