killa hakan - bol sözlük

killa hakan



başlık no:184 okunma:51027



Sayfalar: |<  << >> >|



  1. türkçe rap bir denizaltı gibiydi, yüzeye yaklaştıkça kimin ne olduğunu anlar oldun.

    bu adama saygım vardı fakat son saçma hareketlerinden sonra(şarkılarına lafım yok killa hep aynıydı, pek vaatkar olmadı hiçbir zaman, onu bu hale getiren sikik z kuşağıdır) "boş yapma üstadı" diyerek üzerini çizdim.

    yeni nesil dinleyicilerin her sike tuzlukla koşup insanların önüne teşhir edercesine vurmasından pek memnun değilim. killa 20 yıldır aynı killa, değişmedi değişmeyecek, o kadar zamandan sonra mı dert oldu flowu ve sözleri be dalyarak diyesim geliyor...
    opus magnum
    4/9/2019 15:46
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 1 


  2. Killa wack bi mc' di ama camiada saygi gorup, kimsenin ses cikarmadigi, onunda millete saldirmadigi biriydi. sonra, populer kultur rapine kurban gitti.
    umur
    4/9/2019 15:47
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  3. @117 entelektüel görünmeye falan çalışmıyorum. bir entry ile ne olduğumu çözmeye kalkışma boşuna. tanısan şok olursun. ve tabii ki düşünce tarihini okumak inanılmaz matah bir şey değil, fikir beyan eden biri için olması gereken. gelelim killa'nın rapini beğenen vizyon sıkıntısı çekiyordur yorumuna. ah bir de normal hayatta hangi müzikleri dinlediğimi bir bilsen. daha fenası hangi müzik türlerinde icralar sunduğumu, sahne aldığımı. bizde şevkefza makamından tonal armoniye kadar var. killa hakan'ı ruh halime göre yılda bir iki kere açıyorum. gayet de iyi rap.

    bu arada entelektüel tek l ile :)

    @122 killa hakan değil benim için söylediğini varsayarak cevap veriyorum. Sorunlarımdan memnunum. Herkesin sorunları var.
    anonim
    4/9/2019 15:50 ~ 05/09/2019 14:34
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  4. hmm... bence sorunları var...
    anonim
    4/9/2019 20:34
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 




  5. köpürürsün gluk gluk gluk
    the house that jack built
    6/9/2019 14:25
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  6. Son albümü dehşetengiz ile muhteşör karışımı olan hiphop emekçisi. Kral.
    anonim
    16/9/2019 02:27
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  7. bizim mahalledeydi. gördüm bağırdım da dönmedi dönse bi künefe ısmarlayacaktım.
    kirito
    16/9/2019 02:53
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  8. Eleştirilere verdiği tepkileri yersiz bulsam da son albümü mükemmele yakın olan türkçe rap efsanesi.
    largepro
    16/9/2019 03:30
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  9. evet bol itirafa yazmam gerekirdi ama buraya yazıyorum.:

    artık fayt kulüpten zevk almaya başladım. hergün 3 tur dönüyorum

    trii tuu vann ziroo
    anti matter
    16/9/2019 03:43
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  10. bugün 23:45'te magazinci cem semercioğlu'na konuk olacakmış tv100'de.
    anonim
    16/9/2019 17:10
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  11. an itibariyle canlı yayında freestyle kayıyor herkese. tv100 bir kaç güne kapanır allah rahmet eylesin
    narodnik
    17/9/2019 01:01
    heart_plus : 3 stat_minus_2 : 0 


  12. canlı yayında tolerado'ya selamlar dedi az önce. delaredo değil miydi abi o yav.*
    iki kere iki sagopanin siki
    17/9/2019 01:18
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  13. adam kolera - delaredo ve taladro isimlerini mixledi amk. helal olsun
    anonim
    17/9/2019 01:20
    heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0 


