Magazinel muhabbetleri pek sevmem ama meseleye magazinel boyuttan biraz çıkarak değinmeye çalışacağım:
Türkçe rap; tek bir kalıba / anlayışa sığdırılamayacak kadar farklı isimleri barındırıyor. Bu, geçmişte de az biraz böyleydi, şimdi de böyle. Geçmişte de, günümüzde de dinleyicilerin “ideal rap” olarak gördükleri bir rap çizgisi ve bunun az ya da çok dışında tuttukları işler ve isimler olmuştur. Geçmişte “arabesk rap” adı altında icra edilen ve ne arabesk ne de rap olmayı başarabilen birtakım örnekler, “battle rap” adı altında icra edilen küfür dolu örnekler, günümüzde de “trap” adı altında icra edilen ve müstehcen, sakıncalı konuların işlendiği, yine küfürlü olan örnekler mevcut. (“Geçmişte olanlar geçmişte kaldı” manasında söylemiyorum; onlar da üretilmeye devam ediyor tabii.) Arabesk rap'in ve battle rap'in güzel örnekleri olduğu gibi, trap'in de güzel örnekleri var. Khontkar ise bu işin içerik açısından kötü tarafında; zevkler-renkler meselesi de değil bu. “Kötü” diyenlerden daha çok kişinin “iyi” demesi bir şeyi değiştirmez; bazı meselerde “aklın yolu birdir”. Ama şu da var ki bazı şarkılarıyla Joker de geçmişin battle rap'inin içerik açısından kötü tarafında idi bana kalırsa. “Bang Bang” gibi güzel örnekleri dışarıda tutarsam, örneğin “Jokzilla” serisi -4 ve 6 istisna diyebilirim ama- benim “ideal rap” olarak gördüğüm çizgiye dâhil edebileceğim bir seri değildi; dolayısıyla ben meseleye kişiler açısından bakmıyorum. Ayrıca rap'in ve özellikle trap'in geldiği nokta itibarıyla da, “İstese kariyerini bitirir.” gibi argümanların pek isabetli olduğunu düşünmüyorum. Rap underground iken birbirinizin kariyerini şarkılarınızla bitirebilirsiniz; ama geniş kitleler sizi dinliyorken birbirinizi piyasadan kolay kolay silemezsiniz. Öyle olsaydı Ceza'nın Norm'u birkaç sene önce piyasadan silmesi gerekirdi; çünkü Ender'in battle'ı Ceza'nın battle'ının yanından geçemeyecek bir seviyede kalıyor.
Meselenin dinleyici boyutunun da atlandığını düşünüyorum. İnsanların beğenisi bu kadar vasat olmasa ve insanlar şarkılarda küfrü, müstehcenliği vs. bu kadar kabullenmese zaten bugüne kadar ne “Eksik Etek” bu kadar dinlenirdi, ne “Jokzilla”, ne “Osmanlı Torunu”; ne Ezhel, ne Khontkar, ne de Ben Fero. Tepkinizi verebilirsiniz, tarafınızı belli edebilirsiniz; ama işin sonunda çözüme ulaşıp ulaşılamadığına da bazen bakmanız gerekir. İnsan ilişkilerine, tartışma adabına dair birtakım şeyleri içselleştirmemiş olan birileri (ağır bir itham olduysa kusura bakılmasın; direkt ilgili şahsı hedef alır şekilde söylemiyorum) size “yav**k” dediği an siz -bayan oluşuna aldırmadan- daha ağır bir karşılık veriyorsanız adımlarınızı çözüme giden yolda atmıyorsunuz demektir. Bence orada verilmesi gereken karşılık “Evli olduğu hâlde S*****e Bak diye şarkı yapan ve saçma sapan bir klip çeken kişi yav**k olmuyor da ben mi oluyorum?” gibi bir karşılık idi ve bence cuk oturacaktı. Ama Joker de fevri bir insan maalesef.
