bol itiraf

#408051 - bu entryi ortalama 444 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. az önce gece tayfasına kurgu türünde hüzünlü ama gerçek hayatta da yaşanabilen bir olay hakkında bir entry girmiştim. orada "ağlayarak 31" çekme terimini kullandım. bu bana mükemmel bir anımı hatırlattı ve sizlerle paylaşmak isterim güzel kardeşlerim.

    o zamanlar liseye gidiyorum 3.sınıfın başlangıcı ve lise 1 den beri gözüme kestirdiğim bir kız vardı ismi iremdi. irem yaşıtlarına göre çok daha erken ergenliğe girdiğinden dolayı okuldaki diğer kızlar arasında rahatça dikkat çekiyor ve her erkekte olduğu gibi benim de radarıma takılmıştı kendisi. ilk başlarda ergenlikten kaynaklı abazanlık sebebiyle bu kızı severken bir süre sonra gerçek anlamda bir duygusallığa kaydı mevzu. hatta ilk platonik aşkım olan yarenin yerine geçmişti bir dönem. onu gördüğüm zaman içim pır pır olur, arkadaşlarımda bile doğru düzgün iletişim kuramazdım çünkü nutkum tutulurdu. işin komik tarafı onu düşünerek 31 çekmeyi de bırakmıştım. çünkü "insan sevdiğini sikmeye kıyamaz" gibi saçma salak bir düşünceyi benimsemiştim. dolayısıyla "eğer sevdiğimi sikemiyorsam onu düşünerek 31 de çekmemeliyim" mantığında ilerledim. sabah kalkıyorum irem, akşam yatıyorum irem. tabi işin ikinci komik kısmı ise iremin benden haberi dahi yok. 100% eminim ki okulda 1 saniye dahi olsun gözüne çarpmamışımdır.

    çünkü o dönemler 1.75 boylarında, 107 kilo, yağlı saçları önüne düşen biriydim. objektif bir şekilde baktığınız zaman karşı cinsin bu tipte bir adamdan hoşlanması için tek bir geçerli sebep bulamazsınız eşyanın tabiatına aykırı. zaten hep en arka sırada oturur, 1 tane arkadaşım vardı oda sıra arkadaşım, doğal olarak bir muhabbet gelişiyor aranızda. ha bide üzerine param yok fakirim amk 2 sene boyunca 1 kere dahi olsun pitos ice tea ikilisini yapamadım. dış görünüş ve sosyal becerisizliklerin haricinde ben tek sorunun parasızlıktan kaynaklı olduğunu zannediyordum. çünkü irem sürekli okulun en zengin havalı çocuklarıyla takılıyordu. ibneler harbiden o döneme göre yakışıklı, konuşmayı falan da biliyorlar. lavukların babaları bunları okula bmwyle falan bırakıyorlar, amk ibneleri bizim 2 yıldır sadece kokusunu alabildiğimiz yiyecekleri "en uzağa kim fırlatacak" diye yarısında bırakıp fırlatıyorlardı. biraz yeşilçam misalı zengin kız fakir oğlan senaryosuna döndü mevzu ama evet aynen bunlar yaşanıyor.

    ama ben "iyi olan" taraftım, berkay piçi belki iremi kafe köşelerinde oyun hamuru gibi mıncırıyor olabilirdi ama ben onu düşünerek 31 dahi çekmiyordum. değerim mutlaka bir gün anlaşılacak ve mutlu bir ilişkiye başlayacaktık. (amk ibnesi zaten 2 seneye okul bitecek hayatınız boyunca birbirinizi bir daha görmeyeceksiniz neyin tribi bu)

    neyse lise 2 nin yazında bir otelde bellboy olarak çalışmaya başladım. normal asgari ücret ama 16 yaşında tombalak ve sevimli olduğum için iyi bahşiş alıyordum. kısa bir süre sonra paraları tip box a atmayı bıraktım. kameraların kör noktasına gidip paraları direkt çorabıma sokmaya başladım. "eee mert bahşiş vermediler mi sana yavv" deme ihtimallerine karşı diğer cebimde 20-50 TL ve 1-10$ arası banknotlar taşıyordum ki köşeye sıkışırsam onu tip boxa atabileyim diye. bunların hepsini lise 3ün başlangıcında sik gibi kalmayayım diye yaptım ve o döneme göre hele hele 16 yaşındaki bir velede göre sadece bahşişlerden iyi para kaldırdım öyle söyliyim.

    neyse baba lise 3 e başladık bende tabi ayrı bir özgüven, az buçuk kilo vermişim şöyle 4-5 kilo kadar ama hala 100 bandındayım. tek sevdiğim arkadaşımı okul çıkışı burgerciye götürmeler, hadi kardeşim atla metrobüse beylikdüzüne gidip orada ki gaming kafelerde lol atıcaz gibi küçük kıyaklar yapıyordum. pitos ve ice tea ikilisini ise her gün yemeye başlamıştım. bu para nerden geldi diye sonranlara “yaptık bişiler işte ;)” diyordum. artık ireme açılmanın vakti gelmişti çünkü “tek sorun olan” para mevzusunu çözmüştüm.

