sürekli uyuşturucunun yaptığı kafayı güzelleyen şarkıların;
kadınlara istisnasız küfür ederek sürtük, orospu gibi yaftaların yapıldığı sözlerin;
silah kullanmayı bilmeyenin errrkek* olmadığı söyleyerek, efendiliğin zayıflık ve acizlik olarak gösterilerek şiddetin adeta meşrulaştığı içeriklerin;
özgürlük kapsamında olduğunu, ve bu türde şarkılar yapmanın toplum zihninde bir etki yaratmadığını, yaratmış olsa bile bunun henüz bilimsel olarak etüt edilmediğini iddia ediyor.
özgürlük kapsamına bir şey diyemeyeceğim ama ikinci kısımla alakalı ciddi soru işaretleri var. şarkılar, toplumları etkiler. etkilerse cezasını da yasalar verir. yasalar niye var? -mıdır acaba? bu kadar basit midir?
türkiye'de müziğin geldiği noktada şarkı sözleri bizim toplumumuzda tarihsel olarak var olmamış bir döngüyü anlatıyor. yabancı şarkılardan copy paste yaptığınız muhabbetler. bunlar yoktu. ama olmaya başladı.
size yazılmamış bir reçeteyi sırf hastayım diye içmeye çalışırsanız, bu ilacın doğurduğu sonuçla baş etmek güç olur. çünkü ne toplum, ne insanların zihni, ne ailelerin hafızası buna uygun bir şekilde şekillenmemiş oluyor. dolayısıyla; senin sevdiğin tabirle söyleyeyim lil zey; yarrak gibi insanlar peydah oluyor. bunun tek sebebi bu değil. ancak sebeplerinden biri bu. sanat adı altında yapılanlar.
azıcık üzerine düşünürsen dinlenen müziğin, filmlerin, tiyatronun kısaca toplumun sanatla olan ilişkisinin toplumda nasıl bir sosyo-kültürel değişime öncü olduğunu görebilirsin. yaratılan albenisi yüksek dünyaya özenen insanları "özenmeseydi" demek bir çeşit kestirip atmaktır, birileri de çıkar "özendirmeseydi" der. kimse suç ve ceza'yı okuyup insanların kafasını balta ile yarmak istemez, en azından yarısında bırakmadıysa. çünkü kitabın devamında biz vicdan muhasebesi vardır. yine tolstoy diriliş'te bir kızın ırzına geçen bir adamın yaşadığı vicdani uyanıştan bahseder. eserler toplumların "ahlaki" yükselişine hizmet eder. kirlenişine değil. eskiden tr rap'te küfür, mizahi yollarla da olsa muhattapları yüzünden anlaşılabilirdi. şu anda müzik altında üretilen şeyin izahı yok. patron bile ben 100 kiloyken sikiyordum çıtırları diye şarkı yapıyor. neden bahsediyoruz?
sizin nesil, bizim olmayan bir şeyi alıp (kopyalayıp) bizim toplumumuza "trend'i yakalamak" adı altında soktu. bu doğuracağı sonuçları hiçbirimiz öngöremedik kaldı ki hepsiyle de daha karşılaşmış değiliz. ama işte elimizde bir "olgu" var. kara para aklayan rapçiler, ellerinde silahla klip çeken herifler, tüm kadınlara seks işçisi gibi muamele eden şarkılar... şimdi bunların tamamının "yasalarla" engellenmesi gerektiğini söylerken bile;
-düşün şimdi seni siken bir kocan var... uffhh ya hayır, iyi anlamda değil... (keşke sikse her gün çok iyi olurdu ama öyle diil işte)
sığlığından bağımsız anlatamıyorsun. geldiğin noktanın hazinliğini daha iyi hiçbir şey anlatamaz. bence iki dk. sus da nerede yanlış olduğunu biraz düşün. seni her gün siken kocanı suçlamadan o kocanın da senin gibi birinin evladı olduğunu bu toplumdan çıktığını, senin yetiştirdiğin çocuktan nasıl bir koca çıkacağını falan düşün. o zaman birey-aile-toplum ilişkisini belki çözümlersin. ama esrardan beynin eridiği için o kadar düşünebilir misin emin değilim.