Bu albüm tam bir
belly of the beast(yazarların kullandığı terim anlamıyla). ıstırabın hakim olduğu bir atmosfer. Albümde çok klasik söylemlerde var, hatta şam diyince hemen aklınıza geliyordur muhtemelen; siyonizm, illuminati, robotlaşma falan...
Bunun haricinde başbağlar ve madımak paralelliği kurarak; sağ ve sol cenahın yıllarca acılarını yarıştırıp geçmişteki yaraları bahane ederek daha çok acıya yol açtığı gibi kaliteli konseptlerde var albümde. Türkiyede hemen hemen her türlü siyasi kolektif yapı; özgürlüğü değil kendi fikirleri eksenindeki tiranlığı savunur. Liyakat isteyipte kendi partisi başa geçince yaptığı liyakatsizliklere kulp arayan halk ne ki, siyasiler ne olsun.
"Seçimlerim kader kadar nankör olamadı
Hep kaybetmemin sebebi bu
Bütün duygunu yok etmezsen asla yolu yok kazanmanın
Soğuk dünya, bunun için istemedim kazanmayı, beni anla"
amaç aracı meşru kılar (mı) eleştirisi kısaca. Ahlaki kayıtsızlık olmadan günümüz dünyasında ekmek kazanmanız çok zor. ekmeği siktir et hayatta kalmak bile zor. bugünlerde, fanatikleşen siyasi kutuplardan birine körü körüne ait olman gerek. "orta yolcu" insanları kimse sevmez; karşıt görüşe yeteri kadar nefret beslemeyen ve kendi doğruluklarına dair yeteri kadar yozlaşmış, sarsılmaz bir güveni olmayan kişiler.
Bu ahlaki kayıtsızlığı konfor alanın için yapmak zorundasın; ideolojinin sana dayattığı gibi, bazı yanlışları görmezden gelmeli hatta kabul edilebilir seviyede olumlu karşılamalısın.
öteki durumda sırtını sıvazlayacak, seni pohpohlayacak insanlar olmayacak, tam aksi tüm kutuplar yeteri kadar fanatik olmadığın için senden nefret edecek ve bu durumda açık hedef halinde olman dahi kimsenin sikinde olmayacak.
"Bak gör; timsahça dökülen yaşların ardında gizli kalan menfaat
Seni hak yemeye mahkum bıraksa da mevzuatta
Bu hayatın anlamı, asla ruhunu satma"
ben burdan "emir kulu" konseptini çıkarttım. Mevzuatları birer paravan olarak kullanıp
başka insanların haklarını gasp eden kişilerin; "emir kulu onlar, yukardan gelen emirleri uygulamakla yükümlüler, suç onların değil." gibi saçmalıklarla yumuşatılmaya çalışılmasına bir eleştiri gibi. Özellikle günümüzde polisler için çok kullanılır bu. sanki onların iradesi yokmuşta, verilen emirleri yerine getirmek için yaratılmış robotlarmış gibi. aksi argüman olarak sunulan safsatada "emre itaatsizlik yapamazlar, işlerinden olurlar, evine ekmek götüremezler" bugünlerde ukraynada sivilleri katleden rus askeride emir kulu o halde, nazi askerleri aynı şekilde. John Steinbeck’in dediği gibi "yazılmaya değer tek şey kendiyle çatışan insan vicdanıdır" sen bu çatışmayı emir kulu onlar, diye kestirip atarsan ahlaki referans noktanı ne kadar kusursuz sanarsan san, her zaman ahlaksızlığını yaptırabilecekleri bir araç olmuş olacak.
"İnsanoğlu: çıkar tek savaşı, dava yalan
Bu yüzden boşa yaptığım tüm kınamalar
Çünkü her birimiz aynı bokun laciverti
Potansiyel zalim, güçleri olmayan"
Gücü olmayan potansiyel zalim; walter white karakter gelişimi desem yeterince açıklayıcı olur sanırım. O eleştirdiğimiz politikacılardan bi çoğumuz farklı değiliz. Evet yolsuzluk yapmıyoruz, hukuğa müdahale edip insanları haksız yere hapse attırmıyoruz ve evet oturduğumuz yerden hayatımız boyu hiç görmediğimiz kilometrelerce ötedeki insanların ölüm emrinide vermiyoruz. Çünkü hiçbir zaman birini seçmek zorunda kalmadık veya seçmemeye karşılık bir şeyleri feda etmek zorunda. Çünkü gücümüz yoktu.
toprak benim favorim, çıktığı günden beri sıkılmadan dönüyorum. Albüme puanım 8/10