Flowart'ın bitişinde esasında çok fazla faktörün etkisi var. Bunların en barizlerini sıralamak gerekirse:
1- Yeteneği pek yoktu. Daha doğrusu, onu diğerlerinden ayıran bir olayı yoktu. 2008-2012 piyasasında bu tarz onlarca isim vardı. Ortalama sözleri genelde pek de değişmeyen bir flow'la sıkıcı beat'ler üstünde servis eder eder dururlardı. Aralarından nispeten kendini yenileyebilenler yine iyi kötü piyasada kaldılar, ama bu arkadaş onu yapamadı.
2- Sırayla yediği diss'ler olsun, uğraştığı parçaların hayallerindeki dinlenme sayılarına ulaşamaması olsun, e açıkçası biraz da yaşın kemale ermesi ve etrafındaki tüm yeni nesil yıldızların kendisine abi dahi değil amca diyecek yaşlarda olmaları olsun, bunların hepsi enerjisinden ve hevesinden biraz götürmüştür eminim. İşe eskisi gibi asılmadığı çok belli.
3- Bence en önemli sebep bu: Flowart'ta zerre karizma yoktu. Günün sonunda bu iş sadece parçaları okumaktan ibaret değil; kitleye giyiminden duruşunla, her şeyinle bir şov yapıyorsun. Yakışıklı veya güzel olmak kesinlikle zorunluluk değil, ama sahnede batılıların tabiriyle bir "presence"ın olması gerekiyor; yani o sahnede varlık gösterebilmen, onun altında ezilmemen, silikleşmemen gerekiyor. Misal,
zeki Müren bu konuda benim Türkiye'de en beğendiğim isimlerdendir. Kendisi en alelade pavyonun sahnesinde de, en büyük stadyumun ortasında da aynı zarafeti ve şatafatıyla Zeki Müren'dir. Flowart'ın ne duruşunda, ne sesinde en küçük bir karizma yoktu, adam resmen kendi klibinde veya sahnesinde kaybolmayı başarabiliyordu. İçinde bulunduğu en ikonik klip
o.s.o.n.p.a.n.ç. ve kendisi o klipte teknik olarak yok bile anasını satayım, daha ne denebilir?
Sözün özü, flowart'ın kariyeri -en azından bana kalırsa- her şeyden önce kendisi silik bir tip olduğu ve sektöre pek bir şey vadetmediği için öldü.