Ayşe Betül'ün yeni şarkısı.
(Klipte gerilimli bir sahneye ve son sahneye sesler eklenmiş, audio'da bunlar yok.)
Çok güzel bir şarkı olmuş. Şarkının başında ve sonuna doğru bir telefon konuşması duyuyoruz, bu da kişinin asıl söyledikleri ile söylemek istedikleri arasındaki farkı yansıtmak için konulmuş; yani şarkı kişinin içinde kopan fırtınaları yansıtıyor. Klipte de beş farklı Ayşe Betül var:
Pembe kıyafetli - Kişiliğin duygusal / hassas tarafını simgeliyor. Nefret ve kin gibi duygularla hareket etmese de yüklerinden kurtulmak, daha iyi hissetmek adına anılarıyla hesaplaşma yoluna gidiyor.
Mavi kıyafetli - Mavi düşüncenin veya yalnızlığın rengidir, dolayısıyla mavi kıyafetli Ayşe Betül'ün de düşünceli olduğunu ama pembeli kadar hassas olmadığını söyleyebiliriz. Diğerlerinin vazoya yönelttiği şiddette herhangi bir alet (halat, sopa, tüfek) var iken mavi kıyafetli olan herhangi bir alete başvurmuyor.
Mavi-siyah kıyafetli - Kişiliğin öfkeli yanını temsil ediyor. Bununla birlikte tamamen karanlık değil, örneğin içinde nefret var belki ama kin yok.
Siyah kıyafetli - Kişiliğin en karanlık yanını temsil ediyor. Diğerindeki öfke ve nefret belli bir kişiye odaklı iken bundaki öfke ve nefret karaktere sirayet etmeye başlamış.
Beyaz kıyafetli - Kişiliğin güçlü, bilge yanını temsil ediyor. Geçmişi olduğu gibi çöpe atmak yerine yaşadıklarının ona sağladığı kazanımlarla ilerlemeyi tercih ediyor; bu sebeple faturayı tümden vazoya kesmek yerine içindekileri yakıyor.
Vazonun elden ele aktarılmasının da bir esprisi var: Bir yanımız yaşadığı bazı olayları unutmak istese de bir başka yanımız içten içe o günleri özleyebilir, devamının gelmesi adına tavizler verebilir. Ya da bazı şeyleri unutmak için bazı adımlar atarız, bir iki gün iyi hissetsek de sonrasında içimizin soğumadığını fark edebiliriz. İşte, bu farklı Ayşe Betül'ler de geçmişte yaşananların etkisiyle bocalıyor, ilki ve ikincisi önce o günlerdeki güzellikleri hatırlayıp esef ediyor, üçüncüsü biraz duraksıyor, dördüncüsü direkt vazoya tüfek doğrultuyor. Birinin içini soğutan şey diğerinin içini soğutmuyor ve böylece her seferinde seviye artıyor. En sonunda ayarı düzgün olan sonuncu Ayşe Betül'ün uyguladığı yöntem en tatmin edici sonucu vermiş oluyor.
Geçmişin yüklerinden kurtulmak için en geçerli yöntemin yaşananları tecrübe olarak algılamak olduğundan bahseden bir video da var, onun da linkini vereyim: www.youtube.com/watch?v=1BbGk5QdNq4
(Klipte gerilimli bir sahneye ve son sahneye sesler eklenmiş, audio'da bunlar yok.)
Çok güzel bir şarkı olmuş. Şarkının başında ve sonuna doğru bir telefon konuşması duyuyoruz, bu da kişinin asıl söyledikleri ile söylemek istedikleri arasındaki farkı yansıtmak için konulmuş; yani şarkı kişinin içinde kopan fırtınaları yansıtıyor. Klipte de beş farklı Ayşe Betül var:
Pembe kıyafetli - Kişiliğin duygusal / hassas tarafını simgeliyor. Nefret ve kin gibi duygularla hareket etmese de yüklerinden kurtulmak, daha iyi hissetmek adına anılarıyla hesaplaşma yoluna gidiyor.
Mavi kıyafetli - Mavi düşüncenin veya yalnızlığın rengidir, dolayısıyla mavi kıyafetli Ayşe Betül'ün de düşünceli olduğunu ama pembeli kadar hassas olmadığını söyleyebiliriz. Diğerlerinin vazoya yönelttiği şiddette herhangi bir alet (halat, sopa, tüfek) var iken mavi kıyafetli olan herhangi bir alete başvurmuyor.
Mavi-siyah kıyafetli - Kişiliğin öfkeli yanını temsil ediyor. Bununla birlikte tamamen karanlık değil, örneğin içinde nefret var belki ama kin yok.
Siyah kıyafetli - Kişiliğin en karanlık yanını temsil ediyor. Diğerindeki öfke ve nefret belli bir kişiye odaklı iken bundaki öfke ve nefret karaktere sirayet etmeye başlamış.
Beyaz kıyafetli - Kişiliğin güçlü, bilge yanını temsil ediyor. Geçmişi olduğu gibi çöpe atmak yerine yaşadıklarının ona sağladığı kazanımlarla ilerlemeyi tercih ediyor; bu sebeple faturayı tümden vazoya kesmek yerine içindekileri yakıyor.
Vazonun elden ele aktarılmasının da bir esprisi var: Bir yanımız yaşadığı bazı olayları unutmak istese de bir başka yanımız içten içe o günleri özleyebilir, devamının gelmesi adına tavizler verebilir. Ya da bazı şeyleri unutmak için bazı adımlar atarız, bir iki gün iyi hissetsek de sonrasında içimizin soğumadığını fark edebiliriz. İşte, bu farklı Ayşe Betül'ler de geçmişte yaşananların etkisiyle bocalıyor, ilki ve ikincisi önce o günlerdeki güzellikleri hatırlayıp esef ediyor, üçüncüsü biraz duraksıyor, dördüncüsü direkt vazoya tüfek doğrultuyor. Birinin içini soğutan şey diğerinin içini soğutmuyor ve böylece her seferinde seviye artıyor. En sonunda ayarı düzgün olan sonuncu Ayşe Betül'ün uyguladığı yöntem en tatmin edici sonucu vermiş oluyor.
Geçmişin yüklerinden kurtulmak için en geçerli yöntemin yaşananları tecrübe olarak algılamak olduğundan bahseden bir video da var, onun da linkini vereyim: www.youtube.com/watch?v=1BbGk5QdNq4
