Bir sorum olacak, hukukçu arkadaşlara ithafen. Bir polis memuruna "hayırlı nöbetler babayiğit" demenin resmi cezaya sebebiyet verme ihtimali nedir? Denilebilir yahut denenebilir mi? Olayın hikayesini okumak istemeyen direk son paragrafa zıplayabilir.
Sözlükte Keçiörenli olan varsa bilir, Keçiören emniyet müdürlüğü görece mahalle parklarında büyük bir parkın tam yanında. Biz de geçen gün o parkta arkadaşlarla akşamleyin 11 gibi buluştuk, sürpriz doğum günü kutlayacağız. Doğum günü olan arkadaşı dışarı çıkarttırdık. İki arkadaş (biri benden 2 yaş büyük abim) parktaki çardakların birinde oturuyordu. Bizim arkadaş da parka gelip onların yanına oturdu. Onlar sohbet muhabbet sigara falan takılıyorlar, biz de 3 arkadaş o sıra pasta kola çekirdek falan ayarlıyoruz. Bir başka arkadaş da sonra gelecek. Toplam 6+1 iz işte.
Tam gideceğiz arkadaşların yanına bir baktık çatal yok. Pastayı alırken adamla ben muhabbet oldum çünkü benim altımda siyah pantolon, üstümde beyaz gömlek, ceket falan vardı tezgahtaki adam da beni kale aldı. Bizimkiler de dedi ki adam seni hatırlar, git iki dk al da gel biz de sotede bekliyoruz seni. Neyse dedim, şimdi sen git ben gideyim olmasın. Alıp gelem iki dakika.
Uzatmayalım: Gidip aldım çatalı, hızlı hızlı geri geldim. Bi geldim ki bizim çardakta oturan bebeler yandaki emniyetin merdivenlerinden çıkıyorlar. Yanlarında bi memur, bir de sivil. Bizim diğer bebeler de biri linde çekirdek kola poşeti, diğeri elinde kapağı açık mumu maytabı yerleştirilmiş pasta öyle bana bakıyorlar.
"Noldu olm?" diyorum.
"Bizimkileri paket ettiler" diyor. Lan torba mı tuttuk sanki
"Nasıl" diyorum
"Sivil aldı götürdü" diyor. E amk onu ben de gördüm. :D
"Niye?" diyorum
"Duymadık ki" diyor slgöelfösfls
Benim elimde çatallar, öbürünün elinde çekirdek kola, berkinin elinde pasta : karakolun önünde bekliyoruz.
Bekle, bekle, bekle... Ne ses var ne seda. Dedim ben giriyorum, Bi öğrenelim hiç değilse neymiş mevzu. En kötü 1. Derece akrabam var içerde hayır mı amk? Taktım maskeyi iyice, verdim çatalı arkadaşa...
Olay burada ufaktan kopuyor arkadaşlar.