  14. An itibariyle tv 100'de sagopa'nın iyi biri olduğunu, tanışmıyorlarken bile kendine albümlerinde selam gönderdiğini, Türkiye'ye geldiğinde ceza ile sagopa'yı barıştırmaya çalıştığını ama kolera'nın aralarını bozduğunu söyleyen harbi gangsta. Babacandır killa hakan.
    anonim
    17/9/2019 01:33
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  15. hem kreuzberg doğumlu hem de rap dinleyen birisi olarak üstüme kocaman bir kombo daha atmıştır. yeni tanışan birisinin algısı çok farklı oluyor, şöylesi yayınlar da buna maalesef destek veriyor. bu kişisel serzenişim.

    herkesin dikkatini farklı şeyler çekmiştir. almanya'ya giden türkler için misafir tamam ama suriye'den gelen mülteciler için de korkak vs gibi yakıştırmalar hiphop'un neresinde var? kültürün kırmızı çizgilerinden birisi de ayrımcılık değil mi? türkiye'de iç savaş çıksa kime sıkacaksın, suriyeli meselesi apayrı bir mesele. ülkende rusya, avrupa, amerika hatta dünyanın çok çeşitli yerlerinden askerler geliyor senin iç savaşına müdahil oluyor. aynısı benim ülkemde olsa çekip giderdim. ha mültecilerin davranışları vs gibi konular ayrı ama olayın temelinde bu kadar sığ bir bakış sözkonusu hiphopsa çok ters.

    cahil hani cidden cahil birisi ve hayata bakış açısı dar. böyle arkadaşın olsa oturup bir şey konuşacak olsan bir arkadaşına kendini arattırır gidersin. bazı konularda iyi hoş bazı konularda da çok dar. çok farklı düşünceleri içinde barındırıyor.

    killa ile ilgili giri girerken çoğunlukla haksızlık yapıyorum. doktora gidip geleyim akşama doğru sevabıyla günahıyla topyekün bir bakış ile killa hakan girisi gireceğim.
    anonim
    17/9/2019 01:50 ~ 17/09/2019 12:44
    heart_plus : 3 stat_minus_2 : 1 


  16. Suriye'de saf seçmek çok zor değil. Bir tarafta pyd, bir tarafda daeş, bir tarafta özgür suriye ordusu, bir tarafta esad var. Kimin ne olduğu çok belli. Mezhepleri, ideolojileri, toplumların tarihsel gelişim süreçleri, hangi gücün arkasında kimin durduğu, hangi gücün çıkarının ne olduğu çok belli. Takip etmezseniz bilmeyebilirsiniz. Yani suriyeli iki kardeş bizim 80'deki gibi birbirinin boğazını sıkmıyor, o kadar dramatik değil. Güncel siyasete girmek istemediğim için ancak bu kadar ifade edebilirim sanırım. Türkiye'de tarafların bu kadar belli olduğu bir savaş çıksa, ki Allah göstermesin, tarafımı rahatlıkla seçerdim. İstiklal Harbi'nde de tıpkı bu zamanın suriyesi gibi bizde de farklı ulusların işgalci güçleri ve farklı menfaat grupları oluşturmuş birçok cemiyet vardı. Türk halkı birleşti. Kaldı ki Killa bahsinde Suriye milliyetini aşağılamadı zaten. Bizi işçi olarak Almanya kendi istedi. Onlar savaşta ülkerini terkettiler dedi. Birçok suriyeli avrupa ülkelerine kaçak olarak, istenmediği halde, giriyor, girmeye çalışıyor, kimisi de yolda ölüyor. İstenerek gelmekle istenmeyerek gelmek arasındaki farkı anlatıyor. Korkak kelimesi ağzından bile çıkmadı.
    Velhasıl Suriye tarih boyunca başka güçlerin altında yaşadığı için devletleşme kültürleri yoktur. Devletleşme kültürü olan toplumlar ve olmayan toplumlar vardır. Türkler'de devletleşme kültürü vardır. Bu suriyelilere yönelik bir aşağılama değil hakikattir. İçinizden peki ya mülteciler Suriye'deki güçlerin hiçbirine güvenmiyorlarsa ne yapacaklar diyen olacaktır elbet. Biz aynı örgütlenmeyi İstiklal Harbi'nde yaptık. Pek çok çeteyi içimize aldık, pek çoğunu da lağvettik. Ve binbir farklı fikirde olmamıza rağmen birleşerek işgalcileri kovduk. Durum budur.

