bu olayda hükümetin tutumu bir dahaki seçimi de kazanırlarsa irandan beter bir kapalı kutu ülkeye dönüşeceğimizin kanıtı. siyasal islam görüldüğü yerde yok edilmesi gereken bir kanserdir.
Ya kimse kusura bakmasın da iran falan olduğumuz yok asıl bu coğrafyada sünni bir yönetici olmazsa şii iranın veya suud vahhabilerinin borusu ötmeye başlar o zaman görürüz hep beraber noluyor.
Boğaziçi meselesinde niye o grup da vardı, niye şunlar da vardı, bunların derdi ne gibi salak saçma sorular görüyorum.
Boğaziçi'li dediklerimiz bir avuç insan. Kaç gün boyunca sadece oturarak protesto etti bu çocuklar. Sonuç gelmeyince tabiki toplumun diğer parçaları da buna destek verebilir. Bu destek verenlerin etnik kökeni hiç kimseyi alakadar etmez. Kürtlerin ne işi varmış lafa bak.
--spoiler--
Türk vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin tabiyetinde bulunan kişi. Yürürlükteki 1982 tarihli Anayasa'nın 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." tanımı yapılmıştır.
--spoiler--
amına koyim iktidara güya başınızı eğmiyorsunuz ama o kadar sindirilmişsiniz ki kendi başınıza bir şey olmayacakmış gibi uçan kuştan bile destek bekliyorsunuz beyler. destek vermeyen olursa da anında karalıyorsunuz.
aferin böyle devam.
edit: yanlış anlaşılmasın direnişin ve oradaki arkadaşların sonuna kadar destekçisiyim. sadece bazılarındaki bu bahsettiğim tavra uyuz oluyorum.
tuttuğu takımın forvetine üçüncü ligden 38 yaşında bir adam getirsek ortalığı ateşe verecek adamlar, türkiye'nin en vasat üniversitelerinden birisinin kurulmasına vesile olmuş ve ctrl+c ctrl+v makaleye sahip bir rektör için ses çıkartılmasına abebele hübelele diyor. bu duruma bir boğaziçi üniversitesi öğrencisinin ses çıkarmaması daha vahim bir şey olurdu zaten.
meselenin en başı saçma zaten. bir cumhurbaşkanının rektör atamasıyla ne işi olur. 90 küsür tane devlet üniversitesi var yanlış hatırlamıyorsam. bunlarla tek tek uğrşacak kadar boş mu? rektörlük seçimini öğretim üyeleri yapar olay biter normalde. yök'ün varlığı bile saçma. tüm bunların tabii ki önemi yok ama. bugün rastgele parkta bu konuyu tartışan gençlere denk geldim. polis haklı abi, bunlar rektörü bahane ediyor şöyle yapıyorlar böyle yapıyorlar vs vs vs.
bu ülkenin milleti kendi rızasıyla kuzey kore olma potansiyeline sahip ve ben de bunu göreceğime eminim, iran falan diyenler var geçiniz, mutlaka kuzey kore olacağız. 2021 senesinde en üst düzeyden lgbt bireylere nefret yağıyor, 20 yaşındaki çocuklar ankara'daki üst düzey isimler tarafından doğrudan hedef tahtası yapılıyor.
benim bu olaylardan çıkardığım tek şey bizim rapçilerin baya bir dümenci oluşu, tezgah çiçek tabi, ne karışacaklar, öbürkü albümlerince che mhe devrim zart zurt patlatıp sakalını alır yine herkes.
forumun ana konusundan çıkmadan kendi düşüncelerimi belirteceğim. Bu kadar liriklerinde sistem karşıtlığı, anarşizm, sosyalizm, çocuk hakları, ezilenler, hayatın zorluklarından bahseden rapçimiz varken çoğunun bir tweet attığı hatta çoğunun suspus oturduğuna şahitlik ettik. Bizim popçulardan ne farkımız kaldı. Onlar aşktan bahsederdi, bunlarda arabalardan, markalardan bahsediyor. Hepiniz kenar mahallelerde zorluk çekerek büyüdünüz ya mahallede de darda kalana, yardıma ihtiyacı olanı görmemeyi, onu konuşmamayı da mahalleden öğrenmişsinizdir. Son olarak her yerde üstad denilip sadece bir kaç şarkıdan tanıdığı Fuat Ergin'e teşekkür ediyorum bu zamanda dahi desteğini, elini taşın altına sokmasıyla gözümdeki yerini ölene dek sabitledi.
yılın belli zamanlarında garip olaylar yaşanıyor. Bunlardan biri de Boğaziçi vakası. Hadi boğaziçili öğrencileri bir şekilde anlarsın da geriye kalan andavalların orada işi ne . Bu arada dizi/film yapılsa tutar. ( direniş boğaziçi üni)
boğaziçi'li öğrenciler diğer bütün üniversiteli öğrencilerin sesi olmuşken; hak etmeyenin hak ettiğini bulmasını,adaletin işlemesini,liyakat düzeninin kurulmasını isterlerken gece soğuklarında bitap düşmüş,dayanacak gücü kalmamışken cuma hutbesinde "ilmin peşinden koşanlar hidayete erenlerdir. peygamberlerin azmi üzerinize olsun." diyerek boğaziçi'li öğrencilere maneviyat desteğinde bulunan sayın diyanet işleri başkanlığı'na teşekkürlerimi sunuyorum.
ilerir gelen rapçilerin acilen birleşip birşeyler çıkarması gereken olaydır.
hatta joker şehinşahla birşeyler gelicek demişti gündemi işlerlerse müthiş olur.