Lil Zey'in ilgili söylemlerine daha detaylı bakmak gerekiyor:
“Kim bu yav**k diye merak ettim bir bakim dedim” - Önceki nesillerde de bu derecesi var mıydı bilemiyorum ama bu cümle yeni neslin bazı bireylerinin aşırı rahat söylemlerini yansıtıyor. Yeni nesil bireyler arkadaşlarına dahi çirkin çirkin sözler söyleyebiliyorlar. Ayrıca hakkında bilgi sahibi olmadığımız şeyleri ve kişileri de küçümseyebiliyoruz. Burada “mal” gibi bir kelime bile uygunsuzken böylesi bir kelime epey ağır kaçıyor ve söyleyenin haddine değil. Seni veya etrafındakileri eleştiren birine -çok üstüne gelinmedikçe- “mal” demen bile acizlik göstergesi olacakken, yav**klık bunun neresinde ki “yav**k” diyorsun? Ayrıca “Bir bakayım” yerine “bi bakim” yazması da yazı konusunda üşengeçlik göstergesi olarak yorumlanabilir. (Bu tür bir çıkarım çok sağlıklı olmayabilir tabii. Üzüm üzüme baka baka kararıyor; “sosyal medya dili” nihayetinde. Ayrıca telefondan yazmış olmalı ki Türkçe karakter kullanmamış.)
“Müziğine 30 sn bile dayanamadım.” - Şarkıdan şarkıya değişebilecek bir konu bu; Khontkar'ın şarkıları da bize göre öyle mesela. Hatta biz Khontkar'ın şarkılarını hiç açmıyoruz; 30 saniye 0 saniyenin epey ilerisinde. :-) Ayrıca müziğine dayanamayınca bir insanın yav**klığı tescillenmiyor. Ayrıca Lil Zey sanat otoritesi mi ki onun katlanamadığı müziğin kötü, sevdiği müziğin iyi olduğuna ikna olalım? Joker'e kötü, Khontkar'a iyi diyen biri ya tutarsızdır ya da meseleye çok farklı ve -bana kalırsa- anlamsız açılardan bakıyordur.
“Hani varlığından haberim bile yoktu, keşke olmasaydı.” - Bizim de varlığından haberdar olduğumuz bazı şarkılar var ki bırak haberimizin olmamasını, keşke o şarkılar hiç mevcut olmasaydı. Lil Zey burada, Khontkar'a gelen eleştirinin yönünü saptırmaya çalışmış diyebiliriz. Khontkar'ın şarkıları ne açıdan zayıf bulunuyorsa Joker'i de oradan vurmaya çalışmak gerekirdi. Ha, Joker'in şarkıları ahlâkî yönden hiçbir sakınca barındırmıyor mu? Tabii ki sakıncalı şarkıları var, tabii ki yanlışları var; ama Joker'in kötü kabul edildiği yerde Khontkar hayli hayli kötüdür bence.
“Kızamıyorum da... O da kendi ekmeğinde yazık napsın” - Bunu da Joker'le alakalı olarak söylemiş olmalı. Bu da bir nevi aşağılama cümlesi. Lil Zey'in gerek yaşının, gerek cinsiyetinin pek müsait olmadığı laflar ettiğini söyleyebiliriz. Hani diyorlar ya “Kadına şu söylenmez, bu söylenmez.” diye. Haklısınız; ama erkekleri de, kadınları da bir kalıba sokmak ne kadar mantıklı? Bir kadının birinden açık açık “yav**k” diye bahsetmesi çok mu yakışık alır bir şey? Joker birilerine sataşmadan duramaz, çözüm odaklı değil kavga odaklı düşünür, primcidir vs.; oralar tartışmaya açık. Lil Zey'e hitabı da gerçekten çok çirkin. Ama değer yargılarımız da çok aşınmış vaziyette. Biri senin işinin içeriğinin kötülüğünden, ahlâka mugayir işler yaptığından yakınıyor; sen “Böyle bir beate rap yapamaz.” diyorsun, yanındaki kişilerden biri “Müziğine 30 saniye katlanamadım.” diyor vs. Bunlar mıdır trap'e gelen eleştirilerin cevabı yani? “Müzik özgürdür / özgür olmalıdır.” diye ağlamayı da bırakın; Şaban'a “eşşoğleşşek” dedirtmiyorlar bu ülkede. Ayrıca başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bizim özgürlüğümüz biter. İnsanların kafasını salak salak şeylerle doldurmayı veya işinizi dinletmek için kafası salak salak şeylerle doldurulmuş insanlara müzik yapmayı sürdürdüğünüz takdirde eleştirenler olacaktır. Siz “ekmeğinin peşinde” olmaktan çok mu ileride anlam taşıyan bir iş yapmış oluyorsunuz bu tür şarkılarla? Ayrıca söylemek gerekiyor ki bu işler de ekmek uğruna yapılacak işler değil. (Lil Zey'in şarkılarını dinlemediğim için onun şarkılarını değerlendirme dışı bırakıyorum; trap'i genel manada alıyorum.)