    Tanım: adamlığına güvendiğim sayılı rapçi'den biri.
    anonim
    17/9/2019 03:20 ~ 17/09/2019 3:33
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  17. Bir insan evladı bana havadan bomba yağdıran jetlerle hangi paramiliter mücadele yöntemini kullanarak savaşılabileceğini söyleyebilir mi? bunu bizim ülkedeki suriyelilerden bağımsız söylüyorum. Suriyelilerin okumuş kesimin büyük çoğunluğu avrupa'da, sizin mantiğinizla bakarsak o doktorlar mühendisler hepsi korkak insanlar. Adam bir gün önce çoluk çocuğuyla normal bir hayat yaşayıp sabah 9 akşam 5 mesaiye giderken ertesi gün evine bomba yağdıran jete sıka sıka gezsin ve vatansever olarak ölmüş olsun. Bu mudur?

    Bu pek konuşulmuyor ama işin bir de büyük konuşma boyutu var. Allah göstermesin yarın burası karışırsa o zaman iddialarınızla imtihan olursunuz. Görürsünüz iç savaşta oluyor muymuş öyle hayalinizdeki gibi polat alemdarlıklar. 15 temmuzda f16'ların sonik patlama yaptığı yerlere yakın bir yerde oturuyordum , aklım çıktı. Hatta ilk önce evime elli metre mesafedeki meydana bomba atıldığını zannedip camdan dışarıya baktim duman var mı bir yer yanıyor mu diye. Sonra bunun sadece bir sonik patlama olduğunu öğrenince ilk kez iliklerime kadar anladım suriyede yaşamanın nasıl bir şey olduğunu. Siz milli mücadeledeki gibi farklı devletler arasındaki bir savaşla iç savaşı karıştırıyorsunuz. İç savaş kapı komşunun elinde keleşle karşına dikilmesi demek.

