introdaki lokomotif yeni bir yolculuğa çıktığımızın habercisi. artık rap çok farklı, hem hızlı hem lirikal olmak gerek. arka planda
live at the bbq çalmakta, nas'ın kardeşi "jungle" ise bu lanet şarkı da ne adamım modunda takılmaktadır.
nas'ın sesi teskin edicidir,
chill man that is the shit. albüm boyunca da kuracağımız cümle bu olacak.
representin its illmatic dedikten sonra nas, kafamıza doğru resmen gümleyen bir beat bizi karşılar. neymiş bu
ny state of mind deriz. nas ilk defa albümüne kayıt almaktadır ve albümündeki çoğu şarkıyı da 18 yaşında yazmıştır.
dj premier'e göre nas o sırada gerçekten ne yaptığının farkında olmamakla beraber verse'i bir seferde okumuştur. şarkının girizgahı klasik gangster bakış açısıyla nas tekniğinin buluşmasıdır.
im like scarface sniffin cocaine. nas kabiliyetini flowlarına yansıtır ve
kool g rap ile
rakim'i andırmaktadır. ama nas'ın farkı sonra ortaya çıkacaktır. nas bizi bir anda queensbridge'nin ortasına atar ve efsane bir aksiyon filmi sekansıyla karşı karşıyayızdır.
Bullet holes left in my peepholes im suited up in street clothes hand me a 9 and ill defeat foes. nas artık bir nevi yönetmen edasıyla hem filmini çekmekte hem de başrolde oynamaktadır. metaforlar, betimlemeler üst düzeydir.
The MAC-10 was in the grass and I ran like a cheetah with thoughts of an assassin. her an var olan çatışma hali ve mükemmel bir queensbridge hikayesi bizi etkisi altına alır. nas durum tespiti yapmaktan da geri kalmaz, çocuklar artık oyunun bir parçası olmakla beraber artık oyun eskisi gibi de değildir.
Its like the game aint the same Got younger niggas pulling the triggers Bringing fame to their name. sonunda efsane bir cümle ile verse'in sonuna geliriz.
i never sleep cause sleep is the cousin of death. nas, eğer bu caddelerde uyursan, gözünü kapatırsan ölürsün demekte ve sokaklardaki "keep your eye open" mottosuna atıf yapmaktadır ve bunu harika bir tarzda yapar. ona göre new york demek suç demektir. "the wire" diye bir dizi vardır bilenler bilir ki bence tv tarihinin en iyisidir. bu verse ile the wire'ın ortak özelliği ikisi de amerikan rüyası denilen şeyin ne cacık olduğunu anlatmakta ve şaşalı amerika figürünü alın bi tarafınıza sokun demekte. bu nedenle böyle realist, olanı olduğu gibi aktaran eserleri çok sevmişimdir hep. nas da bu işte ustadır. nas bu şarkısıyla rapin çıtasını yükseltmiştir adeta.
I have taken rappers to a new plateau through rap slow. sonunda harika bir eseri bize bırakmıştır.
life is a bitch,
az'yi ünlü eden parça olmakla birlikte benim gözümde en sağlam "guest verse" bu şarkıdadır. bu çıtada bir kaç örnek var sadece. örneğin eminem/
renegade, inspectah deck/
above the Clouds verse'leri gibi. az mükemmel bir akıcılıkla hayat nedir bize anlatıyor. ilk cümle bile yeter efsaneliğin tanımı için.
Visualizin the realism of life in actuality Fuck who is the baddest a persons status depends on salary. bu verse tarihin en iyilerinden ve mükemmel bir nakarat şarkıya eşlik ediyor. nas'ın verse'i ise hayatın boktanlığına inat umut dolu ve oldukça ilham verici.
I switched my motto instead of sayin Fuck tomorrow That buck that bought a bottle could have struck the lotto. şarkının bitiminde nas'ın babası
olu dara çok güzel bir jazz solo ile şarkıyı bitirir.
the world is yours. hayatımda duyduğum en güzel beat olabilir bu parçadaki beat. ve amkoduğum
pete rock'ı şu beati 5 dakikada yapmış. resmen şerefsizlik bu amk. ikinci verse'den sonraki scratchli kısmına, her verse'ine, nakaratına ayrı ayrı bittiğim bir şaheser. şarkının en ünlü kısmı nas'ın siyasetten umudunun kalmadığını belirttiği kısım,
I'm out for presidents to represent me (Say what?)
I'm out for presidents to represent me (Say what?)
I'm out for dead presidents to represent me.
(bilmeyenler için anlatalım: nas kendisini temsilen bir başkan aramaktadır ve arkadan bir ses: "ne dedin ne dedin" der gibi şaşırmış bir tonla "say what" demektedir. zira zenciler abd hükümetlerinden çok çekmiştir ve nas'ın yaşadığı toplu konutlar ve çevresi de buna bir örnektir. böyle sıkıntıların içinde büyüyen ve albümünde de bunlardan bahseden nas, nasıl olur da hala hükümetten medet ummaktadır. sonrasında çok güzel bir kelime oyunuyla nas,
Im out for dead presidents to represent me der. "dead presidents" amerikan doları için argoda kullanılan bir tabir olmakla beraber(dolarlardaki abd başkanı fotoğraflarına itafen) nas ümidinin para olduğunu, başkanlarla işi olmadığını söyler ve cümlesini düzeltir.)
bu şarkıdaki ayrı bir güzellik de
nas'ın kızı ile ilgilidir. nas şarkıda kızı için en uygun ismi aramaktadır.
