1000 sene beraber yaşadığımız bir toplumu, dış politika konusu görenler olduğunu bir kez daha bize hatırlatmış şarkıdır, zaten bu nedenle hala ayrık ayrık'ız.
bu kafanın tam karşı kutbunda da fransa ve abd'deki aşırıcı çevreler bulunuyor işte, gelecek kuşaklarını türkiye nefretiyle yetiştiriyorlar maalesef.
türkiye ermenileri bu ülkenin eşit vatandaşlarıdır. azınlık hakları lozan antlaşmasıyla koruma altına alınmıştır. şarkı 1915 olayları sonrası ev olarak bildikleri anadolu'dan kopmak zorunda kalan ermenileri işliyor ve zımni bir sürgünde olan ezhel, kendi ayrılığıyla, şimdi başka ülkelerde yaşayan anadolu ermenilerinin ayrık kalma durumları üzerinden parallelik kuruyor. şarkının ermenistan'la bir alakası yok.
işin azerbaycan-ermenistan boyutu bambaşka. kimse ermenistan'ın hocalı'da yaptıklarını, karabağ'ı yıllarca işgal etmiş olmasını vs. unutmuyor. ancak, acı yarıştırmanın, bir toplumu sonsuza kadar düşman bellemenin sadece bu durumdan çıkar sağlayanların isteyebileceği bir şey olduğunu akılda tutmakta fayda var.
neyse ki bu konuda duygu sömürüsüyle değil mantık, sağduyu ve soğukkanlılıkla hareket eden bir diplomasi anlayışımız var. türkiye-ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi her iki ülkenin de çıkarınadır.
keşke okusanız diyeceğim ama gerçekten insanımızın okuduğunu ve dinlediğini anlama sorunu var esasen. bu da eğitim sistemimizin bir sonucu ne yazık ki.