herkes o kadar nefret ediyor ki sadece bu sebeple oturup kan’ı dinlemiştim. “z kuşağı türkçe rap” için konuşursam, en iyi albümlerden. bol sözlük’te de her şeyine laf edilmiş. madem herkes her şeyini konuşuyor, kimsenin müzik üzerine pek konuşası yok ben de uzi nefretini başlıklar altında inceleyeceğim;
gangstacılık: el chavo çıkmadan 2-3 ay önce dinlemeye başladım. o zamandan beri asarım, keserimcilik yaptığını görmedim. şu saatten sonra salsın zaten bu muhabbetleri.
30 kilo olması: artık 30 kilo değil. inşallah herkes mutludur. ayrıca yeterince fokus olursan parmak ucunla bile adam döversin.
kekoluuk-dızoluk: lan zaten adam kekoyum, dızoyum diyor. bu lafları niye adama hakaret etmek için kullanıyorlar. anlamış değilim. arabesk de kekoluk da aşağılana aşağılana bir bitmedi. özgün olduğu sürece her kültür olmuştur, tamamdır, kabülümdür (benim için). uzi de otantik bir keko, saygı duyuyorum.
tiktok'ta patlaması: tiktok saçmasapan bir yer. yarın bir akım çıkar, beethoven 5. senfoni viral olur. viral olmanın, leşlik/kalite ile bir ilgili olduğunu düşünmüyorum. yürü ya kulum diyor yürüyorsun. uzi de hayvan gibi şansa, bala geldi. nefretin büyük bir kısmı da bundan kaynaklanıyor sanırım.
mob: ahbap-çavuş ilişkisiyle paralar kazanmaya başlayan bir şirketi döndüremezsin (siyasal islam hariç). bakkal işletmiyorsun sonuçta. kültürde kanka, muhasebede şirket gibi ilermiş bir yapı olarak bir yerde patlamaya mecburdu. uzi’li, tepki’li zamanlarını bilmiyorum. geçmişten dönüp bakınca en büyük problem buymuş gibi gözüküyor. kim haklı kim haksız neler olmuş okumaya üşendim saldım bir noktada. yılan hikayesine dönmüş iyice.
tiktok’ta bir anda acayip patlaması, aşağılamaya elverişli keko stili ve trap müziğinin yükselişiyle başlayan rap nefreti gibi bir çok nedenden hayvan gibi nefret ediliyor. en azından benim çevre gördüğüm tutum hep böyle. geçmiş olsun, cidden üzücü. nefret edenlerin yarısı açıp dinlese bari. kan’da bir sıkıntı yok çünkü. normal yani. baya iyi hatta. hele segah çok çok iyi.
uzi’nin avukatı değilim. duyulan nefrete oranla müziğinde büyük bir sıkıntı görmüyorum. kan’dan önceki şarkıları da iyi, fena değil. kan da gayet iyi. el chavo’yu dinlemedim, beğenmezmişim gibi geliyor. o kadar konserin, yoğunluğun arasında o albüm biraz hızlı çıktı sanki. dinleyince güncellerim.