    o gün sabah vakti okula giriş yaparken gördüm onu. yine çok güzeldi allahsızın kızı. herhalde yazın tatile gitmiş esmer teninin üzerine cila atmışlar gibi bronzlaşmıştı, gözlerimi ciciklerinden alamıyordum adeta. tabi o zamanki ergenlik ile öyle böyle kesmiyorum kızı buda ilk defa o zaman anladı herhalde radarıma girdiğini. çünkü ilk kez bu kadar yakın mesafeden ve uzun süre kesmiştim onu irem ise bu saniyelere şahit olmuştu. tabi onunla göz göze geldiğimizde neler düşünebileceğimi kestirebiliyorsunuz arkadaşlar. bir özgüven patlaması bir motivasyon bir yaşam enerjisi, adeta dolmuş taşmış bir ırmak gibiydim enginlere sığmıyordum. sınıfın en komik çocuğunu gölgede bırakacak espiriler yapıyor, hocanın sorduğu sorulara doğru cevap veriyordum. hiç top oynamayan ben o gün tenefüste yaptığımız maçta 2 gol bile atmıştım. insan psikolojisi ve beyin kimyası gerçekten çok değişik birşey neler neler yaptırıyorlar size aklını şaşar muhakkak sizde şahit olmuşsunuzdur böyle durumlara.

    neyse işte karıyla kesiştik moral motivasyon üst düzeyde, bu sefer 1 saatlik büyük tenefüsteyiz. aç bir köpek olduğum için o gün 3. pitosumu almaya kantine inmiştim ve bilin bakalım ne oldu. kantin sırasının önünde irem ve bestfirentleri vardı. ananı sikeyim ya 1 gün içerisinde 2. kez bu kadar yakın olabilir miydik birbirimize ? kafayı yedim. sessiz sessiz sıraya geçtim ve arkalarında sıramı bekledim. tabi onlar benim orada olduğumun farkında bile değildi sonrasında aynen şu satırlara şahit oldum.

    iremin arkadaşı: yaaa sabah okula girerken seni kesen çocuğu gördün müüü nasıl hayvan gibi bakıyordu yaaa terbiyesiz
    irem: ayyyy sorma kanım çekildi resmen allahın şişkosu önce bi dönsün kendisine baksın


    arkadaşlar bunları duyduğumda yıkıldım yemin ediyorum üzerime roketler geldi desem yeridir. darmaduman olmuştum ama istifimi bozmadım hafif bir u dönüşü ile üst kata geri çıktım ve sınıfa girdim hemen defter kitabı toparlarayarak sınıf öğretmenimizin yanına gidip okulda daha fazla kalamayacağımı, hemen eve gitmem gerektiğini söyledim. neden diye sorduğunda “dedem ölmüş hocam” dedim. “e oğlum senin deden geçen sene ölmemiş miydi ?” diye sordu. bende “hayır o baba tarafımdan dedemdi, şimdi anne tarafından dedem öldü çok zor hocam herşey üst üste geliyor” dedim ve okuldan çıkmak üzere iznimi aldım. evet envanterimde bulunan o top tier bahanelerden birini daha tüketmiştim ve yeni yalanlar bulmam gerekirdi ama şimdi sıradı değildi. okuldan çıkarken bir köşede yine iremi gördüm. berkay piçi iremi kurabiye canavarı gibi yiyordu ve çok mutlu gözüküyorlardı. hızlı adımlarla okuldan çıkışımı yaptım.

    eve geldiğimde yatağıma uzanmış bir vaziyette cappy palpi portakalımı şişeden dikerek kederleniyordum. “ben sana kıyamazken gülüm, sen köşelerde berkay ibnesiyle yiyişiyorsun. oysa ki milletin ortasında yiyişmeyi bırak, ben seni düşünerek 31 dahi çekmiyordum gülüm” diye düşünürken… işte o anda bir kırılma yaşandı. kederim öfkeye, öfkem eyleme dönüşmüştü. özenle sakladığım dalin bebe yağımı aldım ve pantolonu indirdim, “madem öyle işte böyle amk kızı” diyip iremi düşünerek hunharca 31 çekmeye başladım. tabi o anda bir duygu karmaşası içersindeyim birden bire hıçkırarak ağlamaya başladım. bu iki olay kombinlenince ağlayarak 31 çekmiş oldum. evet bu yaşadı amk belki fizik kurallarına aykırı ama evet, haykırarak söylüyorum ağlayarak 31 çektim. şimdi yarın öbür gün bu tabiri görürsünüz “yok amk öyle şey olur mu” derseniz bu yazdıklarımı hatırlayın.


    ha irem’e ne oldu şimdi ne yapıyor derseniz, baba geçen aylarda bunu beylikdüzünde gördüm, hala çok güzel amk karısı hatta daha da bir güzelleşmiş böyle bir afet olamaz. hidra ve uzinin eski sevgilisi gizem kayanın daha etli butlu versiyonu diye tabir edebiliriz kendisini. tabi yıllar sonra onu görünce aklıma direkt bu olay geldi ve kendi kendime gülmeye başladım millet deli zannetti ellam zuahahahahah

    anti matter

    26/1/2023 03:34
        heart_plus : 13 stat_minus_2 : 0 
    #408051