Thinkin a word best describin my life to name my daughter My strength my son the star will be my resurrection Born in correction all the wrong shit I did he will lead a right direction. bu isim nas'a göre onun hayatını özetleyen isim olmalıdır. böylece nas geçmişine ve kızına her baktığında hatalarından ders alabilecektir. bu yolla kızı bir nevi nas'ın yeniden doğuşu olacaktır.
nas şarkıda kızının ismini ne koyacağından bahsetmez ama
time is illmatic belgeselini izleyenler ve nas'ın hayatını biraz olsun inceleyenler kızına sonrasında
destiny yani "kader" ismini koyduğunu bilirler. vay be.
halftime parçası aslında bu albüm için yazılmamakla birlikte yine çok "banger" bir parça. iyi bir kulaklıkla mükemmel bir etki yaratıyor. çıktığı yılına(1992) oranla göre mükemmel bir flow var ve nas abimiz şarkıda akıp gitmiş.
memory lane bir dj premier klasiği. mükemmel bir beat. resmen şarkı yaşanmışlık ve geçmiş kokuyor. zaten şarkıda nas hatıraları üzerinden bir yolculuğa çıkmakta ve bizi de onla beraber götürmektedir.
Im taking niggas on a trip straight through memory lane. ikinci verse'deki kafiyeler ve flow ayrı bir mükemmeldir. şarkı insanın içine işler.
one love'da bu sefer yapımcı olarak diğer bir east coast efsanesi
q tip var. parçanın konseptini ise nas'ın hapisanede bulunan arkadaşlarına yazdığı mektuplar oluşturuyor. ilk iki verse'de nas'ın yazmış olduğu mektupları dinliyoruz. son verse ise bu sefer nas'ın öğüt verdiği bir çocuğu
* konu alıyor. nas sistemden bıkmıştır. okulların bir cacık öğrettiği yoktur. ve nas okuldan arada sırada kaytarıp, saçmalıklardan klişelerden uzak bir yere gider ve kalemini kağıdını alıp yalnız başına söz yazar. yine bu günlerden birinde karşısına bahsetmiş olduğum çocuk çıkar. çocuk 12 yaşındadır ve elinde silahla planlar kurmaktadır. zencilere "fake nigga" olmadığını gösterecektir. nas ise "bırak o elindekini evlat" der çünkü artık bir çocuğun daha hapse girmesine tahammülü yoktur.
I had to school him told him dont let niggas fool him Cause when the pistol blows The one that is murdered be the cool one. nas etrafındaki pisliğin 12 yaşındaki çocuğu dahi bu noktaya getirmesinden bıkmıştır. şarkının klibine bakıldığında ise çocuğu kurtaramadığı anlaşılmaktadır.
one time for your mind albümdeki tek güzel şarkı. evet sadece güzel fazlası değil. diğer şarkılar kadar öne çıkmaz ve nas bu şarkıda temposunu biraz düşürmüştür. yine de "smooth" bir beat üstünde nas yavaşça kaymaktadır bu şarkıda diyebiliriz.
represent diğer şarkılar kadar öne çıkmayan, bana göre başka bir efsane. şarkının isminden de anlaşılacağı üzere nas sokakları temsilen mikrofonun başında. hali hazırda
ny state of mind bu parçanın upgradelenmiş versiyonu olduğu için pek öne çıkmıyor diyebiliriz ama bu şarkı da beatiyle, temposuyla, nas'ın vokaliyle oldukça muazzam.
dj premier'in beat için kestiği loop resmen mükemmel. nas'ın ise her zaman söyleyecek bir şeyi var. nakaratında represent diye bağırmak garanti.
Yo, they call me Nas, I'm not your legal type of fella
Moet drinkin, marijuana smokin street dweller
who's always on the corner, rollin up blessed
When I dress, it's never nuttin less than Guess.
it aint hard to tell bu albüme ait gerçek anlamda ilk single.
large professor'ün yaptığı en iyi iş olabilir. michael jackson'ın human nature adlı şarkısı bir rape nasıl bu kadar yakışır demeden edemiyor insan. nas bu şarkıda mikrofona o kadar hakim ki kendisini de aşıyor. bu parçadaki nas'ın vokal kontrolü ve lirikalitesi insan üstü.
Nas is like the Afrocentric Asian half-man half-amazin. ayrıca kendisi cehennemde medusanın gözünün içine bakarak onunla tüttürecek ve uyuşturucu vasıtasıyla onu taşa dönüştürecek kadar da taşaklı.
i drank Moet with Medusa give her shotguns in hell From the spliff that I lift and inhale it aint hard to tell. yani anlayacağınız nas ve medusa karşı karşıya geliyor ve taşa dönüşen medusa oluyor. vay amk.
bu albüm hip hop tarihin en kaliteli albümlerinden olmakla beraber benim en sevdiğimdir.
wu tang clan ibreyi east coast'a çevirdikten sonra bu albüm ve
ready to die hardcore rap adına indirici yumrukları sırayla vurmuştur. bu albüm bir dünya mc'yi etkilemiş ve ilhamına neden olmuştur. birden fazla prodüktörle çalışmayı yaygın hale getirmiştir. efsane bir prodüksyona sahiptir. o dönemde var olan en kaliteli 5 east coast prodüktörünün 3'ü bu albümdedir diyebiliriz.
dj premier ve
large professor bu albüm için 3,
pete rock,
q tip ve
l.e.s de 1'er şarkı yapmıştır ve hepsi mükemmeldir. albümden sonra çocukluk fotoğrafını albüm kapağı yapmak moda olmuştur. the source dergisinin
5 mics yani tam not verdiği ilk albümdür.
böyle albüm bir daha gelmeyecek.