Ulan merdivenlerden çıkıyorum. Baktım, Karşımda avmlerdeki dülülüt cihazı var, arkasında bi hoşgeldiniz masası gibi birşey, başında 3 tane polis hararetli hararetli konuşuyorlar. Kafamda kuruyorum "üstümde ceket fln da var, arkadaşları almışsınız falan diye girerim atar gider olursa içlerinde abim var bilgi almak istiyorum derim, en kötü beni de alırlar içeri baban gelsin falan derler." bin tane senaryo kurarak çıktım merdivenleri. Cihazdan geçtim "VİİYYYÜÜÜNNKKK" diye öttü bu. Kayra'nın dediği gibi cepte bol bozukluk, anahtar, tespih, belde kemer kolda saat falan. Ötmemesi imkansız zaten. Polisler şöyle Bi kafayı kaldırdılar. "aha" dedim, "daha baştan sıçtık". Über-tek-kaş bir polisle 1saniye göz göze geldik. Ama sadece 1 saniye. Çünkü hepsi derhal tekrar başlarını eğdiler. Ben de içeri girmiş bulundum. Bir saniye daha öyle tereddütlü bakmaya devam ettim "acaba azönce arkadaşlar geldi" falan desem mi diye. Demedim. İçerde geziyorum amk. Ufak ufak ifade verme odaları yapmışlar. Hepsi de boş. Sağa sola baka baka ilerledim. Baktım bizim 3 avel bi odadalar. Girdim içeri noldu falan. Maske yok diye almışlar, polis maskeniz nerde demeye gelmiş, kimlik isteyince birinde de kimlik çıkmamış. Haydee, alıp götürmüşler onlar da. ceza yazılacak falan dediler. Niye takmıyonuz falan diye ufak ufak geyiğe geçiyoduk ki bir memur daldı içeri, dalarken de elinde Bi liste, listeye bakarak "Hanginizin kimliği yok" dedi. Dedim "Exper, vızıke zamanı" döndüm arkamı polisin yanından çıktım. Polis hiçbirşey demedi. Yani o an koluma bebeklerden birini takıp çıkarsam benle beraber herif dönüp noluyor amk demeyecek. İyi iyi dedim. Geldim dülülüt cihazı ile hoşgeldiniz masasına. Polisler bu sefer dönüp bakmadı bile. Onlar bakmayınca geçtim dülülütten de. Yine öttüm, ama Haydarpaşa merdivenlerinden inen Ramiz Karaeski gibi iniyorum merdivenleri. Kulağımda kurtlar vadisi Acem kızı'nın tulum kısmı çalıyor.
Dedim vay amk demek ceket giyince böyle oluyor.
Çıktım bekliyorum dışarıda yirmi dakika falan oldu hala ses yok bizimkilerden dedim tekrar bakayım.
Yine çıktım merdivenlerden, yine öttüm. Bu sefer masanın başında bir tane polis var sadece. Dönüp bakmadı bile. Girdim içeri. Sağa sola bakmadan direk bizimkilerin odaya girdim. Bunlar tanıdık bulmaya falan uğraşıyor ceza yazılmadan iptal ettirmek için. Ben de girdim bunlarla takılıyorum. Bi müddet kaldım orda. Bunların fotoğrafını çektim, içeride sessiz sessiz gırgır şamata yaptık. O esnada tanıdık bulundu. Sorun çözüldü. (Thnx to -adalet- ve kalkınma partisi) Bunlar çıkacağız tamam diyince dedim çıkayım ben de, benim yüzümden iş yatmasın. Çıktım odadan yine, salına salına çıkışa doğru gidiyorum.
Tam burda oluyor mevzu :
Çıkarken dülülüt cihazının arkasındaki masada tek başına evrak dolduran memur dönüp bana baktı. Biliyordum, bir saniye sonra geri önüne çevirecekti kafayı. Ama ben üstümdeki ceketle gömleğe, gösterilen o ayrıcalığa kendimi o kadar kaptırdım ki... Kafamda hala Acem kızı tulum çalıyor. Kolları sallaya sallaya yürüyorum. Şeytan dürttü sanki ve o an içimden bir ses dedi ki "Lan şu polise Kv'deki Pala gibi 'hayırlı nöbetler babayiğit' diyerek şurdan çıkıp gitmen yok mu"... Yokmuş. Diyemedim. Boru mu amk? Götüm yemedi o an. Ama içimde de ukte kaldı ne yalan söyleyeyim. Arada aklıma geliyor, gaza gelip keşke deseydim amk en kötü nolurdu diyorum. Sonra "harbi nolurdu acaba" diyorum. Vesselam deseydim, ne olurdu? Bi skm yapamazlar diyorsanız diyeceğim bir gün.
Cevabı bilen arkadaşlar cevabı özelden yazarlarsa sevinirim zira Sözlüğe düzenli girmiyorum, cevap burda kaynayıp gitmesin.