sansarın eski sevgilisine şiddet uyguladığı iddiası

#260226 - bu entryi ortalama 167 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. "İstanbul Sözleşmesi’nin en önemli özelliği, biyolojik veya hukuki, ailevi bağ olup olmadığına bakılmaksızın ev içi şiddetin (örneğin eski veya mevcut eşler, evlilik dışı partnerler, birlikte ikamet edilen aile fertleri, akrabalar veya birlikte ikamet edilen başkaları tarafından yöneltilen şiddetin) ve kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin standartlar öngören ve Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk belge olmasıdır."

    bize istanbul sözleşmesi'nin aslında ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar gösteriyor bu gibi vakalar. tabii bugün çekilmeyi konuştuğumuz bu sözleşmeyi halizhazırda yeterince uyguladığımız da söylenemez. 6284 numaralı AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN bu sözleşmenin bize tek getirisi oldu gibi bir şey sanırım ki onun da ne kadar uygulandığı tartışılır. yani buna benzer şiddet olaylarının failleri (mağdur ile evlilik veya kan yoluyla ailevi bir durumları yoksa) bizde sadece basit yaralama suçundan falan yargılanıyor. uluslararası sözleşmeler kanunlar üzerinde bağlayıcı olmakla beraber sadece yol haritası gibi bir şeydir, taraf ülkelerin kendi kanunlarında bunlara göre düzenlemeler yapması gerekir. istanbul sözleşmesi'nden çekilme tartışmaları bir kenara bırakıp, aksine, acilen sözleşmenin yasal düzenlemeler ve içtihatlar yoluyla hayata geçirilmesi için çalışmalıyız; eğer kadına karşı şiddetle mücadele etme konusunda samimiysek.

    bu uygulamalardan bahsederken söz konusu olan tabii ki yalnızca cezai meseleler falan değil. sözleşmeye göre taraf devletler bu tip şiddet eylemlerinin gerektiği biçimde önlenmesini, kovuşturulmasını, cezalandırılmasını ve tazmin edilmesinin sağlamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri almakla yükümlüler. ve Toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar, stk'larla işbirliği, mali destek, veri toplama, araştırma, farkındalığı arttırma, eğitim, koruma, destek, zorla evlilik, psikolojik şiddet... bu ve bunun gibi pek çok alt başlıkla ilgili politikalar yürütmek de devletin sorumluluğunda.

    açıkça görülüyor ki toplumsal açıdan kat etmemiz gereken daha çok yol var. sansar'ın babası avukat diye biliyorum mesela, kadıköy'de yaşıyor vs mağdur olan kadının da benzer bir sosyoekonomik profile sahip olduğunu tahmin ediyorum. yani toplumsal bilincinin görece yüksek olmasını bekleyeceğimiz bir profil. iddialar doğru olsa da olmasa da böyle bir sosyal çevrede bile böyle korkunç olaylara çokça denk gelebiliyoruz. türkiye'nin halini, kaç kadının kaç çocuğun fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet mağduru olduğunu, sesini çıkaramayan kaç tanesiyle beraber yaşadığımızı, kaç tane şerefsizle beraber yaşadığımızı siz tahmin edin. bunun çözümü cezaları ağırlaştırmak değil, bunun çözümü kolay değil ve samimi bir mücadele gerektiriyor. sosyal medya linçlerinde küfürler edip çevresinden alkış toplayarak vicdanını rahatlatmak insanlara kolay gelirken çevresindeki gerçek hayatla ilgili duyarlı olmak çoğu kez zor geliyor.

    edit: İddia Edenin İspat Külfeti ve masumiyet karinesi hukukun temel ilke ve esaslarındandır, bunu belirtelim. öte yandan bir kadın (cesaret gösterip) böyle iddialarda bulunuyorsa kesinlikle ciddiye alınmalı.

    feci

    9/8/2020 21:36 ~ 09/08/2020 22:08
        heart_plus : 10 stat_minus_2 : 0 
    #260226