    Her neyse, tanım: çok da ciddiye alınmaması gereken şahıs.
    anonim
    17/9/2019 11:15
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  18. Besbelli ki yanlış anlaşılmalar olmuş. Suriyelileri kınamıyoruz. İnsan, her şeyi yapabilir. Yaptığı şeylerin altında korkunç bir nedensellik silsilesi vardır ki akıl almaz. Zannımca kader denen şey de budur ve kişi iddaasıyla imtihan edilir, Eyvallah. Zaten hali hazırda Suriye'de ülkesi için savaşan insanlar var. İstanbul'un işgal yıllarında ahalinin bir kısmı sosyetik partilerde işgalci subaylarla kırıştırırken, bir kısmı Anadolu'ya silah kaçırıyordu. Hatta pek bilinmez ama cephe dışında silah kaçırırken tespit edilip, şehit edilmiş nice büyüğümüz vardır.
    Büyük konuşmak iyi midir kötü müdür bilemem. Bazen bir motivasyondur. Bazen bir imtihandır. Ama belki de imtihan olmak gerekir. şu kısa hayat zarfında hasbel kader ölüm korkusunu yaşadığımı düşünüyorum. Defalarca tehdit de edildim, eli silahlı bir ordu adamla burun buruna da geldim. Bunun pek detayına girmek istemiyorum ama Türkiye'de bu işler en uç hangi boyutta olabilecekse onu yaşadım diyebilirim. Ne kadar berbat bir şey biliyorum. Sonra şu noktaya geldim. Biz milyar küsür insandan sadece biriyiz. Ölümümüzün pek de bir ehemmiyeti yok. Büyütmenin de bir lüzumu yok. Ayrıca ölüm korkusuyla yaşamaktansa öleceğin davayı kendi seçmenin daha büyük bir his olacağını düşünüyorum.
    Gelelim kınama mevzuna, bir insan veya toplum yanlış yaptığında bunun yanlış olduğunu görmek ve söylemek ile kalpten kınamak farklı şeylerdir. Ben bunu kırmadan anlatınca ve altındaki nedenselliği ifade edince onu kınamış olmuyorum ki. Kırılıyorsa da çok kırılgandır kusura bakmasın. Kırılgan insanların da biraz ben böyle bir şey yapıyorum ama ne tepki alırım diye düşünmesi gerekiyor. Kimseyi kırmadan yaşamanın yolu yok. Kısacası yanlışın Yanlış olduğunu görmen veya söylemen elzem. Çünkü etrafından ibret almazsan etrafındaki hale uyum sağlarsın, sen de yanlış yaparsın.
    Taraf seçme kısmına gelelim. Ben isim dahi vermeyeceğim. Tenezzül edin, ister burada ister Avrupa'da sokağa çıkın ve gördüğünüz her suriyeliye suriye'de hangi tarafı destekliyorsun diye sorun. %99 aynı cevabı alacaksınız. İşte o cevap doğru cevap.
    Dünya'da teknik gelişiyorsa, sende uyum sağlamakla yükümlüsün. Devletleşme kültürünün koşullarından biri de bu. Bu zamanın savaşı o zamanın savaşından zordu diye pes edemezsin. Tüfek çıktığında Köroğlu'muz tüfek icad oldu mertlik bozuldu demiş. İstiklal Harbi'ni tüfek devrinden çok çok sonra kazandık. Çanakkale cephesindeki devasa Avrupa zırhlılarını, sayıları, teknik üstünlükleri düşünün. bugünki suriyeye harbinden çook daha büyüktür o günki düşmanımız. Belki hava kuvvetleri olarak şimdiye göre çok zayıflardı. Mühim değil.
    15 temmuz bahsine gelirsek. Şehir dışındaydım, ne yapardım bilmiyorum. Ama 78 yaşındaki dedem haberi aldığı gibi sokağa çıktı. Bir sürü fotoğrafları var tankların üstünde. Bir sürü arkadaşıma ateş açıldı. Bir sürü arkadaşımın gözünün önünde oluk oluk insanlar öldürüldü. O insanların kaçışırken bir görüntüsü var mı?
    Son alarak fen bero; "siz milli mücadeledeki gibi farklı devletler arasındaki bir savaşla iç savaşı karıştırıyorsunuz. İç savaş kapı komşunun elin keleşle karşına dikilmesi demek" demiş. Birincisi biz milli mücadelede devlet değil örgüttük. Osmanlı hanedanı işgal altında ve eli kolu bağlı idi. Örgütlendik ve savaştık. Savaşı kazandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk. Yani ortada iki devlet arasında savaş yoktu. Sivil örgütlenme ile devasa batı emperyallerinin savaşı vardı. Nereden baksan Suriye harbinden daha zordur. Peki o dönemde iç karışıklıklar olmadı mı zannediyorsunuz? Kars'da Erzurum'da Ermeni'ler tarafından öldürülmüş minik bebeleri bilir misiniz? Peki balkan harbindeki yunan, bulgar, falan filan çeteleri bilir misiniz? Ya seksen? Babamın gözü önünde canından çok sevdiği yegane arkadaşı vuruldu. Dedemin babası daha Gazi Paşa henüz Samsun'a çıkmadan sivil imkanlarla çeteleşip Fransız'ı kovmuştu. İşte devletleşme kültürü bu. Bin türlü bela yaşasan bile atlatabilmen, toplanabilmen, dağılmaman, belki de iç karışıklıklar geri dönülmez raddelere gelmeden olaya el koyman.
    Kısacası Suriye iç harbini çok dramatize etmeyin bence. Dünya'da ne acılar yaşandı. Sıraya koysan sıra gelmez suriyeye. vesselam

    Tanım: suriyelileri aşağılamamış olan rapçi.
    anonim
    17/9/2019 14:08 ~ 17/09/2019 16:04
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  19. bu giriyi kreuzberg-killa hakan-rap üçgeninde yazacağım. meraklısı olan okur, merakı olmayan da yarıda bırakır o yüzden ilginiz yoksa boşuna zamanınızı çalmak istemem.

