ya kimse eskisi gibi bol giyinelim kafamızın üstünde dönelim demiyor nerenizden uyduruyorsunuz bunları. fikrini birşeye karsı haklı göstermek icin uydurduğunu düşünüyorum şayet varsa da üc beş kişi anca vardır onlara, farklı fikirlere saygı duymalıyız bırakalım dönsünler kafalarının üstünde.
zamanın akıp gitmesi herşeyin değişmesi konusunda aynı fikirdeyim fakat bunu eksik algılıyorsun, değişim salt olumlu bir şey değil. gerileyebilir ve bu gerilemeyi anca yapıcı eleştiriler durdurabilir.
sözlüğü ve trapi seven bir bromuzsun bu belli kaç yaşındasın kaç yıldır takip ediyorsun bu kültürü tahminim yok. şahsi fikrim ise bu değişim müziği sound ve teknik acısından tartısılmaz şekilde daha yetkin bir hale getirse de, rap müziğin son popüler hali eskiden sövdüğü her şeyle aynı yatakta. dediğim gibi bilmiyorum burda mıydın fakat biz bir dönem rapcisinden caycısına cayır cayır popa söverdik. popcuların klipte kadın oynatmasına söverdiler ona ben sövmezdim çünkü kadınseverim. yine popüler şarkıların hep aynı ve basit olmasına ezbere bestelenip ezbere yazılmasına söverdik. playbacke söverdik bu yola başvuranları izleyicisini siken dolandırıcılar olarak görürdük. bu duruslar öyle basit değil kültürümüzün temel taşlarıydı biz bu popüler profesyonel yalanları dinlemek istemiyorduk. popüler olan etrafta tonlarca örneği olan şeyleri değil alternatif olan daha benzersiz kendine has bir kültür olarak bildik, gönül verdik. bol giyinmenin doğru yada yanlış araştırmadım kendimize göre bir sebebi vardı. kültürün cıktığı ghettolarda bu müzikle uğrasan bebelerin büyük abiden kalanları giymeleriymiş falan bir hikaye. dediğim gibi doğru veya yanlış bilemem.
eskiokul hiphop ikonlarına bakıyorsun coğunun kendince bir davası var yalan yanlış bile olsa kendine has bir hikayesi vardı. 2pac biggie eminem daha örnek bulunur. suan baktığın zaman ise tüm focus easy money, cetecilik, sebepsiz suc ve gösteriş gibi konulara kaymış.
türkiye de kur sebebiyle giyim mücevher cok hissettiremedi kendini iki üc şarkı ismi iki üc tişörtle gösterebildi gucci tişört alabilen üstünden cıkarmıyordu bir ara, fakat avrupa ve amerika yoüunlık dünya cılgınlar gibi lüx tüketiyordu. Bernard Arnault adında fransız bir herif var. bu abimiz louis vuitton, dior, hennesy gibi reelde cok sık göremediğimiz ama full ilerici kültürümüz sayesinde bol bol görüp duyup bildiğimiz tonlarca lüx tüketim markasının sahibi. bu abimiz hep zenginmiş galiba aileside köklü bir aile gibi. bey amcanın yaşı ise baya geckin. bu amcamız forbes en zengin 10 kişi listesine 2018 senesinde dan diye dördüncü sıradan bir giriyor arkada bangır bangır migos, future gibi kültürün yeni önderleri calıyor ama dediğim gibi 74 yaşında bu oldschool bey amca. dinazorlara yaraşır şekilde kafasının üstünde döne döne cıkıyor sahneye.
bu son kısım benim hezeyanlarım olabilir fakat bernard beye kadar yazdıklarımın arkasındayım. senin kültür diye savunduğun şey bana göre avamlık ve ilkellik. buralarda hepimiz doyduk artık buna.
bu arada trap müziği asalım keselim olarak anlaşılmak istemiyorum. trap bolca dinlediğim bir janra, bumbepten daha dinlenilebilir buluyorum kesinlikle.
böyle olması kültür diye bize satılan şeyin artık tamamen cizgisinden saptığını paraya, yönlendirmelere, rakamlara ve izlenmelere bu derece bulandığı gerceğini değiştirmez. dinazor olarak algıladığın insanların coğunun fikirleri de öyle yada böyle bunlara benzerdir diye düsünüyorum. kültüre meteor düştü kardeşim ekseni kaydı kültürün girerken okudum onaylıyorum dediğimiz herşeyin amına koyuldu.
uzun lafın kısası değişim kacınılmazdır ve kesinlikle öcü değil ama bu değişim nasıl yaşanıyor ne kadar organik ne kadar sağlıklı bunlara dikkat etmek lazım.