khontkarın tutuklanmadan önceki son röportajı - bol sözlük

khontkarın tutuklanmadan önceki son röportajı



başlık no:23589 okunma:4091



  1. khontkar ile tutuklanmadan 10 gün önce bir röportaj gerçekleştirilmiş. röportajda khontkar'a uyuşturucu kullanımından dolayı fişlenmekten korkup korkmadığı, şehinşah'ın onun albümünde ona diss atmasına nasıl göz yumduğu ve kadıköy'deki kavgalara da değinilmiş. asıl dikkat çeken nokta polis sorgusunda sorulan soruların bazılarının sanki önceden sorulması olmuş. khontkar 'hayali kişilikler' dediği karakterleriyle ilgili açıklamalar yapıp 'uyuşturucuya özendirme' konusuna açıklık getirmiş.

    kaynak: twitter.com
    kaynak: www.hiphoplife.com.tr

    Merhaba Khontkar, 10 yılı aşkın süredir bu kültürün içerisinde yer alan biri olmana rağmen ismin ve işlerin ancak son dönemlerde ilgi çekmeye başladı. Seni hala tanımayanlar için kendinden ve müzik yaşantından detaylıca bahseder misin?

    Çocukken evde Run DMC, MC Hammer gibi isimlerin kasetleri vardı. İlk etapta onları dinlerdim. Ama İngilizce sözlü müziğe de ayrıca bir ilgim vardı. Yani sadece hiphop dinlemiyordum. Amerikan popüler kültürünü takip etmeye 7-8 yaşlarında başladım. 2002 yılıydı sanırım… Kuzenim, Yeraltı Operasyonu 2’nin kasetini getirdi. O zamanlar onun Yeraltı Operasyonu 2 olduğunu bilmiyordum. Daha sonrasında Türkçe sözlü Rap müziği araştırmaya başladım. 2004 yılında ilk kaydımı gerçekleştirdim. 2006 yılında bir oluşuma dahil oldum. O sıralar kendimde beat denemeleri yapıyordum. Elektrik gitar aldım kendi kendime öğrendim. Kendi stüdyomu kurdum. Eski oluşumumdan dostlarımı ve yeni dostlarımızı da aramıza katarak şu anki oluşum RedKeys’i bir araya getirdik. Bir yandan özel ders alarak piyano, armoni eğitimi almaya başladım.

    Ben ilk mixtape’imi 2006 yılında çıkardım. Favori gruplarımdan biri Mobb Deep’dir. O dönem bolca New York soundlu şarkılar kaydettim. 2007 sonu gibi dirty south, southern hiphop tınılarına biraz yoğunlaştım. Aynı dönem nu-metal, hardcore soundlarında bir gruba dahil oldum. Biraz metal scene’ninde boy gösterdim. Kendi grubumu kurdum, 2010’da bir tane EP yayınladık. Birkaç festivale çıktık. Sonrasında davulcumuz askere gidince o iş biraz askıda kaldı. Hemen arkasından bir Neo-Soul-R&B grubuna dahil oldum (bu arada Trap devam ediyor tabi). O gruptaki gitarist arkadaşla doğaçlama Nu Jazz Neo-Soul tınılarında müzikler kaydettik. 2011 sonu gibi tamamen RedKeys’e yoğunlaştım. Şu ana kadar 20 tane mixtape, albüm vs yayınlamış olabilirim. Ayrıca yanlış bilinen bir şey ben “Khontkar” adıyla mumble rap yapmıyorum. Mumble bambaşka bir tarz. Benim müziğim mumble olarak nitelendirilemez.

    Açıkcası benim Trap müzik ile ilgili ön görüm “2014 yılında herkes yakalar”dı. Bir de diğer bu camiadaki kişiler gibi bilinen isimlerle temas halinde değildik. Tabir-i caizse kendi yağımızda kavrulduk diyebilirim. Trap müzik de son 1-2 yılda Türkiye’de de bir anlam ifade etmeye başladığında insanlar bizim şarkılarımıza yönelmeye başladı.

    Yurt dışına gittiğinde müzik teorisi eğitimi aldın. Aldığın eğitimden bahsedip tarzını oturtmanda ne gibi yararları olduğunu anlatır mısın?

