gece vakti yüksek bir yere çıkın. manzaralı. kartpostallık. biranızı sigaranızı alın. hafif hafif yudumlar sizi leyla ederken yanı başınıza da telefonunuzdan radyo açın. mümkünse arasıra cezaevindeki yakınlarına iyi dileklerini ileten telefon bağlantısı konuklarının olduğu bir radyo olsun. çalsın siz dinleyin. yudumlamaya devam edin. körüklemeye de. sonra aniden bir şarkı duyacaksınız. o kadar hoşunuza gidecek ki. ilk düşünmeniz gereken "bu şarkının hangi bölümündeki söz ezberlersem şarkıyı bulabilirim" olmalı. çakırkeyif şekilde o şarkıyı dinlerken sözlerini ezberlemeye çalışın. bir öncekinden daha vurucu olan bir cümle için diğerini unutun. zaman karşı savaşın. herşey gibi o şarkı da bitecek ve birdaha onu dinleyememe ihtimaliniz var. ezberlediğiniz cümleyi birkaç kez tekrarladıktan sonra biranızın son demlerini fondipleyip ezberlediğiniz sözü unutmamak için sürekli tekrar ede ede eve gidin bir kağıda yazın. sonra da bulmaya çalışın o eseri. bulduğunuzda yaşayacağınız rahatlığı düşünün. bulacağınız o şarkı sizin sample'ınızdır ve ertesi gün heyecan içinde başına oturursunuz. nihayetinde rap'in ruhuna hediye edersiniz ortaya çıkardığnız el emeği göz nuru beat'i. beatmaker'lık emek vermektir. sample dilenmek veya loop atmak değildir. işte tüm bu anlattıklarımı içten ve en derin duygularınızla yapabiliyorsanız o zaman saygı duyulacak bir beat ortaya koyabilirsiniz.