    Kreuzberg nasıl oluştu?

    Türkiye'den gelen Türklerin çok küçük bir kısmı Berlin'e gidiyordu. Almanya'da işlerin yolunda olduğu çokça eyalet vardı ve insanlar buralarda yaşamını kurmayı daha sağlıklı buluyordu. Sonrasında Berlin Hoş geldin parası veya ayakbastı parası gibi bir para vermeye başladı. Berlin'e giden bir Türk aldığı Hoşgeldin parası ile eve çıkabiliyor aile yaşantısı kurabiliyordu. Bu yüzden çok cazip geldi. Berlin ise yaşamındaki sorunlar nedeniyle bu sayede insanları işçileri şehrine çekebildi. Buradaki türkler ise kreuzberg semtinde toplanmaya buralarda yaşam kurmaya başladı derken kocaman bir türk mahallesi oldu. Kreuzberg ise o dönemde Berlin'in en ucuz en girilmeyecek adeta Bağcılar'ın arka mahallesi tadında bir yerdi Almanya için. İş konusuna gelirsek firmalar, işyerleri vs tamamen seni kapmak için yarışır bir haldeydi. Olağanüstü bir işçi talebi vardı. İş ayağına geliyor derler ya tam olarak öyleydi. Kapitalizmin güzel seneleriydi.

    Killa Hakan'ın nesli, kimdir, nelerle karşılaştı?

    Buraya giriş olarak dedemden başlamak istiyorum. Dedem Türkiye'deyken köy ensitüsülerinde okumaya başlıyor ancak kapanınca da eğitimi yarıda kalıyor. Üstüne de babası ölüyor, annesini zaten çok küçük yaşta kaybetmişti. Uzun süre tek başına ailesine bakıyor, Yalnız ve altı kardeşi var. Dedem köydeki kooperatifi hem kurdu hem de yönetti. Daha sonrasında almanya işçi almaya başladığında ilk olarak kooperatifteki insanları istiyorlar. Dedem ve küçük kardeşi yanlmıyorsam 20'li yaşların sonlarındaydı. Toplandılar iki kardeş gittiler. Dedemin o dönemde iki çocuğu da var. eşi ve çocukları da türkiye'de. Bir süre böyle devam ediyor, babam vs türkiye'de büyüyor sonrasında ise Almanya'ya taşınıyor. 8 yaşında türkiye'de eğitimine başlamış köyden başka bir hayat görmemiş bir çocuk almanya'ya gidiyor. Dedem de nenemde günde iki vardiya çalışıyorlar. Niyetleri kazanç sağlamak ve kısa sürede Türkiye'ye geri dönmek. Ortalama bir evde iki aile ya da yanyana tutulmuş dairelerde kardeşler kalıyor ve kuzenler de kardeş gibi büyüyor. Sabah 5 gibi çıkıp eve gece 11-12 gibi dönüyorlar. Bu arada da çocuklar yalnız başına büyüyor Kreuzberg'te. Bu sırada dedem tüm kardeşlerine de bakıyor, hepsine para da gönderiyor eğitimini de sağlıyor. Bu kardeşlerinden birisi vali, ötekilerinin hepsi de öğretmen oluyor. Bunlar da dedem ve nenemin almanya'da afedersiniz it gibi ve en rezil işlerde çalışmalarıyla gerçekleşiyor. Aynı şekilde dedemin neslindeki birçok insan ailelerini kardeşlerini açlıkla sınanmaktan kurtarabiliyor. Bu sırada feda edilen ise çocukları oluyor. Kreuzberg gibi bağcılar'dan bozma bir semtte kendi kendilerine yol bulmaya çalışıyorlar. Kat sayısı çok keskin bir yaşam, doğru yöne gidersen inanılmaz olanaklar var, kötü yöne gidersen seni öldürecek yüzlerce seçenek var. köyde kalmış olsaydın ya okurdun ya da çiftçilik yapardın ama Kreuzberg'te veya diğer şehirlerde de hayat çok başka olanaklar sunuyor. İlk neslin birçok çocuğu bu dönemde -killa hakan ile yaşıt- uyuşturucu, alkol veya binbir türlü çeşit mafyacılık ile canlarını kaybetti. Daha iyi yaşam için gelen aileler çocuklarını kendi evinin içinde kaybettiler resmen. Bu çok acı, tarif edilemez. Buna Alman hükumeti çok sonra uyandığında ise spor kulüplerinin kurulmasına aynı şekilde sanat evlerinin arttırılması ve gençlerin sokaktan öte bir uğraş ile zaman geçirmelerini sağladı. Ama bu arada kaynayan nesil kaynadı. Kısaca Killa Hakan'ın geldiği nesil gerçtekten kayıp bir neslin fotoğrafı gibi. Bu altyapıya baktığımda bazı davranışlarını vs kendi içinde anlamlandırabiliyorum.