    Öncelikle ben İngiltere’de eğitim almadım. Birkaç uluslararası projede prodüktör olarak yer aldım. Bunların iki tanesi Londra’da bir tanesi Amsterdam’da gerçekleşti. Az önce bahsettiğim şekilde ilerleyen müzik eğitimim, üniversitede Güzel Sanatlar Fakültesini kazanmamla devam etti. Müziğin dilini öğrenmek ne tür müzik yaparsanız yapın tartışmasız sizi bambaşka bir noktaya taşıyor.

    Müzik teorisi eğitimi, nota, aralık, armoni gibi bilgileri kapsayan bir süreçtir.

    Biz Amerika’da olduğu gibi bu kültürün içine doğmadık. Onlar için Hiphop yokken Funk, Soul, Jazz, Disco gibi türler vardı. Onlar yokken Jazz, Blues gibi türler vardı. Yani bu kültür onlar için yemek/içmek gibi. Biz dış dünyadan katılıp kendini buna adapte etmeye çalışan insanlar olduğumuz için, kültürel kısmını öğrenmek bir yana, müzikal olarak da belirli kuralları - kadanslar, şarkı formları, akor dizilimleri, öğrenmemiz gerekiyor. Eğer bu kültürün müzikal olarak perde arkasını öğrenemezseniz, bu bir şekilde kısır döngüye girmenize sebep olur. Çünkü aklınızdaki şeyleri tam aktaramayabilirsiniz. Ya da o şeyler aklınızda hiç canlanmayabilebilir. Anlatabildim mi bilmiyorum.

    Ben Müzik Bilimleri Anabilim dalı altında Müzik Teknolojileri bölümü bitirdim. Tabi ki de hem teorik anlamda hem de sound engineering anlamında bana çok büyük katkıları oldu. Popüler müzik analizi, Türk popüler müzik analizi gibi dersler aldım. Birçok Türkçe-İngilizce kaynak okudum ve bilgi edindim.

    Ülkemizde müzik eğitimi alarak bu yolda ilerleyen sanatçılar yok denecek kadar az, belki de yok. Ben bu eğitimi almasaydım da istediğim müziği aynı şekilde yapabilirdim diyor musun?

    Açıkcası ‘eğitim almasaydım’ gibi bir aşama yok gözümün önünde. Bir şeyi yapıyorsam tam anlamıyla kendimi ona veririm. Bu da belirli bir noktada bir şekilde kendi kendinize de olsa eğitim gerektiren bir şey. Eğitim önemli. Herkes ne yapmak istiyorsa onunla ilgili edinebildiği tüm bilgileri edinmeli.

    Trap’i Türkiye’de ilk yapan isim benim diyorsun ve insanların trap müziği yanlış yorumlamalarına da içten içe tepkilisin. Trap nedir, mumble nedir, matematiği nedir bu müziğin ve dünyadaki ilerleyişi ile ülkemizdeki işleyişi arasındaki farklar nedir? Türkiye’de yapılan trap, mumble ne kadar doğru?

    Öncelikle Trap kültürü tamamen sokakla alakalıdır. Sokağın en pis yönünü pis bir dille anlattır. Ben Gürçeşme’de büyüdüm. Tepecik, Dayko, Çukurmahalle, Mehtap, Kadifekale arasında kalan bir bölge. Son Durak denen bir yer var ve semtin delikanlıları burda toplanır. Ben trap müziğin Türkiye’de İzmir’de doğduğunu savunuyorum. Crunk müzikten bu yana güney yaka tınıları her zaman İzmir’deydi. Biz zaten dirty south yapıyorduk. Amerika evrilirken biz de evrildik. Bire bir takipte olduğumuz için evet ilk biz yaptık. Bunu söylüyorum çünkü insanların “kimse yapmıyordu biz yaptık” gibi cümleler kurmasını saygısızlık olarak algılıyorum. Bu kişilerin bir kısmı benden ya da bizden esinlenmiştir. Dahası, trend olan müziğe trap müzik dense de, aslında bu modern hip-hop tınılarını kullanmaktır. Kanye West ya da Logic trap müzik yapmıyor yani. Bu çerçeveden bakınca şu an da popüler olan müzik, modern hiphop’tır. Türkiye’de RedKeys’den başka bu kültürü yansıtan sanatçılar ya da kimseler henüz yok.

