13 mart 2021 burry sopranonun tutuklanması

#328522 - bu entryi ortalama 309 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. Olayın ne kadar isabetsiz bir olay olduğu ve çok daha mantıklı alternatifleri olabileceği (şarkının kaldırılması vs.) yeterince konuşulmuş; ancak mufred isimli yazarımız “bu noktalara katılıyor olmakla birlikte” meseleye “farklı bir noktadan da” yaklaşmaya çalıştığı için epey eksi almış. Bu ve benzeri her olayda “sanat” ve “özgürlük” kavramlarını yeniden tartışmaya açıyoruz ve “Gerçek sanat bu değil.”, “Gerçek özgürlük bu değil.” diyenler nedense hor görülüyor. Atlanan nokta şu ki burada söz konusu olan şey bir kitap veya resim vs. değil, şarkı. Günümüzde şarkı bir sanat eseri olmanın ötesinde ticari bir üründür ve kitap veya resim gibi sadece alıcısını kendine çeker hâlde de değildir. cogito arkadaşımız “yeraltı edebiyatı” demiş mesela; tamam, ama o sadece belli bir yaşa gelmiş ilgilisinin yöneleceği bir şeydir; şarkılar böyle değil. Günümüzde şarkı bizim önümüze çıkıyor. sirativv arkadaşımızın yaklaşımı da belli bir noktadan haklı olmakla birlikte belli bir noktadan isabetsiz. İnsanlara “İlgilenemeyeceğin çocuğu doğurma” vs. diyebildiğimiz hâlde bir rapçiye niye “Şu şu konulardaki hislerini kendine sakla, şarkısını yapma.” diyemiyoruz? Ona gelince “özgürlük”, diğerlerine gelince “Şarkıdan etkilenecek kadar mal mısın?”, “Çocuğu niye doğurdun?” falan filan. Ebeveynler çocuklarıyla ilgilenmeli, eyvallah; ama çocuğun her adımını takip etmek de pedagojik açıdan farklı sıkıntılar doğuracak bir yöntem. İnsanların çocuklarının her adımını takip etmek zorunda olmadıkları bir düzen isteme hakkı olmasın ama bazı rapçilerin şarkılarda her şeyi anlatma hakkı olsun; mantıklı mı bu? Diyelim ki özendirme yok, peki kardeşim kanıksatma da mı yok? Bazı şeyleri kanıksamak da sakıncalı değil mi? İnsanlar ne diye düzgün mevzulardan bahseden şarkıları dinleyeceğine -en hafif tabiriyle- “gereksiz” şarkılara maruz kalsınlar? Medya insanlara sadece seçenek sunmaz, onları bir şeylere maruz bırakır. İnsanlar da maruz kalma etkisi ile bazı şeyleri kendileri tercih eder hâle gelirler. Sonra da bu tercihe “özgürlük” demeye başlarsınız. Acaba gerçekten özgürlük mü? Şiddeti özendiren dizileri izleyenlerinki özgürlük değil mi de “Böyle diziler kaldırılsın.” diyorsunuz? Onu diyorsanız “Böyle şarkılar yapılmamalı.” da demelisiniz; “Sanat bu.” dememelisiniz.

    kendime sarilir donarim arkadaşımıza da cevap verme ihtiyacı duyuyorum.

    “Sanat şundan bahseder, bundan bahseder tartışmaları yüz yıl önce bitmiş.” - Bazı şeylerin tartışması bizden önce bitti diye biz bu tartışmaları yeniden açamaz mıyız? Bugün “Şiir dediğin vezinli kafiyeli olur.” diyemeyiz, eyvallah; ama bu tartışmanın artık sonlanmış olması vezinsiz kafiyesiz yazılan şiirlerin sanat değeri taşıyıp taşımadığını tartışamayız, “şiir” deniyorsa şiirdir anlamına mı gelir? Biz bugün başkanlık sistemini tartıştığımızda birilerinin “Halkımız kararını verdi.” ayağına yatmasıyla aynı şey olmuyor mu bu yaptığınız? Çoğunluk “Bu da sanattır.” dediği zaman azınlık olarak “Tamam abi, sanatmış.” demek zorunda mıyız? Siz beğenmediğiniz protest şarkılara “Kamu spotu gibi olmuş.” demiyor musunuz? Bu ne demek, “Sanat değeri taşımıyor.” demek değil mi? Bunlar yeterli değilse yukarıda söylediğim şeyi tekrar edeyim: Şarkı sadece bir sanat eseri değildir.

