insanı bağrına basketbol topu yemişçesine yakan, yakıp da geçen, ezip de geçen bir durum.

lise yıllarında sık rastlansa dahi, hayatın her alanında karşılaşabileceğiniz acı bir olgudur, duygu katliamıdır.

hikayemiz herkesin yaşayabileceği türden; bir kızdan hoşlanıyorsunuz, kız da sizi kesip kesip duruyor, sonra arkadaşlık ve sevgililik arasındaki o çağlardır adı konmayan ebleh sürece giriyorsunuz. sahte samimi olmaya çalışmalar, espriler vs derken hoşlanılan kız rap dinlediğinizi öğrendiğinde komiklik, şirinlik adına o pespayeliği, o rezaleti, o hıyaneti gerçekleştiriyor.

ellerini sabrinin depar ya resulullah deyip yardırdığı pozisyonda attığı aşırtma gol gibi 30 derece aşağı bir sağa bir sola bükme suretiyle perçinleyerek o iniltileri tekrarlıyor; yov yov.

o esnada kar kıyamet bir günde bir binanın altına sinerek içtiğiniz sigarayı piç eden kuşku gerçek oluyor, buz saçağı göğsünüze saplanıyor.
o esnada bir devir kapanıyor, sevgi kelebekleri birbirleriyle helalleşiyor ve mideden karanlıklara ilerleyip dönüşü olmaz bir yola giriyor.

hoşlanılan kız, uzaya giderken bırakılan modül gibi bırakılıyor gönlün bir köşesine.

sana o rezilliği yaptıran bilinçaltının nöronlarını sikeyim güzel kız.
saç şampuanının kalp tabakasını çatlatan kokusu dahi kurtaramaz seni.