öncelikle türkiyede uyuşturucular yıllarca devlet eliyle bazı bölgelerimizdeki gençleri pasifize etmek için kullanıldı. gençler terörist olacaklarına müptezel olsunlar dendi ve eğitmek yerine torbacıların kucaklarına bırakıldı.bu yöntem hala bazı soylu büyüklerimiz tarfından istanbulun belli mahallelirinde kullanılıyor. bunları mikro ölçekte olaylar. ama makro olarak baktığımızda türkiyede çok büyük bir uyuşturucu sorunu var. varoş gençler zaten yıllardır bu batakta ama artık eğtimli, okumuş gençlerin hatrı sayılı bir kısmı da bağımlı ya da bağımlı adayı. ve bunun için hiç bir şey yapmıyor devlet. ufak tefek torbacılarla uğraşıp büyüklere dokunmuyor.
bir bağımdaş arkadaşımızın annesiyle konuşmuş annem anlattı birinci ağızdan. kadıncağızın oğlu bağımlı. aile de bursanın köklü ailelerinden zengin ve belli bir nüfuzları olan bir aile. kadın napıyor ne ediyor bu çocuğun tercih maddesini satan büyük baronları öğreniyor. kocasıyla birlikte emniyette yüksek insanlara gidiyorlar anlatıyorlar. aldıkları cevap "biz de biliyoruz ama bir şey yapamıyoruz"bu çocuğu zehirleyenler dışardayken çocuk bir kaç ay önce cebinde hassas tartıyla yakalandı içeri girdi. aile şükrediyor girdiğine çünkü içeride bıraktı, kilo aldı, sağlığı yerine geldi. çıkınca yine dönecek muhtemelen.
bunları neden anlatıyorum? demek istediğim şu ki uyuşturucu ülkemizin büyük bir sorunu ve kimsenin umurunda değil. devlet dahil herkes yolunda. peki bizim uyuşturucunun ayaklı reklamı olan rapçilerimiz ne yapıyor? bu düzene su taşıyor. bizim bu eğtimli, elit ailelerden gelen çocuklar neden bu illete bulaşıyor biliyor musunuz peki? çünkü normalleştiriliyor. bütün dünyada normalleştiriliyor. esrardan başlamak üzere kullanmanın normal ve genele yayılmış olduğu hissini veriyor türkçe rap. özellikle son dönemde trap. amerikada başlayan bu normalleştirme işi türkiyeye de sıçradı ve rapçiler bu düzeni kuranların maşası konumunda şu an.
savunanların da en büyük bahanesi: isrir iyiştirici diil. ananın amı değil. ben şu yaşıma kadar milyon tane ortamda milyon tane müptezel tanıdım, esrara başlayıp da kimyasal hiç kullanmamış 25 yaş üstü tek bir kişi gördüm sadece, kendisi pratisyen hekimdi. bütün dünyada kabul görmüş bir görüştür bu, esrar bir geçiş uyuşturucusudur. kimse bir sabah kalkıp damardan eroine başlamıyor. yüzde 99u önce esrara ordan şekere oradan ağır uyuşturuculara geçiyor.
ne yapalım adamları yaptıkları müzik sebebiyle içeri mi atalım diyeceksiniz, kesinlikle hayır. ama türkçe rap kültürünün bir bilinçlenip kendine gelmesi gerekiyor. uyuşturucu müziğini normalleştirmek değil kendi aramızda marjinalleştirmemiz gerekiyor. birileri esrar çekip küvette seks yapmanın güzelliğinden bahsederken birileri de bu belanın sonunun nerede bittiğini anlatması gerekiyor. belki çok misyon yüklüyorum ama benim görüşüm bu. babalardan beklentim de bu. kimsenin umurunda değil çünkü. küçücük çocukların beyni yıkanırken herkes etrafta "ifade özgürlüğü bro yeaaah" diye geziyor. bu da benim kanıma dokunuyor. saygılar.