İndigo bir yayında bu şarkıyı bir kişiye yazdığını söylemişti yanlış hatırlamıyorsam normalde bu şarkı o kişiyi anlatmalı ama nerdeyse hepimizin hayatını anlatıyor
en azından hepimizden izler taşıyor işte indigoyu özel kılan şey bu benim için.
Zafenatpena da çok iyi iş çıkarmış tam anlamıyla Mutsuz bir beat olmuş bu tarz şeyler yaşadığım için mi bilmiyorum ama bu şarkı değil sihir adeta son olarak.
öyle öl ki cesedin söylesin niye böylesin
aslında senden başkalarının gerek ölmesi
kabul güçlü değilsen bekletme hiç sonunu getir
yaşanmaz nefretle, bu geçtiği geçmekse sokayım öyle geçmeye
mutsuz albümene veda ederken ama şu var diye eklenen şarkı.. bu kadar mükemmel bi veda şekli türkçe rapte başka yok... muazzam bi düşünce indigo..
şu adam gibi özene bözene albümler yapılsa, en ince detayına kadar düşünülse, parçaların sıralandırılmaları dahi, sayı numaralarına dahi irdelense ne kadar güzel olur be.. hem dinleyeci de bunu farkettiğinde, bu denli özen verildiğini anladığında, daha bi dört elle sarılır..
şu albümden sonra indigo'nun çıkan her albümünü ertesi güne sipariş vermezsem kalbim kurusun..
bu şarkı beni çok etkiliyor hani bazı şarkılar vardır girişinden anlarsın kıyak olduğunu'' mutlu gibi büyüdün yıllarca
kimse demedi bul bir amaç koş peşinden büyüdüğün yıllarda '' gibi bir sözle başlıyor şarkı daha ne olsun bize oku askere git evlen iyi bir iş bul bunlar aşılandı hep mutlu gibi büyüdük yada öyle olduğumuzu sandık oğlum hiçbirimiz bunları istemedi öyle değil mi ?
tam bunalım şarkısı ya. melodisi de çok güzel. karrı gibi duygusallaştırıyor beni. seviyom lan seni indigo. iyi ki senin gibi bir adam var bu piyasada:)
bu şarkı çıktığında lise 3'teydim, dinlerken yaşadığım tribi dün gibi hatırlasam da bugün dinlerken hissettiğim duygu yoğunluğu bambaşka. anladım sandığım ama o zamanlar anlamadığım birçok duygu varmış içinde. bütün bunların yanında, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini gösteren şarkılardan sadece biri. ayrıca beatte kullanılan sample radical face - ghost towns şarkısından alınmıştır.
eğretiydi hep mutluluk. o yüzden mutlu değil de, mutlu gibi büyüdük. sağda solda yoktu esasında bir amaca sevk edenler bizi. olsa bile onlar hep hayatın kaybedenleriydi. okul, dersler tıkırında olsa bile 20'lerimizde dank etti. kendimizi koca bir boşluğun içinde bulduk. kör biri gibi duvarlara çarparak yolumuzu bulmaya çalıştık.
her şeyi denedik. kitaplar, filmler, diziler yahut kadınlar. hep içimizde bir yerde bir şeyleri doyurduğumuz yanılsamasına kapıldık. oysa öyle büyük bir boşluktu ki bu hiçbir madde doldurmaya yetmezdi içini. hiçlik intiharla doldurdu kafamızı, yapamadık çünkü intihar çok çaba gerektirirdi.
hep düşündük, bir gün gidersek bu tek başımıza olmaz diye. dünyayı terk ederken arka kapısından, ardımızda bir sanat eseri bırakırdık belki de. gerçekten anlatırdı bu yaşarken anlatamadığımız onca şeyi. onlarca insanın arasındayken bile bırakmadı peşimizi yalnızlık. kaçıp gitmek için hep bir şeyler kemirdi aklımızı. yalnız kalmak için onlarca bahane sıralardık, sonunda da hep başardık zaten. insanlar yahut yalnızlık, hiçbir şey manevi açlığı doyurmaya yetmedi esasen. çabaladığımızla kaldık, tüm bunların sonu bir yerde düşkünlüğe geliyordu. hayatın bizi dik bir yokuşun kenarından, elimizde alkol şişesi ile aşağı doğru iteklemesi kaçınılmazdı.
"ama şu var" bize aramızda kilometreler bile olsa bir yerde yaşantılarımızın kesiştiğini gösterdi. "mutsuz" olmak bazen kaçınılmazdır. indigo'nun mutsuz'u her gün sokakta önümüzden umarsızca geçen onlarca insandır. tüm bu ortak yargıları ve yaşanmışlıkları süslemeden, canlı kanlı cümleler ile bize aktaran indigo ise gerçekten bir sanatçıdır.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.