dün gece başıma gelen olay.
gecenin geç denilebilecek bir saatinde, sokakta yürür iken ardımdan gelen şuh kahkahalar ile irkilmem dolayısıyla bir anlığına geriye dönüp baktım. bir adet genç oğlan ve genç kız, arkamda yürümektelerdi. kız abartılı bir şekilde, hiçkimseye ve saate aldırış etmeden çılgın kahkahalar atıyor, etrafındaki herkes dönüp ona doğru bakmasına rağmen aldırmıyordu.
bu anormal duruma daha fazla tepkisiz kalabilmem imkansızdı. gömleğimin en üst düğmesini ilikledim, derin bir nefes aldım ve sert bir şekilde geriye dönüp tam önlerinde durdum. ben durunca, onlar da durmak zorunda kaldılar. direkt olarak kadının yüzüne baktım.
biraz yüksek bir sesle "hanımefendi!" dedim. tüm dikkatler üzerime çevrilmişti, herkes durmuş, bana bakıyordu. kız kaşlarını şaşkın bir ifadeyle kaldırmış beni izliyordu. önce derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım:
"gülmek iyi de fazla gülüp kalbi karartmam, senin yerinde ben olsam, kahkahalarımı abartmam!" dedim.
herkes bir anlığına sustu. kız, ne diyeceğini bilemedi. etrafımdaki insanları süzdüm, şaşkın şaşkın birbirlerine bakıp ne demek istediğimi anlamaya çalışıyorlardı, tam da "sanırım işe yaradı" diye düşünürken,
sağ taraftan yüzüme yerleşip görme yetimi bir anlığına tamamen kaybetmeme neden olan ciddi bir yumruk darbesiyle yere serildim. kızın sevgilisi üstümde dikilmiş, "ne diyon lan sen?" diye bana bağırıyordu. etraftaki insanlar hemen olaya dahil olup çocuğu tuttular. birisi sağolsun, ambulansı aradı. şu an kaşımda üç tane dikiş var.
yine de verdiğim tepkiden pişman değilim. yine olsa, yine yaparım. gerekirse bir kaşımı patlatana, diğerini dönerim ama kahkahaların asla puf kek gibi kabartılmasına razı olamam.