aslında sinirli değiliz, hayal kırıklığımız fazla büyük.
çocukluğumuzu, ergenliğimizi ve üniversite çağlarımızı başımızdaki yeşil sermayeli yamyamların sikip atmadığı bir dönemde geçirdik. öyle ya da böyle o yaşların tadını çıkarmayı başarabildiğimiz dönemde de 3 kişi bir evde kalarak döndürebildiğimiz harçlıklarımızla değil, özellikle 30lu yaşlarımızda kazanacağımız para ile neler yapabileceğimizin hayalini kurduk hep. öyle ya, 80 nesli çalışıp kazandığı para ile krallar gibi yaşıyordu. biz de onların yaşına geldiğimizde istediğimizi alabilecek, yiyip içip gezebilecek, hayatın gıdısından emcükleyebilecektik.
ama 32'ye 1 ay kala ülkenin geldiği noktaya baktığımda, öğrenciyken yapabildiğim çoğu şeyin maddi ve manevi olarak lüks haline geldiğini görmek inanılmaz bir hayal kırıklığı yaratıyor. o dönem cebindeki bozukluklarla bira alıp galata kulesinin dibinde kimseye hesap vermeden eğlenebiliyorken bugün markette aynı şişeye elin gitmiyor, taksim'in de içinden geçtiler zaten. öğrenciyken 30 liraya aldığın otobüs bileti 200 lira olmuş, bir şekilde bir yerlere gitsen ülkeye nasıl girdiği belli olmayan ne idüğü belirsiz biri tarafından kafanın kesilmeyeceğinin garantisi yok.
bütün hayallerimizi çevirip götümüze soktular özetle.
ve ne yazıktır öyle bir arada kaldık ki; bizden önceki nesil bizi onlar kadar çalışmıyormuşuz gibi tembel olmakla, bizden sonraki nesil ise bütün yaşadıklarının suçlusu bizmişiz gibi sünepe olmakla suçluyor.
la olm bu 90 nesli size ne etti?