Ben doğma büyüme maraşlıyım. o kadar tanıdık gelirdi ki şehir elimle koymuş gibi bilirdim 12 Şubat'ı, Türkoğlu'nu, Andırın'ı. Her yerinde dostum arkadaşım vardı. Yalan olmasın çok sövdüm Maraş'a zamanında. Çok nefret ettim yobazıyla, itiyle kopuğuyla, esnafıyla, zenginiyle, ev sahibiyle her zaman tiksindim ben maraş'tan. Havasına bile huy olurdum. Ama ne garip şeymiş dönecek bir evinin olmadığını bilmek. doğup büyüdüğün şehrin dümdüz olduğunu görmek. Gerçi benim derdim az. ailemden kimseyi kaybetmedim yatacak yerim ve cebimde param var. bir dostum öldü ve bir de öğretmenim. aileleri ile gömüldüler. diyorlar ya 55 bin ölü varmış yüzbinleri öldüren adamlar diyor ya hani bunu. Ben bu kasaplardan akan her kanımla her nefesimle nefret ediyorum. O kadar kötü şeyler duyduk ve gördük ki yazmaya değil hatırlamaya dahi tahammülüm yok. Acıdan üzüntüden değil nefretten. Bende nefretten başka her duyguyu körelttiler. Yaşıyorsam artık bu katillerden hesap sorulduğunu görmek için yaşıyorum.