eksi yön olarak parçada verse eksikliği var, gerçekten çok tekrara düşüyor. garibime giden ise bu başlıkta sözlerden yakınılması. hay allah kennedy evinde ölmemiş mi ya, e ben dinlemem o zaman.
bazen söz yazımı bir şeyi direkt olarak anlatmaktansa hedeflenen hisse ait kelimelerin bir şekilde bir araya getirilmesi ile yapılabilir, bir adı olmasına gerek yok bu bir teknik ve bir çok rapçide görebilirsiniz. siz parçanın hissiyatına uymayan bir kelimeyi kullandığınızda vibe nasıl dağılıyorsa tam zıttı da öyle çalışıyor. ben weghi tanımam etmem, savunmak için de yazmıyorum ama adam sözlerde üstü kapalı şekilde umursamaz/agresif bir tavrı gayet iyi aktarmış, kusur sözlerde değil parçanın yapısında 6.5/10
ne alaka kennedy abicim angela markel kennedy amerikalılar duysa t*ss*k geçer hala kurtulamadık şu muhabbetlerden sıkıyorsa rte vurdum de sınırlarımız içinde olanlar olsun :D
bence tıpkı kendisi gibi kennedy'nin evinde öldüğünü sanabilecek, bunu umursamayacak enayi bir kitleye hitap ettiği için öyle yazmıştır; sen biraz tatlış bakmışsın bu yeteneksiz çocuğa.
abi yine başlamışsınız ilber ortaylı gibi. şarkı tarihi bir olayla ilgili storytelling yapmıyor farkındaysanız -ki yapsa da tarihi olarak doğru olma zorunluluğu yok- tamamen vurgu, vokal ve ritimle yüksek bir duygu yakalatmaya odaklanmış bir matematiği var. yani kennedy'yi evinde vurdum diyebilir, merilyn monroe'yu karaköyde götürdüm diyebilir, der oğlu der. vermek istediği duyguyu vermiş mi vermiş.
ayrıca illa bir mantık ve hikaye çerçevesine oturtacaksak verdiği hikaye doğru. sözler sanki bir sorguda söyleniyormuş gibi yazılmış. hani ikiz kuleleri de ben patlattım hesabı meydan okuyor. "kennedy ben vurdum evlerine dalıp" dedikten sonra "Göğe serip kaçtım, ellerinde yok hiç kanıt/ Biz biterse damıtırız aramızda hafız/ Az kişi, sık safız; rakip sakız, çiğneyip atarız" diyor. mevzuu kenedy falan değil yani. buradan şarkıya yaklaşmak çok saçma bence
son dönemde şarkıları 3 dakikanın üstünde yapanı öpüyolar ellaam. bir verse daha girebilirmiş fakat şarkının hype yakalamak için yapıldığı belli ki yakaladı da. ayrıca kennedy evinde vurulmadı anladık hacı. piramitlerin gizemini çözmüş gibi yazıp durmayın artık.
edit: Biraz şöyle ufaktan gireyim konuya; son dönemde sosyal medya seküler, bilimi önemseyen güzel genç bir kitle yarattı. Bu kitlenin akın akın seküler milliyetçilik tuzağına kurban gitmesi dışında hiçbir memnuniyetsizliğim yok, aksine gayet mesudum bilimperest kitlenin varlığından. ama gerçekten 90'lar solcuları gibi herkesi ve her şeyi cahillik olarak niteleyen elitist tavrı kabul etmiyorum.
Vasatlık olarak kabul ettiğiniz şeyler gayet doğal ve özünde kendi güzelliğine sahip şeyler. Bilim yalnızca bir araç ve hayatımızın içinde yer almak zorunda değil. örneğin ben kennedy suikastini araştırıyorsam tarihin, sosyolojinin vs. metodolojisini kullanayım. bu kullanmak için bir araç ama söz gelimi ben bir şiir yazıyorsam, bir sohbet ediyorsam, ateş başında bir hikaye anatıyorsam bunun böyle bir metodolojiye muhtaç olduğunu zannetmek asıl absürt.
bu konuyla alakalı en sevdiğim örnek alevi-türkmen deyişleri. Şimdi şöyle ki: Ali bir yönüyle tarihi bir şahsiyet; Yaklaşık doğum ve ölüm tarihlerini biliyoruz, Tarihi olaylara etkilerini biliyoruz, e bu adam devlet yönetmiş, anlaşmalar yapmış, tarihi sosyolojik bir ton etkisi var. öte yandan alevi-bektaşi deyişlerinde ali uçuyor kaçıyor, zamandan mekandan bağımsız, hızır oluyor, düldüle binip miraca çıkıyor, geliyor halk kahramanlarına yardım ediyor, zaten o panteistik inançta da epey yeri var. yani vahdet-i vücud ile bir noktada tanrıyla eşdeğer bir şey gibi anlatılıyor. ve bu bahsettiğim metinler anadoludaki ve kafkaslardaki oğuzlarla ilgili elimizdeki en zengin veriler.