    Bence mumble denen vokal biçimi ilk Johnny Cinco adında bir rapçi tarafından yapıldı. “Ağzının içinde geveleme” şeklinde çevrilebilir. Mumble Türkiye’de yapan var mı bilmiyorum. RedKeys’den çıkan bazı şarkılar biraz çağrışım yapıyor olabilir. Benim Flash karakterim biraz yakındı. O dönemde ona tam olarak mumble denmiyordu.

    Yaptığın müziğin tüketicisi Türkiye’de şu an küçük bir kitle. Bu senin motivasyonunu olumsuz olarak etkiliyor mu?

    Sizin de dediğiniz gibi 10 yılı aşkın süredir müziğin içindeyim. Daha düne kadar şarkılarım 2k’dan fazla dinlenmiyordu. Ben bunu her şeyden önce kendim için yapıyorum. Yayınlamadığım onlarca şarkım var ve sadece kendi ortamımda çalmak bile bazen yeterli oluyor. Popüler olan şarkılarımı açıp dinleyemiyorum açıkcası. Popüler oldukça insan yabancılaşıyor sanırım.

    Müziğinin yanı sıra kıyafetlerin, saçın, imajın da konuşulan konulardan. Bir sanatçı için imaj en az müziğinin kalitesi kadar önemlidir fakat Türkiye'de bu kısım atlanıyor gibi. İmajına dikkat eden birisi olarak sen bu konuda ne düşünüyorsun?

    Benim annem ve babam Ballıkuyu’da otururken bile evden çıktıklarında jilet gibilermiş. Yani bizde tarz aileden geliyor. Ben ve yakın çevrem urban modasını her zaman takip etmişizdir. Türkiye’de tabulardan kaynaklı yaşanan bazı durumlar var. İnsanlar sürekli birileri bir şey söyleyecek diye çekiniyor. Benim saçımın boyalı olması bundan 10 sene önce bol pantolon giymemden çok da farksız değil.

    İşin enteresan tarafı bana tutulanlar hiphop kültürünün kendine has tarzından dolayı zamanında toplum tarafından benim de o zamanlar olduğum gibi bir takım söylemlere maruz kalmış insanlardan oluşuyor. Ne değişti? Ona göz alıştı… Buna henüz alışamadı…. Ben hala toplumun görünüşüm yüzünden yargıladığı biriyim.

    İlgiyi çeken ve sanatçıyı sattıran unsur müzik midir imaj mıdır? Camiamızda bu kültürün imaj kısmına yeterince yatırım yapılmıyor, sence bunun sebebi ne?

    İkisi birbirini destekleyen şeyler bence. Camiadaki insanların %90’ı rapçiden oluşuyor. %10’luk kısımın %2’lik bir kısmı tasarımcı olsa, onların da tamamen gönül vererek kovalamadığını düşünürsek. Durum bu. :)

    #PuffinLikeAnAnimal mixtape serisinin 3.’sünü mart ayında yayınladın ve Ege Çubukçu, Kamufle, Kozmos, Fery, Tahribad-ı İsyan gibi isimlerin yanı sıra albümde RedKeyGang üyeleri de yer alıyor. Mixtape’in hazırlık sürecinden detaylıca bahsedip bu isimlerin albüme dahil olma adımlarını anlatır mısın?

    Öyle bir gece otururken Bego “Yapsan mı acaba?” dedi. Ben de “Neden olmasın?” dedim. Sonra yapmaktan vazgeçtim. Birkaç gün sonra Bego bir paylaşımında #PLAA3 hashtag ini kullandı. ‘Aa dedim yapıyor muyuz?’. Sonra yaptım. O ara birkaç konser ve birkaç proje dolayısı ile yan yana geldiğim herkesi dahil ettim. Günde 4-5 verse yazıp kaydederek 2 hafta içinde kayıtları bitirdim. 4-5 gün içinde de mix aşamasını tamamladım.

    Albümde Şehinşah ile olan şarkıda Şehinşah sana diss attığını kabul etti. Bu şarkının hikayesi nedir ve neden kendi şarkında sana laf etmesini kabul ettin?

