ekseriyet göz önüne alındığında hakkı olan güruhtur.
zira rap; melodik manada, türevleri dubstep, techno, house vb. dallarla birlikte müziğin en zayıf halkasını teşkil eder. olaya azıcık objektif yaklaşan herkes, müzikalite bâbında rapin -çoğunlukla- yerlerde süründüğünü idrak edebilir. maalesef bunu değiştirmeye hiç de gönüllüymüş gibi görünmüyoruz.
e bizim hiç mi artımız yok? var tabii. işin lirikalite kısmında da rap zirveye oynuyor. Ama bu noktada da şöyle bir sorun çıkıyor karşımıza. Şimdi, çok affedersiniz allah'ın siktir ettiği yerlerden çıkma, ergen metal grupları bile kendi soundlarını üretebiliyor, parçalarının rifflerini vs. yazabiliyor. e aynı anda yeni yetme rapçiler ne yapıyor? okuyarak, araştırarak kendilerini geliştirmek yerine "bugün kimin ağzına boşaldığımı anlatsam? ya da neyse biraz hayâli karakterlere sokayım." derdindeler. bu da en sağlam kalemiz lirikalitenin yalan olmasına neden oluyor hâliyle.
Aynı anda adamlar da boş durmuyor üstelik. En basitinden james Hetfield ne diyor no leaf clover'in sonunda:
"sonunda anlaşıldı ki; tünelin sonundaki sakinleştirici ışık, üzerine gelen yük treninden başka bir şey değildi. "
şimdi çıkıp "moruk metalciler de söz yazmayı beceremiyor" diyebilir misin?
Velhasıl çuvaldız bize.