albümün 6 şubat 2024 tarihine kadar dijital mecralardan elde edeceği tüm geliri, üzerine sözlüğün de koyacağı katkı payıyla beraber kahramanmaraş depreminin yıldönümünde ahbap derneği'ne bağışlanacaktır.
Kulaklığım bozuldu ancak ahmetzapkinus bu geleneği dinlemek için elinden geleni yapacaktır. Şu an telefon hoparlöründen dinliyorum, dinlerken her şarkı için notlar almaya çalışacağım. Albümü bitirdikten sonra editlerim entryi.
en iyi şarkısı maç yine uzarolan albüm. hani rapçiler "daha iyisini üretemiyorsanız eleştirmeyin" diye klişe bi laf eder ya işte burada asıl işi müzisyenlik olmayan, amatör şartlarda müzik yapanlar, ekipmanını dişinden tırnağından arttırdığıyla alabilenler çoğu benim diye gezen popüler mc'den kat kat iyi iş yapmış. bu underground ruhun bozulmasını istemesem de yine de umarım hepiniz hayallerinize kavuşursunuz.
Emeği geçen herkesin emeğine sağlık , geleneğin sürmesine sevindim. Albümde en çok ilgimi çekenler sırrı ve hawenus oldu. Cümleten tebrik ediyorum arkadaşlar güzel işler var albümde.
herkesin diline emeğine sağlık. ne kadar övsem az gelir. hoş, zaten övenler de övülcek bişey bırakmamış üstüne ne desem boş. en son bu kadar keyifle dinlediğim bir rap albümüne denk gelmeyeli nekadar zaman oldu inanın hatırlamıyorum bile. benim şarkım (bkz: masum kalmıcaz) için yapılan yorumlar için de ayrıca çok teşekkür ediyorum.
albümün en beğendiğim şarkısı hawenus un (bkz: kritik) oldu. bu ne gaz, ne sıradışı, ne özgün bi şarkıdır ya rabbim. arkadaşı takibe aldım, yeni parçalarını da merakla bekliyorum. ayrıca hashashi nin beat i kesinlikle muazzam. bu albüm için mesajlaşmış fakat beatlerine yazacak yeteneği kendimde bulamamıştım. zaten bende ziyan olurmuş o güzelim beatler. hawenus la çok iyi bi ikili oldukları kanaatindeyim
herkesin eline emeğine sağlık. bence parça yapan gönderen herkes parçaların başlıklarına biraz içeriden bilgi yazsa çok tatlı olur. parçaların temalarından kayıt sürecinden başlayıp sözlerdeki kelime oyunlarından beatlerde kullanılan seslere kadar her türlü detay yazılabilir. akademik çalışma gibi bir şey olur be
albüme ucundan da olsa en ufak katkısı olanlara ve bütün dinleyenlere teşekkürler. ancak sizden bir isteğim var arkadaşlar. eskiden ne güzel herkes uzun uzun inceleme yazıları yazardı, bu yazılarda olumlu veya olumsuz eleştiri olması hiç önemli değildi, albümdeki sanatçıların gelişimine katkıda bulunurdu. ben de bu yazılar ile eksiklerimi görüp onları gidermeye çalışan bir bol sözlük sanatçısıyım.
bu yüzden olumlu olumsuz fark etmeksizin, şarkılarda gördüğünüz eksik/sağlam yerleri yapıcı bir şekilde yazmanızı rica ediyorum, bu sayede hep birlikte gelişip büyüyebiliriz.
abi albüm hakkında olumsuz bir iki düşüncem var ama onlar biraz önemsiz kalıyor.
birincisi, albüm kapağı güzel ama önceki albümlerde youtube'a yüklenirken arkaplanda da albüm kapağı vardı. burada kapak arkasında sade bir gri ekran konulmuş. muhtemelen "6 şubat anısına" yazısını koymak için yapılmış ama rengi pek hoş gözükmüyor özellikle bu kadar güzel bir kapak yanında (aq olumsuzu konuşacaz diye başladık yine övecek bir şeyler bulduk). albümün kendisi değil de yükleniş tarzıyla ilgili biraz.
bir diğeri ise en güzel (veya dikkat çekici) şarkılar en öne koyulmuş, kötü veya sıkıcı diyebileceğimiz birkaç şarkı da sonlara. insanlar ilk şarkıları dinledikten sonra sıkılıp kapatıyorlar albümü (albümün güzelliğiyle kötülüğüyle alakası yok çoğu albümde insanlar yapar) bundan dolayı son sıradaki şarkılara pek yazan olmamış, halbuki en çok eleştiriye o sondaki yazarların ihtiyaçları var kendilerini geliştirmeleri için.
başka aklıma takılan konular ise albümde shua yok ve drill beat de göremedim. drill o kadar eksik değildir belki ama shua'nın olmaması büyük sıkıntı bence.