Şerefi olan insan istifa eder, kendisi yüzünden yüzlerce insanın işkence görmesini istemez. Ama hak etmediği şeyleri kolay yoldan, birilerinin maşası olarak elde etme yolunu seçen zaten şerefli kalamaz. Bunlara alın terini, emeği, liyakati anlatamazsın. Eğer okullar kapalı olmasaydı emin olun bütün öğrenciler orada olacaktı, 15 bin öğrenci rektörlük binası önünde istifaya çağıracaktı Boğaziçi'nin ilk elit rektörünü. Yine de binlercesi orada ve her türlü haksızlığa ve işkenceye rağmen yılmadan devam ediyorlar. Haklıyız. Gücümüzü şımarık elitler gibi sırtımızı dayadığımız erklerden almıyoruz, gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz.
Bu demek değil ki destek görmüyoruz, bütün vatansever vatandaşların bizi desteklediğini biliyoruz. Birçok üniversitelinin, özellikle İTÜ'lü ve ODTÜ'lü arkadaşlarımızın çok büyük desteği var bize ilk günden beri. ODTÜlüler yeri geldi bizden daha fazla işkence görmeyi göze aldılar. Polisin okuldan çıkarmadığı arkadaşlarımıza en azından battaniye ve yemek ulaştırabilmek için sokağa çıkma yasağı saati yaklaşırken okulumuzun önüne gelip insanlık yoksunu tiplere dert anlatmaya çalışan İTÜlülerin hakkını ödeyemez kimse.
Hafta sonu iki arkadaşımızın hukuksuzca tutuklanmasının ardından çok fazla sayıda Boğaziçili okulda toplandı pazartesi günü. Mahalleyi haftalardır terk etmeyen polis ordusunda ekstra hazırlık vardı, çatılarda sniperlar, havada gezinen helikopterler bile hazırdı. Okula gelmek üzere etiler tarafından yürüyen öğrenciler, sadece sokakta yürüdükleri için gözaltına alındılar ve işkence gördüler, görüntüleri biliyorsunuz zaten. Dışarıdakilerin okuluna gitmesine izin vermeyen polis, içerideki arkadaşlarımızı da dışarı çıkarmıyordu. Dışarı çıkamayan öğrenciler rektörlük binası önünde oturma eylemine başladı. Okula giren polis kampüste toplanan öğrencilere çok sert müdahalede bulundu ve çoğunu gözaltına aldı. Sadece o gün içerisinde yüzlerce Boğaziçi öğrencisi gözaltına alındı. Gerek ters kelepçelenip yere yatırıldıkları otobüslerde gerekse de nezarethanelerde arkadaşlarımız kötü muamele ve işkence ile karşılaştılar. Aynı saatlerde İstanbul üniversitesi önünde bir grup siyasal İslamcı herhangi bir zorlukla karşılaşmadan toplanıp slogan atıyordu.
Salı günü ise Suriyelilerin ellerinde terör örgütü bayraklarıyla rahatça eylem yaptıkları saatlerde Boğaziçi öğrencilerine ve akademisyenlerine destek için kadıköy’de insanlar toplanmaya çalışıyordu. Kadıköy’e gidebilirler korkusuyla okul tarafında belediye otobüsleri durduruldu ve otobüslerdeki Boğaziçi öğrencileri dayakla otobüsten indirilip gözaltına alındı. Belirtelim, bu taraftan kadıköy’e giden bir otobüs yok tabii ki; birkaç kere aktarma yapmak gerek oraya gitmek için. Yani insanlar herhangi bir yere gitmek için illa ki otobüse binecek. Neyse, herkesin bildiği üzere kadıköy’de yine çok sert polis müdahalesi yaşandı. Akşamında önceki gün okul içinde gözaltına alınan 30 arkadaşımızın tutuklama talebiyle adliyeye sevk edildiğini öğrendik. Hepimiz için çok uzun bir gece oldu, müthiş bir tepki yükseldi. Öğrenciler arkadaşlarını istiyorlardı ve eğer arkadaşlarımız hukuksuzca tutuklanırsa okulda hiçbir şey eskisi gibi olmayabilirdi, ben bu kararlılığı hissettim. 30 öğrencinin serbest bırakıldığını öğrendiğimizde ise yaşanan duyguları tarif etmek sanırım imkansız. Kendi adıma adliyeden serbest bırakıldıklarına ilişkin bilgiler, fotoğraflar ve videolar geldikçe gözyaşlarıma hakim olamayıp mutluluktan ağladığımı söyleyebilirim.