    Şehinşah’ı bir gün stüdyoma davet ettim. Sound’umu ve işlerimi çok beğendiğini söyledi. Dedim sana bir tane şarkı yapayım. Bunun üzerine oturum gerçekleştirdik. O gün şarkıyı birlikte yapmaya karar verdik. Onun şarkı sözleriyle ilgili bir problem oldu parçayı tamamlayamadık. Ben de az önce dediğim gibi bir araya geldiğim biri olarak benim mixtape’e parça kaydetmek ister mi diye sordum. O da seve seve dedi. Ben de 2015’te yazdığım bir verse’ü beat’e denedim ve beğendim. Kaydedip yolladım. O da çok beğendiğini söyledi. Kaydı yolladı. 1 ya da 2 kere dinledim. Açıkcası sözlere çok dikkat etmedim. Mixtape çıktıktan birkaç gün sonra bir arkadaşım “Sanki sana söylüyor” dedi. Kendisinden bire birde herhangi bir şekilde bana itham ettiğine dair şeyler duymadığım için karakter çatışması olarak değerlendirdim. Benim için bir problem yoktu yani. Daha sonrasında görüşmelerimiz taa konser gününe kadar devam etti.

    Bu şarkının ardından da Istanbul konserinde sana saldırması husumetin adliyeye taşınmasına vesile oldu. O gün neler oldu, sen bu saldırıyı nasıl değerlendiriyorsun ve dava şu anda ne aşamada kısaca değinebilir misin?

    Yasal süreç devam ediyor. Avukatım konuyla ilgili çok fazla konuşmamı istemiyor. O günle ilgili değil daha çok o günden sonra olanlarla ilgili piyasada ne kadar dost-düşman var öğrenmiş olduk.

    Albümden sonra camia çok sevenler ve hiç sevmeyenler olarak ikiye bölündü, beğeni olarak pek ortada kalan olmadı. Sen yaptığın müziğin dinleyici kitle tarafından tam olarak anlaşıldığını düşünüyor musun yoksa Türkiye henüz bu müziğe hazır değil mi?

    Gönül ister ki evet, Türkiye sene 2018 oldu. Ama hala sanatı algılama konusunda sıkıntılar yaşanıyor. Cem Yılmaz’ın “kesin ip var” muhabbetini birebir yaşıyoruz bana göre.

    Özellikle Mary Jane viral olduktan sonra hip hop dinleyen dinlemeyen pek çok kesimin ağzında dolanmaya başladı. Mary Jane için klip vs. gibi yan projeler olacak mı ?

    Düşünülen bir şeyler var. Yakında dijital platformlarda da yerini alacak.

    Türkiye’de işler biraz farklı ilerliyor biliyorsun, genelde öncüler hep kurban olur. Mutfak, Mary Jane gibi uyuşturucu kullanımını ön plana çıkardığın şarkıların viral olmasından sonra fişlenmekten korkmuyor musun?

    Dünya’da da olduğu gibi Türkiye’de de bu tip insanlar yaşıyor. Ben gördüğüm, duyduğum hatta belki bazen uzaktan kulak misafiri olduğum şeyleri, hayatta bana bi şekilde takılan her muhabbeti konu alıyorum. Bu bir sanat dalı, kendini bükerek iyi bir sanatçı olamazsın.

    Albümün ve tarzının bu yönünü eleştiren kitleye ne söylemek istersin?

    Hiphop bir dönem politik bir hal almadan önce yine fiyakalı olmaktan, kadınları nasıl etkilediklerinden ve sokakta olan bitenden bahsediyordu. Yani illa bir şeylerin özüne dönmek istiyorlarsa Get Down zamanlarına dönsünler. Mixtape’in adı zaten ‘Back to the Streets’. Eleştirenlerin birçoğu bu kültürü tanımayan anlamayan insanlar. Mary Jane’i Spider-Man’ndeki karakter zanneden insanlar var. Cehalet bu ülkede benim baş edemeyeceğim kadar büyük. Benim de bununla uğraşacak vaktim yok.

    Bary Allen ve Flash olmak üzere müziğinin prodüksiyon kısmıyla ilgilenen alter ego kişiliklerin de var. Çalışmalarına bu 3’lü kişilikle mi devam edeceksin yoksa örneklerini geçmişte de gördüğümüz gibi kariyerini ileride tek bir kimlikte toplamayı düşünüyor musun?

    Flash karakterim prodüksiyondan ziyade daha underground trap müzik yapan bir karakterdi. Yani insanlar Khontkar’ ı sert algılarken ben ondan daha sert bir karakter yarattım. :) Akıbeti belli değil. Şarkılarımın ad-liblerinde biraz biraz yer alıyor kendisi. Takip edenler algılıyorlardır.

    Barry Allen sanırım prodüksiyonda sürekli olarak benimle birlikte kalacak. Khontkar zaten CEO :).