Ayrıca, Lil Zey'in tweetlerine gelen yanıtlara ve retweet'lerine göz attım. İki uç anlayışa rast geldim (Orta yolda yazanlar da var tabii):
1- Lil Zey'i başarılı bulup onu övmekle üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirir türden bir hisse kapılanlar. (kasetçalar diye bir hesabın tweetleri bu yoldaydı. Ona göre Lil Zey “Türkiye'nin en başarılı kadın rapçisi”, Joker de “Kendine rapçi sıfatını takan [bir] kişi” imiş. Başarıyı sadece rakamlarla, takipçi sayılarıyla ölçüyorsanız seçimlerde kazanan partiyi de eleştirmeyin mesela.)
2- Joker'in tarafını tutup, Lil Zey'e eleştiri sınırını aşan, sataşıcı ibarelerle cevap yazanlar.
Bazen birilerinin derdi bizim milleti aşırı geriyor nedense. Bu tweetleri atan kişiler içinde rap yapanlar var mı bilmiyorum; olmadığını varsayarak diyorum ki: Oturduğunuz yerden Joker'i veya Lil Zey'i gömmeye çalışarak elinize ne geçecek? İnsanları belli bir çizgiye çekmek, görülemeyen şeyleri göstermeye çalışmak gibi amaçlarla değil de sadece “O iyi, sen kötüsün” demek, “taraf”ımızı belli ederek tatmin olmak için yazılan satırların kimseye bir faydasının olduğunu düşünmüyorum.
İnsanların beğenileri aşırı önemsediği, eleştirileri ise gereğinden fazla görmezden geldiği bir devirdeyiz. Bunu zamanında Joker de yaptı; kendisine gelen eleştirilere karşılık “Cehalete Sesleniş” diye bir video yaptı. Trapçiler de “Biz daha çok dinleniyoruz.” havasında eleştirileri görmezden gelebiliyorlar ama nicelik değil, nitelik önemli. Şu şekilde de ifade edebiliriz: Bir şarkıya bakarız şarkı mı diye, bir de dinleyene bakarız dinleyici mi diye. Önüne konan her şeyi beğenen, kalite kıstası sadece kulağına hoş gelmesi olan insanların beğenilerini önemsemiyoruz. Türkçe rap'in kemik kitlesi de baştan beri bu anlayıştadır. Kimisi bu konuda taviz verebilir, tutarsızlık sergileyebilir -ki bu tutarsızlığı rapçiler de sergileyebiliyor; yoksa Ceza Ben Fero'yu savunabilir miydi hiç?- ama “bilinçli dinleyici”ler bu konuda daha sağlam bir tutum sergilerler diyebilirim. Sizin taraf daha kalabalık diye kendinizi haklı sanmamalısınız. Ayrıca akıllı düşman akılsız dosttan yeğdir. Bu müziğin önünü açan yapımcılar ve bu müziği dinleyip beğenenler bu rapçilerin akılsız dostları. Joker, düşmanlığını akıllıca yapsaydı daha anlamlı olacaktı ama görünüşe göre o da salt olumsuz tepki vermekten öteye pek geçemiyor maalesef. (Şu da var: Karşınıza aldığınız her insanla derinlemesine sohbet edeceksiniz, yanlışlarını gösterip doğru yolu buldurmaya çalışacaksınız diye bir kaide de yok. Bazen orta yol aramak yerine sadece karşı tarafta durmanız gerekir. Ama karşı tarafta dururken de belli çizgiler içinde kalınmalı diye düşünüyorum.)