Kronik yalancılar utanmadan bu arkadaşlarımıza iftiralar attılar, terörist dediler. Önce 180 öğrencinin 80’i terör örgütü propagandası yaptığı için kayıt altındaymış zaten denildi. Türkçesi şöyle bir şey olsa gerek: akp’yi eleştiren tweet’ler atmışlar ve biz de fişlemişiz. Fişleme yapmak suçtur. Neyse nasıl olduysa hakimler bu kadar teröristi aramıza saldı. İçlerinde tanıdıklarım da var, tanımadıklarım da var. Ben iftiralara uğrayan, terörist denilen bütün bu arkadaşlarıma güveniyorum; hepsinin pırıl pırıl çocuklar olduklarına inanıyorum. Kim hangi partidendir, hangi örgüttendir hepsini bilemem. tabii ki örgütlenmek çok güzel bir şey. ama benim tanıdıklarım içinden örgütlü olan bir arkadaşım vardı sadece, o da önceden okuldaki akp örgütünün başındaydı. Her kimlikten öğrenci demokrasi talep etmek için burada bir arada. Ben arkadaşlarıma polisten daha fazla güveniyorum. Polisin, hangi örgütün veya tarikatın listesinden alındığını bilemem ama öğrencilerin çalışkan ve özverili oldukları için, hak ederek boğaziçi’ne alındıklarını biliyorum.
Bugün o pırıl pırıl çocuklar adli kontrol ve yurtdışı yasağı olsa da arkadaşlarıyla beraber okullarındalar. Bu, mücadele ederek kazanıldı; kimse unutmasın. Adliyede arkadaşlarımızı bir an olsun yalnız bırakmayan avukatlara ve milletvekillerine sonsuz teşekkürler.
Çaylaklık cezam açıldığı gibi ayağımın tozuyla bir şeyler yazıp süreci size aktarmaya çalıştım. Bu kadar fazla yalan, iftira havada uçuşurken; korkunç bir algı operasyonu yürütülüyorken; bu kadar fazla insan haksızlığa uğrarken bir Boğaziçi mezunu olarak, bir hukuk öğrencisi olarak insanlara doğruları anlatmakla kendimi sorumlu hissediyorum. Buradan veya özel mesajdan sorunuz olursa yanıtlayabilirim. Tabii dangalak dangalak konuşanlar, insanları itham edenler, ötekileştirenler de cevabını alacak. Dün memlekete geldiğim için bir haftalığına olayların çok yakınında olamayacağım ama yine de sürekli gözümüz kulağımız orada tabii ki.
Ama şunu da söylemek lazım: Herkes kötü niyetli insanların yürüttüğü algı operasyonlarına karşı kendisini korumakla yükümlüdür. Lütfen bu algı operasyonlarına kanmayın, popülizm tuzağına düşmeyin. İnsanlar çok ciddi mağduriyetler yaşıyor, buna ortak olmayın. demokrasi istiyoruz, gözaltında ve tutuklu tüm arkadaşlarımızın serbest kalmasını istiyoruz, lgbt+ vatandaşlarımızı hedef alan nefret dilinin son bulmasını istiyoruz, rektörlerin demokratik yollarla üniversite içinden seçilerek göreve gelmesini istiyoruz.
ayrıca teşekkürler fuat ergin, bol sözlük, şehinşah, şanışer, gazapizm, saian, hidra, çağrı sinci, server uraz, sokrat st, ozbi, aga b ve destek veren herkes.
iktidarın hiç akıllılık edemediği olay. ulan bunlar senin ülkenin geleceği. ya da en basitinden oy kaynağın. sen bunlara terörist dersen, seçim zamanı napıcaksın? genç dilinden konuşup, "kanka" falan diyip yakın mı görünmeye çalışacaksın
adamlar yönetime adam bulamayınca yeni fakülte açtı şaka gibi. ha 1 diğer ihtimal.. burada çok fazla öğrenci oldu kampüse sığmıyorlar en iyisi taşınsınlar...
biz 2018'de etkinlik yapmaya sınıf bulamazken bir gecede iki fakülte (evet fakülte) açılmış okul. 2018'den bu yana kontenjanlar da arttı üstelik. kayyum melih bulu yardımcılığını yapacak kaypak akademisyen bulamayınca yandaş kadro doldurmak için açtılar belli ki.
yok belli ki ölüm fermanı imzalanmış okulun. nefes alsak iktidara koz oluyor birilerinin gözünde ama direneceğiz elimizden geldiğince, başka ne yapabiliriz ki.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.