    Flash’a olan ilgin müziğini etkileyecek boyutta. Bu çizgi romanın hayatındaki yerinden bahseder misin?

    Çocukluğumdan bu yana çizgi roman takip eden biri oldum. Son dönemler dizileri falan filan perişan olduk :). Eskiden şarkılarımda ‘Khontkar hızlı’ gibi söylemlerim vardı. Bu bir gün kendini Flash benzetmesinde bulunca. Barry Allen’ın da laboratuvar adamı olmasından dolayı ona da prodüktör kimliğimi giydirdim.

    Barry Allen adıyla Future R&B, Future Bass gibi soundlarda çalışmalar yapıyorum. Onun haricinde beni ve ekibimi prodüksiyon anlamında besliyor. Farklı tarzlar da müzik yapmayı seviyorum. Bunun haricinde ben olduğum bilinmeyen bir iki karakterim daha var.

    Flash’ın çok bir yeri kalmadı. Yan proje tadında devam ediyor. Khontkar ve Barry Allen olarak kariyerime devam ediyorum.

    Açıkcası son dönemlerde artık ikisi birbirini tamamlar oldu. Ama yine de yeni bir Barry Allen albümü yapmak istiyorum. Khontkar 12-13 yaşımdan beri benimle. Müzik yapmaya devam ettiğim sürece de benimle olacak diye düşünüyorum.

    Bu Mixtape aynı zamanda RedKeyGang üyelerinin de tanıtımında büyük role sahip oldu. Hazırlarken RedKeyGang’i de ön plana çıkartmak gibi bir gayen var mıydı ?

    Mixtape’ten ziyade yazın çıkardığımız Mutfak’ın da içinde olduğu “RedKeyGang la Familia” toplama albümü biraz daha ön plana çıkardı diyebiliriz. Mixtape üstüne tuzu oldu. Ben zaten hep kendi ekibimle şarkılar yapan biriydim. Bu projemde de bu değişmedi.

    RedKeyGang oluşumunda kimler yer alıyor ve sen bu oluşumun neresindesin? Tarzınıza değinerek gelecek planlarınızdan bahseder misin?

    RedKeyGang sadece rap yapan hatta sadece müzik yapan insanlardan oluşan bir topluluk değil. O yüzden kaç kişi olduğunu tam olarak söylemem mümkün değil. Ben biraz yılanın başı konumundayım. RedKeyGang adı olarak olmasa da RedKeys Music olarak gelecekte de kaliteli işlere imza atmayı hedefliyoruz.

    Peki bu müziği gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de hakkıyla yapan, severek dinlediğin isimler var mı ?

    Ben çok fazla müzik dinliyorum ve haftalık çıkan birçok tarzda onlarca albümü her hafta dinler, beğenirsem belki 2 kez daha dinler arşive kaldırırım. Bu müzikden kasıt Hip-hop ise eğer Kanye West, Childish Gambino mainstream favori isimlerim. Üzülerek söylüyorum ki Türkiye’de takip ettiğim herhangi biri yok. Kerem Akdağ’ı başarılı buluyorum.

    Geçmişte İngilizce çalışmaların ve albümlerin de oldu. Global olup daha fazla dinlenmek için mi yoksa İngilizce’ye elinin yatkın olmasından dolayı mı bu işlere imza attın? Yine tamamen İngilizce EP’ler gelecek mi?

    Bir baktım yapabiliyor muyum? Yapabiliyorum… “Neden yapmayayım?” diyerek birçok proje kaydettim. Şarkılarımda İngilizce kelimeler geçiriyordum zaten. Tamamen İngilizce olması da tabi dil esnekliği açısından kolaylık sağlıyor. Yakında biri tamamı İngilizce EP biri yarı İngilizce yarı Türkçe Londra’dan RedKeys Music sanatçısı Myndless Grimes ile birlikte ortak EP yayınlayacağım.

    Sadece şarkılar, dinleyici kitlesi değil, hiphop konserlerinin çehresi de Trap akımıyla birlikte değişmeye başladı. Auto-tune kullanımı sende de gördüğümüz üzere konserlere de yayılmaya başladı. İçeriden bir gözlemci ve üretici olarak hiphop kültüründeki bu değişimi ve varacağı noktayı nasıl gözlemliyorsun?