şimdi eğer tarihin metodolojisiyle olaya yaklaşırsak bu metinler çöp mü? bunları yazan oğuz şairleri ya da bektaşiler cahil ve vasat mı? değil. çünkü bunlar özünde tarihsel belge değil. seve bayıla aktardığımız şeyler.
yani argümanlarım iyidir. sınamayınız. iyi geceler.
bak bi örnek vereyim: kan ve kadına değme hususunda islamdaki mezheplerde bi ayrım vardır: hanefi mezhebi kadına eli değince tekrar abdest almaz, şafi mezhebi alır.
bu nerden geliyor?
bir gün hz. muhammed ekin toplarken bir yeri kanıyor ve eşi gelip kanına dokunup siliyor. adam da gidip tekrar abdest alıyor.
biri diyor ki burada kandan dolayı abdest aldı, biri diyor ki kadına değdiğinden ötürü...
öncelikle örneğini anlamadım. yalan söylemeyeceğim.
sonra, vasat arapça "orta" demek, kelime olarak da bence tam olarak karşılaması gerektiği şeyi karşılıyor. Ortalama olanı. Toplumun üst bir zevk ve irfana sahip küçük elit azınlıklarını çıkınca geriye kalan her unsuru vasattır yani ortalamadır. yani burada kullandığımız dil "vasat" yaptığımız işler ve gelir düzeyimiz "vasat", eğer üstün zekalı falan değilsek zeka seviyemiz "vasat" ve böyle olması da gerekiyor. Bunu aşağılamanın alemi yok. vasat güzel bir şeydir. zaten hayatımızı düzgün idame ettirebilmemiz için %90 kadar vasat olmamız gerekiyor.
şimdi: her şey yerinde değerlendirilir. bilimsel amaçlar içermeyen hiçbir beyan bilimle değerlendirilemez. hele sanat hiç değerlendirilemez. Nereden aklımda kalmış hatırlamıyorum, zannedersem Ahmet Haşim'e ait olması lazım; şiirle ilgili, "şiirde ritim ve ahenk için gerekirse manadan tamamen vazgeçilebilir" demeye varan görüşleri vardı. şimdi ahmet haşim bilime uzak ya da "vasat" bir adam değil. Bu ülkenin en önemli entelektüellerinden bir olan Tanpınar'ın hocası ve ayrıca bir aristokrat. bizm gibi işçi-köylü çocuğu da değil yani. Bu adam olmasa bir bilim olarak edebiyat olmazdı ve bu adam şiire bırak "anlamda doğruluk" gibi bir görev yüklemeyi "o anlam olmasa bile olur" demeye gelen görüşleri var.
işte bunu sağlayan şey de sanatın ve hayatın bilimden tamamen bağımsız olması. Bu ayrımı yapmamak da absürt olur çünkü bilim zaten böyle bir şey değil. bilim yargı vermez, veri verir. bir şiiri ya da bir şarkıyı analiz edebilirsiniz ama ona dair yargınızı sadece estetikle verebilirsiniz. öteki türlüsü sadece komik.
ayrıca bir şey belirtmek istiyorum. Bir ay önce işimden ve manitadan ayrıldım. kafayı da kazıttım evden de çıkmıyorum. ayrıca -inan itimad et aspo- evim boydan boya felsefe, edebiyat ve tarih için önemli materyalle dolu ve boş vaktim inanılmaz fazla. bu bilim aşkından dönüp insan gibi vasatlığınıza sahip çıkmazsanız tüm siteyi bir anda oxford süreli yayınlarına çeviririm, sabahtan akşama 2 sayfa kaynakçalı entriler okursunuz. lütfen fırsatımız varken vasata sahip çıkalım. belli etmiyorum ama sheldon cooper'ın sosyal bilimlere takık hali gibi bir modelim ben. duygusal ve sosyal zekam 0(sıfır). bir anda neden vasat olmanın hayrımıza olduğunu idrak edersiniz.
kennedy evinde öldürülmediği için benim de hoşlanmadığım parça. konu sadece tarih ve bilim değil ne yazık ki.
türkçe rap dinleyen onbinlerce ergenin çin'in osmanlı'dan korkusuna çin seddini ördüğünü düşünmesi yetmiyormuş gibi üstüne kennedy'nin evinde öldürüldüğünü akıllarına kazımasını ben hazmedemem. daha dün saian'ın feleğin çemberine 40 kurşun'unu didikleyip çelişkilerini eleştiriyorken bugün geldiğimiz seviye daha da içler acısı, bırakmayınız yapmasınlar.
ne anlattığı ne de kennedy'nin nasıl öldüğü umrumda değil, müzik olarak bok gibi parça. dinlenilebilirlik amacına hizmet etmiyor. müzik dinliyorum hissiyatı oluşmuyor. bu kadar konuşulmuş olması da medya ekibinin başarısıdır.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.