bunlar albümün geneli hakkında düşündüklerim. şarkı bazında detaylı bir yazı yazabilecek kapasitem olduğunu sanmıyorum ama pek'in de dediği gibi ilerde baktım kimse yazmıyor, o zaman yazarım.
edit: abi şimdi düşündüm de, önemsiz bir detay da sanki albümde ince sesli biri yok aq farkeden oldu mu?
youtube videolarını ben hazırladım, hem sanatçı isimlerini, hem de dediğin gibi "6 şubat anısına" yazabilmek için bu yöntemi seçtim. ayrıca sözlükle alakalı işlerde ilhamı sözlükten almayı seviyorum, o yüzden internet sitesinin arkaplan rengi olan bu rengi seçtim, cover art renk paletiyle de uyumlu buldum. ancak dediğin gibi çok etkileyici olmadı, yaratıcı düşünemedim, böyle bir şey çıktı ortaya.
tracklist konusunda da hata bende. *lord voldemort'un yoğun ısrarlarına rağmen albümde en iyi olduğunu düşündüğüm 3 şarkıyı en başa koydum, çünkü albümü dinleyenlere etkileyici bir giriş yapmamız gerektiğini düşündüm. ama gerisi lord voldemort tarafından albümün atmosferine göre sıralandı, sondaki şarkılar kötü veya sıkıcı diye düşünerek koyulmadı asla. hatta kendi şarkısı da en sonda çünkü şarkıda outro havası vardı, diğer şarkıları da birbirinden önce veya sonra gelirse nasıl bir duyum sağlanır diye ince hesaplarla düşünerek sıraladı.
eleştirilerin için çok teşekkürler, bunları da tecrübe ede ede düzelteceğiz umarım ilerleyen albümlerde.
@fikirsiz #409999 Bence de mantıklı bir fikir :). Karanlıklar adlı parçamı bol sozluk compilation vol 9 duyurulmadan önce hali hazırda yapmıştım. Antikor albümümde yer alacak eski bir parçamdı fakat albüme yetişmemişti. Parçanın nakaratı farklıydı ancak içime sinmemişti. Yeni bir nakarat yazarak tekrar kayda aldım mix ve masteringi bitince de doğrudan yolladım. Boom bap bir beat, sample olarak "Sirenia - Seven sirens and a silver tear" kullanılmıştır.
hani rapçiler "daha iyisini üretemiyorsanız eleştirmeyin" diye klişe bi laf eder ya işte burada asıl işi müzisyenlik olmayan, amatör şartlarda müzik yapanlar, ekipmanını dişinden tırnağından arttırdığıyla alabilenler çoğu benim diye gezen popüler mc'den kat kat iyi iş yapmış.
yorumuna kesinlikle katılıyorum. ekipman/stüdyo ve işin tekniklerine yönelik eksiklerle çıkan işlerde doğal olarak kişilerin performansları daha net ve çıplak görülebiliyor. buna rağmen genel itibarıyla gayet iyi performanslar gösterilmiş. üst düzey ekipman ve onca işlemden sonra bile dinlenemeyecek "milyonluklar" var.
birkaç performansa yönelik naçizane yorumum olacak sadece, dostlar kırılmasın lütfen. sesi açıp açmamakla veya mikrofon kullanma pratiğinin sıklığıyla ilgili olabilir, sanki vokaller daha güçlü olabilecekken biraz sönük kalmış. mix master veya ekipman kalitesi konusu olarak söylemiyorum, elde ne varsa onunla yapılabilenler en nihayetinde. burada kastım, vokallerin biraz kısık söylenmiş gibi olduğu. "bağırmayalım ortalık yerde, komşular rahatsız olmasın." gibi. belki biraz mikrofon utangaçlığıdır. yeniden herkesin emeğine, sesine sağlık. daha iyilerine!
ben albümü genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. herkesin söylediği gibi parçalarda teknik ve mix gibi etkenler göz önüne alınınca baştan sona doğru ivme düşüşü maalesef mevcut.
bu bir yandan adil diğer yandan değil. eğer homojenize edilse iyi parçalar parlayamayabilirdi. ama yine görece iyi-orta seviyedeki olan arkadaşlar da gerilere düştüğü için çok fazla dinleyici bulamamış olabilir diye düşünüyorum.
bir de sırrı kardeşimiz kaliteyi çok başka bir yere taşımış, kendisine tekrar saygılarımı iletiyorum.
gerçekten şimdiye kadarki en iyi albüm olmuş, en farklı farklı parça bulunduran albüm de bu sanırım. eski albümlere kıyasla çok daha "modern" hissettiriyor, diğer albümler çıktıkları yılların 5 yıl gerisinden geliyor gibi hissettiriyordu ki hala öyle hissettiren 1-2 parça var. Tabi bunu kötü anlamda demiyorum, farklı olan kısmını vurgulamak için diyorum.