    Amerika’da ya da Avrupa’da büyük konserler olmadıkça sanatçılar bu tip olaylara fazla yanaşmıyor. Zaten bu tip şarkılar daha çok sahne performansında ortaya koyduğun enerjiyle birlikte yükseliyor. İnsanların şarkıları söylemeni beklediğini düşünmüyorum ben. Günümüzde önemli olan bu müzik türünde sanatçıyı sahnede görmek. Onunla birlikte o enerjiyi hissetmek. Sahne büyüdükçe performansın yönü ona göre şarkıyı söylemeye doğru şekilleniyor. Bu durum hep böyleydi benim görüşüme göre. Türkiye bazlı konuşmuyorum tabii ki.

    Basemode Records ile birlikte müziğinde ve ulaştığın kitlede yeni bir sayfa açıldı. Bu işbirliğine de değinerek bundan sonraki kariyer planlarından ve atacağın adımlardan bahseder misin?

    Yeni birkaç kapı açtı diyebilirim. Onun dışında görsel anlamda ortaya koyduğumuz işlerin imkanlar doğrultusunda kalitesi arttı. Ben yine müziğimi kendi stüdyomda her şeyini kendim yaparak devam ediyorum. Bu aralar ekibime dahil olan birkaç yeni prodüktör arkadaş var. Onlardan da bir şeyler almaya başladım. Ben üretmeyi seviyorum. Hazırda bekleyen projelerim var. Biraz zamana yayarak yayınlamayı düşünüyorum. Onun haricinde RedKeys Music sanatçılarının projelerinde ve başka projelerde yer almaya devam edeceğim. 2018 yılındayız her hafta yüzlerce albüm çıkıyor. En azından benim takip ettiğim piyasada. Ben de elimden geldiğince kaliteli ve güzel işler ortaya çıkarmaya çalışıyorum.

    Yakın zamanda yer alacağın sahneler, organizasyonlar var mı ?

    Haziran ayı içerisinde RedKeyGang Private Party’nin 2.’sini yapacağız Çeşme’de. 21-22 Haziran yine Ankara ve Eskişehir’deyim. Takip edenler nerelerde olacağımı yakında öğrenebilirler. Şimdilik bunlar var.

    Sony etiketi taşıyacak yeni albümün hangi aşamada?

    Albümün büyük bir bölümü tamamlandı. 12-13 şarkı olmasını hedefliyorum. Albümde sadece Barry Allen prodüksiyonları ile Khontkar var. Ben en son Khontkar adıyla 2015’te albüm çıkardım. O albümü baz alarak konuşacak olursam arada baya bir fark var diyebilirim.

    Eklemek istediğin bir şey var mı ?

    İnanırsan başarırsın. Teşekkürler.
    siyam
    11.6.2018 22:36 ~
    heart_plus : 16 stat_minus_2 : 0 


  2. valla şeyho ile alakalı olan kısımda khontkarın doğru söylediğini farzederek diyorum ki şeyho sağlam puştluk yapmış. hiç yakışıklı bir hareket değil. arkadaşının sanki sana söylüyor dediği kısma güldüm ama yalan yok.
    anonim
    12.6.2018 10:14 ~
    heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0 




  3. Şeyho tam assassin'slik yapmış. Arkadaş ayağına şarkı yapalım diyip, stüdyosuna girip adamın kendi stüdyosunda, kendi şarkısında ona gömüyorsun.

    Harbi komik ama ehherhhe
    yetti
    12.6.2018 20:17 ~
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  4. güzel röportaj olmuş. trap’i ilk kim yaptı türkiye’de o kadar derinden bilmiyorum tabiki de ancak khontkar’ın ilk biz yaptık gerisi bizden gördü demesi iddialıymış. doğrudur, sonuçta khontkar’ın da müzik geçmişi yeni değil. tekrardan geçmiş olsun kendisine.
    bakmacatlapatlataklaatma
    30.7.2018 19:44 ~
    heart_plus : 7 stat_minus_2 : 0 


  5. güzel röportaj
    burada
    9.12.2020 23:48 ~
    heart_plus : 4 stat_minus_2 : 0 




  6. şunu okuyunca şehinşah’tan daha da soğudum. ben şu ana kadar khont’un bir kişiye bile durup dururken sataştığını görmedim. aksine hep sataşılan kişi oldu. şehinşah ise malum, anlatmaya gerek yok.
    srknpower
    9.12.2020 23:54 ~
    heart_plus : 4 stat_minus_2 : 0 