    Türk mahallelerinin çok baskın olmadığı yerlerde Türk aileler almanya ile daha iyi uyun sağladı. Çocukları daha iyi eğitim alabildi. Bir şekilde bir alman çocukla tanışmak arkadaş olmak insanı daha iyi yapabiliyor ve yön bulmasına da yardımcı olabiliyordu. Türk çocuklarının beraber okuduğu sınıflarda ise iki boşluk birleşiyor üç boşluk birleşiyor karadelik gibi oluyordu.

    Düşünce dünyası killa hakan gibi olan bir nesil var Almanya'da. Birçok çelişkiyi de iyiliği de kötülüğü de içinde barındırıyor.

    Ben Almanya'dan Türkiye'ye geldiğimde hemen hemen tüm tepkiler olumsuzdu. Ama dönüp baktığımda, almanya'ya gittiğimde eski arkadaşlarımı gördüğümde şanslı da hissetmiyor değilim. Kimisi facebook'ta mercedes'te yönetici kimisi ikea mobilya tamircisi kimisi ise tamamen yolunu kaybetti, tutunamıyor, kimileri de maalesef yaşamını uyuşturucu boku yüzünden kaybetti. Aşağı yukarı 30 arkadaşım var hala ortaya çıkan fotoğraf çok uçlarda. Seni iyi yola götürecek olan o kelebek etkisini yakalaman gerekiyor. Onu yakalayınca da işler inanılmaz kolay oluyor. Okuyacağım dediğinde okuyabiliyorsun ve iyi paralar da kazanabiliyorsun ama zihinsel altyapısı çok sakat bir bölge hala Kreuzberg.

    Boe B – Killa Hakan ve Rap

    Boe B rap yapmaya başladığında ingilizceydi. Öylesine de değildi bu rap. O dönem Almanya'da bulunan askerler de dinliyordu, rap'i takip eden Berlin'deki camia da dinliyordu, kısaca kaliteli bir iş ortaya koyuyordu. Sonrasında türkçe yapmaya başladı. Rap ve ticaret, o dönemde edebiyat ve ticaret kadar aptalcaydı o yüzden hiphop daha çok sokaktan kurtulmak bir uğraş edinmek bir spor bir hobi gibi görünüyordu. Bir gencin kafasına yarın takılacağı çakal sürüsü değil hiphop olsun spor olsun sanat olsun vardı. Boe B ise Killa Hakan'ı sokakta kaybolmasın gelsin hiphopla uğraşsın diye bu işe soktu. Temelinde iyi rap veya kötü rap gibi bir durum yoktu. Boe B öldükten sonra Killa Hakan bırakmadı hepimizin bildiği gibi devam etti. Boe B bayrağını killa'ya vermek gerçekten çok büyük bir yük olur. Killa'yı eleştirdiğim nokta ise hep bu çıkış noktası oldu. Boe B'nin işleri daha profesyonel daha hiphopla ilişkili ve edebi olarak da çok kuvvetli bir rapti. Yaşamış olsaydı muhtemelen bugün Kreuzberg'in Entelektüel yüzü olduğu gibi gurbetçilere yönelik olan haklı antipatik bakış açısı da bir parça kırılırdı bir ihtimal.