    Ülkede hukuki ve sosyolojik pek çok saçmalık var, evet; ama sizin “ideal düzen”inizde kadınlara şiddet uygulayanlara, mafyalığa özendiren dizilere vs. yer olmamasına rağmen her haltın şarkısını yapan rapçilere niye yer var? Tepkiniz büyük ihtimalle “Şimdi konumuz o değil.” tepkisi, bu da bir yere kadar kabul edilebilir bir tutum; ama konuyu konuşurken öyle yerlere gidiyorsunuz ki birileri de çıkıp farklı yaklaşımlar sergilemek durumunda kalıyor. Hukukun eksik bıraktığı noktalar gibi, siz de tartışmada eksik noktalar bırakıyorsunuz ve birileri de doğru veya yanlış şekilde o eksiği tamamlamak zorunda kalıyor. Hani diyorsunuz ya “İnsanlar bir şarkıyı dinleyip hâl ve hareketlerini mi değiştirecekler?” diye, hah işte, burada istisnasız herkes “Bu sanattır, sanat özgür olmalıdır.” minvalinde konuştuğu zaman Burry'yi serbest mi bırakacaklar ki birileri “sanat” ve “özgürlük” kavramları hakkında farklı şeyler söyleyince üstüne gidiyorsunuz? Biz burada iki yüz sayfa boyunca “Burry serbest kalmalı.” yazdığımızda serbest kalmayacak, iki yüz sayfa boyunca “İyi olmuş.” yazınca da cezası katlanmayacak. Burry'ninkinin ifade özgürlüğü sayıldığı yerde ilgili şarkının sanat değeri taşımadığını söylemek vs. ifade özgürlüğünün ağa babası olmalıdır. Ama gelgelelim siz de özgürlüğü sadece sizin gibi düşünenlere veriyor gibisiniz veya sizin hesap etmediğiniz noktaları hesap etmeye çalışanlara “Geç oraları” diyorsunuz. Burry'yi içeri atanlar da sadece kendileri gibi düşünenlere kıymet veriyor ve işlerine gelmeyen her şeye “Geç oraları” diyorlar. Yani belki de zihniyette onlarla biriz ama haberimiz yok. (Zihniyetiniz temelde aynı olmayabilir ama belli duygu durumları insanı alışık olduğunun aksine hareket etmeye yönlendirebilir. Sürekli bu duygu değişimlerini yaşarsanız bir noktadan sonra davranışlarınızın da ötesinde karakteriniz değişmeye başlar, siz ise en baştaki şahsiyetinizi koruduğunuzu zannederek bahanelere sığınmaya devam edersiniz. Ve günün birinde elinizden o bahaneler de gider, ama siz tamamen değiştiğiniz için artık bahane de aramadan o yolda yürümeye devam edersiniz veya bu sefer de tamamen değişmiş olmanız hakkında o zamana kadar yaşadığınız olaylar silsilesini bahane etmeye başlarsınız. Davranışlarımızı ve kişiliğimizi anlık olayları, duygu durumlarını ve bahaneleri bir kenara bırakarak gözden geçirelim derim ben. Sözlükte farklı seslere tahammülsüzlüğü karakter hâline getiren biri olduğunu pek sanmıyorum; ama kimi zaman davranış boyutunda bunu yaptığımız oluyor maalesef.)

    yorumlayan adam

    13/3/2021 23:31
        heart_plus : 7 stat_minus_2 : 0 
    #328522