Vol 10 için içimdeki heyecanı anlatamam bile, var ol bolsozluk.
albümü yavaş yavaş sindiriyorum ve her gün bir iki satır yazacak vaktim oluyor, o yüzden albüm ile ilgili incelememi pt.1-pt.2 olarak ayıracağım.
pt.1'e sıfır miligram ile başlayalım o zaman. bi önceki albümdeki kılab bengır muhabbetini bildiğim için şarkının başında önden bi kahkahayı patlattım. şarkı boyunca da fikirsiz "wordplay"ler ile yer yer güldürdü, yer yer düşündürdü. kendimden bir parça bulduğum yerler de var, mesela benim de bu barlar aklıma gelirken duştayım hep. onun dışında tıp göndermeleri de iyiydi. ve tabi ki miligram. siz siz olun orijinaline basın filigran.
maç yine uzar'ı dinlemeye başladığımda klasik düz bi parça gibi hissettim, if'in performansı da ortalamaydı ama 53. saniyede giren piyano ve gitardan sonra hem beat seviye atladı hem de if'in lirikleri. işte o dakika vuruldum parçaya. if'in agresifliğini iliklerime kadar hissettim. sadece basit bi rhyme'dan ibaret olmayıp şarkının tamamına yaydığı futbol referanslarıyla da artık tamamen beni içine çekmişti şarkı. tertemiz de bir mix'i var
şimdi ben bu parçaya ne desem az kalır ama bi şeyler de söylemem lazım. çok güzel'den başka bir şey gelmiyo aklıma. sırrı'nın düş'ü albümün yıldızı oldu. helal olsun.
tony forte'den her gün yine aynı parçası bende bol sözlük compilation vol 8'deki müfred - baskı etkisi yarattı. lirikler hayatın içinden ve kendimle bağdaştırabileceğim türden lirikler. anlatım tekniği de iyi, catchy bir nakarat ile iyi süslenmiş. ancak vokal biraz daha esnetilip melodik bir hava katılabilirdi diye düşünüyorüm.
bu defa benim eksik parçasında ise karşınıza alaz aka lil gunna ile birlikte çıkıyoruz. alaz ile uzun zamandır çalışmak istiyoduk, bu albüm için fırsatımız oldu ancak yine de tam kapasite harcayamadığımız için önümüzdeki günlerde yeni bir iş daha görebiliriz, çünkü içimizde kaldı. yine de bu bir bahane değil, daha iyisini yapabileceğimizin farkındalığı. alaz nasıl bir beat istediğimi sorduğunda kısıtlı müzik bilgim ile isteklerimi söyledim ve ortaya süper bir iş çıkardı, vokali vokalistten iyi tanıyan bir yeteneğe sahip olacak ki, sondaki bağlamalı kısıma asla söz yazamayacağımı düşünürken bana yapmam gerekeni söyledi ve hallettik. benim beğendiğim bir iş oldu ama dediğim gibi eksikleri var, üstüne çıkabilmeyi umuyorum.
yoasensei inanma parçasında yoa, vokal ve beat ile chill bi hava yaratmış ama bu atmosferi sağlama açısından vokali benim için daha önde geliyor. ses tonunu ve lirikleri beğendim. tune çok çok az rahatsız etti. flow da gelişime açık tabi ki.
favorilerimden biri daha, ölümsüz değilsek. nakaratı beni aldı götürdü ama verse'ler de bir o kadar güzel. anlattıkları açısından da ilgimi çekti açıkçası. eksik gördüğüm taraf olarak mix diyebilirim.
katafalk'ın karanlıklar parçası da bu albümün sürprizlerinden oldu benim için, gayet ideal bir parça, ancak şarkının süresi ve bir yerden sonra çok monotona bağlaması, parçanın eksik gördüğüm taraflarından oldu. biraz daha hareketlilik ve çeşitlilik sağlanabilirmiş.
darko taymur'dan masum kalmıcaz. lirikler güzel ve insanı gaza getiriyor ama sanki şarkıda bi akışkanlık sorunu var gibi. beat ve vokal daha da zenginleştirilebilirmiş diye düşünüyorum.
geldik compilation'un gediklilerinden paniren'e. paniren mevzu bahis olduğunda önceki işlerinden mütevellit beklenti yüksek oluyor. ancak sadece hırs ve votka özelinde değerlendirecek olursak white linen aka omc beats ile birlikte sağlam bir iş çıkartmışlar. sıkı bi flowu var, kafiyeler de kıyak, sürükleyici bi parça olmuş. patron+hayki sözünü duyunca da inceden bi yakın hissettim parçaya kendimi.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.