    Killa Hakan ve Rap

    Killa Hakan'ın rapini beğenmiyorum. Yaptığı türü de dinlemiyorum daha doğrusu. Bence olmaması gereken olsa bile çok az yapılması gereken bir tür. 2 ay kulağım killa duymasın sonrasında ortalama bir işini dinleyim güzel gaza getiriyor ama iki üç parçasını arka arkaya dinleyemiyorum. Eğer rap'in konusunu 360 derece olarak düşünürsek Killa Hakan sadece 10 derecelik bir alanda. Geçen konuştuğumuz çok yönlü rapçi meselesi gibi hiç değil. Çakılı defans oyuncusu gibi Killa Hakan. Bulunduğu semtte yaşanan sorunları, gelecek kaygılarını, neslini, hasreti vs anlatabilecek birçok konusu varken işi sadece vurdu kırdı oldu.

    Kariyerine de yanlış devam ediyor. Bu kadar yükselmesinin arkasında Ceza da var. Sahip olduğu yeteneğin çok üzerinde bir noktaya taşıdı Killa'yı. Bu da bir parça zarar. Süper ligde Alanyaspor'da iyi top oynayan bir futbolcuyu şampiyonlar ligi çeyrek finaline koymak gibi. Killa Hakan biraz daha kültürün içinde kalması gereken bir renk olarak düşünüyorum. Tüm türkiye'ye açılma gibi hevesleri kendisine ters vurdu, vuruyor da.

    Kaşarlanmış gazetecilerin konuk olduğu programda her soruya atladı, içinden geldiği gibi cevap verdi. Politik düşünmedi, Bir şey olur mu düşünmedi. Oto-konrolsüz bir şekilde Cengiz'in ekmeğine yağ sürdü. Ne albümünü konuştu ne de son klibini konuştular. Varsa yoksa dissler ve çatışma yaratan konular konuşuldu. Benim sempati duyduğum Killa, biraz daha işin içinde olan, kültürün içinde kalandı. O kafayı dışarı çıkardığında maalesef rap dinlemeyen sadece olanı yiyen kitle tarafından yeni boys anılar gibi görünüyorsun ve bu da çok zoruma gidiyor.

    Vurdulu kırdılı konuşmalarının arkaplanında neler olduğunu biliyorum ama netd aboneleri veya Cengiz Semercioğlu takipçileri bilmiyor. Bu yüzden de alaya alınan bir rapçi oluyor.

    Dinleyicilerine sunması gereken iki şey var şu aralar. Tüm hayat hikayesi, ne kadar röportajı varsa hepsi boys36 ve sokaklar üzerine. Hapisten o kadar bahsediyorsan neden o kadar girip çıktın bir şekilde dinleyicilerine sunman gerekiyor. Polis seni rastgele almaz içeriye. Twitter'da paylaşıyorsan tam olarak niçin olduğunu da paylaşman gerekir. Diğer bize anlatması gereken ise doğrudan rap; dedikodulardan disslerden sıyrılmış kemiksiz bir şekilde flow radyodaki gibi bir röportajlar gibi bir röportaj gerekiyor.

    Samimiyetine 100 üzerinden 100 veririm. Kalbi temiz, içinde farklı iyilikleri ve kötülük diyebileceğimiz şeyleri de barındırıyor. Aslında bir şekilde geldiği neslin sesi de sayılabilir. Müziği Berlin'de de böyle bir ses var olarak kalsaydı daha çok severdim. Mainstream'i taşıyabilecek kültürel donanımı da medya yönetimi de yok maalesef.

    yazıda imla hataları ve anlam düşüklüğü bolca vardır, bu yüzden özür dilerim.
    anonim
    17/9/2019 17:32
    heart_plus : 7 stat_minus_2 : 0 


  20. Cengiz semercioğlu'nun programında Faruk Sabancı'yı tehdit etmiş galiba.
    eksisozluk.com
    old school pesimist beat sever
    17/9/2019 19:15
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  21. Sayfalar: |<  << >> >|

    fb | twt | youtube | insta | spotify | anket | uyarı | devlog

    bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz.
    hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.

    rastgele gururlarımız: