tarihi şekillendirmiş, dünyanın kaderini en çok değiştiren millet olan türk milletinin övünç kaynağı ve en büyük şansıdır. hayali ve idealleri peşinden giden genç bir öğrenciden, dünya tarihini şekillendiren gazi paşa olmaya giden yolu yürümüştür. rahat uyu atam, emeklerine yakışır şekilde yaşatacağız vatanımızı.
bitme noktasına gelmiş bir ulusun emperyalist işgalcilere karşı yapılan hayatta kalma savaşına ve sonrasında küllerinden yeniden doğmasına önderlik etmiş, dünyadaki birçok başka bağımsızlık mücadelesine ilham vermiş, bütün hayatını ülkesi için terinin son damlasına kadar çabalayarak geçirmiş çok büyük bir liderin yaşama veda ettiği gün.
yaptıkların için sana candan minnettarız sevgili atatürk.
bir adam dusunun öldügü halde fikirleri ve yaptiklari ile birilerini hoplatmaya devam ediyor. vizyoner, asker, adam. atam sen çok buyuk adamsin. huzur içinde uyusun
şu ve ekşi'deki entryleri okuyunca acaba yanlış ülkede mi yaşıyorum diye düşündüm.
fikirleri yaşamıyor çünkü fikirlerin ölmesi için önce halkta yeşermesi gerekir, bu halk atatürk'ü hiçbir zaman anlayamadı amk.
kendini hiçbir zaman halkın üstünde görmemiş, ülkesi için hayatını adamış bu adam onu tanrı katına çıkaran bu kitleyi görse eminim yüzlerine tükürürdü.
izinden gidiyormuşsunuz. vay amınakoyim, yalanınızı siksinler sizin. peşinden gitseydiniz bu ülke bu halde mi olurdu lan şimdi? cumhuriyet elden giderken, baştakiler gizliden bile değil, açık açık şeriat hazırlıkları yaparken her 29 ekim ve 10 kasım'da "emanetine sahip çıkacağız" derken utanmıyor musunuz, yüzünüz kızarmıyor mu la?
ilkokulda ezberlediğiniz, hatta muhtemelen isteyerek değil, size zorla ezberletilen ilkelerini ne kadar anlayabildiniz mesela? bir sürü kitap yazmış, kaçını okudunuz? hadi hepsini okumanıza gerek yok, yani aslında var da şimdilik gerek yok diyelim. nutuk'u aranızdan kaç kişi gerçekten anlayarak okudu? hani her fırsatta ağzınızdan düşürmediğiniz ama okuyanınıza da binde bir rastladığımız kitap? noldu amk zor mu geldi el kadar kitabı okumak? daha götünü kaldırıp o kitabı okuyamıyorsun sonra atam 3000 kitap okumuş diye övünüyorsun. atatürk o kitabı kütüphane raflarında çürüsün diye mi yazdı lan? o kitap boşuna mı gençliğe hitabe'yle bitiyor?
tabi ki bu lafım herkese değil, ben bunların hepsini yaptım da demiyorum. hatta yeterince yapmadığım için de kendime kızıyorum ama en azından orda burda en büyük atatürkçü benim diye kırıtmıyorum, inanın sizin gibi olmayı denedim ama yok işte olmuyor, bu ahlaksızlığı kendime yakıştıramıyorum, siz de yakıştırmayın, artık hanginiz bu üstte saydığım davranışları sergiliyorsa. siz okumuş olabilirsiniz, ata'yı anlamış, fikirlerini benimsemiş olabilirsiniz, o halde ne güzel size, bu ülkenin sizin gibilere ihtiyacı var. ama ülkemizin ve halkımızın geldiği duruma bakarsak yüzde doksanımızın bunu yapmadığı çok aşikar.
en x benim yahut sen x değilsin edebiyatı yapmayı sevmem fakat üstteki yazar arkadaş bunu başkasına yapınca sanırım benim de bunu yapma hakkım doğuyor.
kendimi haklı çıkarmak için 1 ton klişeyi uzun uzun da yazmayacağım. sadece nutuk kısmına cevap vermek istiyorum. (bu arada evet nutuk da klişe.) nutuk atatürk'ü anlamak için uygun kitap değil. nutuk 1 siyasi hesaplaşma kitabı. 1919-27 arasını anlatıyor. yazıldığı dönemde anayasada hala "devletin dini islamdır" ibaresi bulunuyor.
keza Atatürk'ü kitaplar üzerinde anlamak da güç 1 şey. fakat "yaptıklarının değerini" anlamak için Afganistan, Suriye gibi yerlere bakmak yeterli. (Afgan ve suriyelilerden de ırkçılık yaptığım için özür diliyorum.)
allahtan instagram ve facebook kullanmayı bıraktım. her fırsatta siktir olup gitmek istediğini söyleyen tiplerin ikiyüzlü atatürk paylaşımlarından yıllardır gına gelmişti. #370156'daki arkadaşın mevzuyu güzelce izah ettiğini düşünüyorum.
“Yüreğine bir mahzunluk düştü Tahsin’in, / bir başka insan geldi aklına: / ölmüştü. / Bir başka sofra: dağılmıştı. Düşündü Tahsin: / ‘Muzaffer bir insandı ölen: / nefsinden başka hiç kimseye güvenmeyen / muzaffer ve muazzam bir kumarbaz. / Alaycıydı, kavgacıydı, kurnaz ve hükmediciydi. / Ben gelmiş olduğum yere onun eliyle gelmiş olmama rağmen / (o kadar ağır pençeliydi ki) / kaç kerre ölmesini istedim. / Sanıyordum ki zindanım yıkılacak / sofrası yıkılırsa. / Öldü. / Yıkıldı sofrası. / Fakat misafirleri onun yanına gömdüler / kendilerinde muzaffer olan ne varsa. / Ben ne kadar ihtiyarlamış olduğumu /onun öldüğü gün anladım.’”
vefatı sürecinde türk bürokrasinin duruma bakışını böyle anlatıyor nazım hikmet. velhasıl kelam hiç kimse bayrağı devralmadı. geçen 86 yılda da bir bayrak taşıyıcı yetişmedi. devrimleri devam ettirilemedi, yerleştirilemedi ve geriye kadük bir garip ülke kaldı.
10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatını anmak için her yıl yapılan bir yas günü. Bu gün, sadece bir yas değil; aynı zamanda ülkenin bağımsızlığı, çağdaşlaşması ve ilerlemesi için verdiği mücadeleyi hatırlamak adına bir değerlendirme fırsatı sunuyor. Bugün, bir liderin iradesinin ve fikirlerinin arkasından yürüyecek bireylerin sayısının artması gerektiğini düşünüyorum; zira iktidar boşluğu, böylesi bir fırtına gibi dolanıyor etrafımızda! (bkz: Büyük Lider)
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.