  7. bego <3
    punkisnotdead
    10.12.2020 01:04 ~
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  8. --spoiler--
    ayrıca yanlış bilinen bir şey ben “khontkar” adıyla mumble rap yapmıyorum. mumble bambaşka bir tarz. benim müziğim mumble olarak nitelendirilemez.
    --spoiler--

    Vay be. Bu cümleyi okuyunca 2018 yılındaki Türkçe rap flashback olarak geçti bir an aklımdan. "UFO gören masum köylü" gibi Türk insanının trap'le tanışması ve sonucunda mumble yapsın yapmasın farketmeden "o mumble'cı" diye rapçileri yaftalaması. Hey gidi günler :)
    alche
    10.12.2020 01:19 ~
    heart_plus : 5 stat_minus_2 : 0 


  9. şehinşah'ın ne kadar karaktersiz ve riyakar bir insan olduğunu bir kere daha gösteren röportaj. üzücü olm ya. var böyle insanlıktan nasibini almamış narsistin önde gideni ama işinde iyi sanatçılar; hep vardı, azalarak da olsa var olmaya devam edecek. daha yeni hasan ali toptaş'ın cinsel saldırı vakaları çıktı mesela ortaya, soru işaretleri ve hatta daha fazlasını oluşturdu sevenlerinin kafasında.

    işin iyi tarafı artık tolerans ve ilgi azalıyor işinde çok iyi olduğu için dengesizliklerine katlanılan sanatçılara. şehinşah da azalarak bitecek, kaçarı yok yani nedamet getirmedikçe, yaptıklarının sorumluluğunu almadıkça. şarkıları hatırlanır yine ama o harika şarkıların içine sıçtı bile şimdiden; dinlerken hep bir rahatsız, hep bir önyargılıyım artık. yeteneğini, emeğini takdir ediyor ve takip ediyorum kendisini ama o eski tadı vermiyor kesinlikle. şarkılarının etrafında eskisi gibi iyi hislerim yok artık. kunteper mesela, baya iyi iş, sevdim de ama yok yani, olmuyor artık benim için, saldırıdan önce karma'yı yan'ı dinlerkenki o saf heyecana ulaşamıyorum.

    böylesine alçakça bir saldırıdan sonra nasıl beraat ettiği de hukuk sistemimizin ayıbı olsun. hala bu kadar at gözlüklü, onun bu alçaklıklarını alkışlayan, gülen sevenlerine de yazıklar olsun. en azından utanmayı bilin be.
    kap
    10.12.2020 05:42 ~
    heart_plus : 8 stat_minus_2 : 2 


  10. khontkar mahkemede bu röportajı savunmasına ekledi diye biliyorum.
    adamın dışarı çıkmasında bu röportajın büyük etkisi vardı.
    bakmacatlapatlataklaatma
    29.9.2021 18:04 ~
    heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0 


  11. röportajın kaçarsa vur şarkısı açıklaması ile ilgili herkes şehinşah'ı karaktersiz ve haksız bulmuş. şehinşah'ın karakterini savunacak değilim. ama khontkar'ın açıklamaları da aşırı samimiyetsiz ve kendine üst bir konuma yerleştirme çabası içinde olduğu izlenimi yarattı bende.

    şehinşah’ı bir gün stüdyoma davet ettim. sound’umu ve işlerimi çok beğendiğini söyledi. (khont'un stüdyosuna davet edilen şeyho khont'un işlerini ve sound'unu çok beğeniyordur.)
    dedim sana bir tane şarkı yapayım. (Khont, yaptığı işi takdir eden şehinşah'a bir şarkı yapmaya karar verir)
    bunun üzerine oturum gerçekleştirdik. Oturum mu? peki :)
    onun şarkı sözleriyle ilgili bir problem oldu parçayı tamamlayamadık. (zaten khont ile ilgili bir sorun çıksa şaşırırdık)
    ben de az önce dediğim gibi bir araya geldiğim biri olarak benim mixtape’e parça kaydetmek ister mi diye sordum. (Khont'un şehinşa'ın mixtape de yer almasını istemesinin tek nedeni "bir araya geldiği biri olaması" yoksa şeyho'nun başka hiç bir vasfı yok)
    o da seve seve dedi. ben de 2015’te yazdığım bir verse’ü beat’e denedim ve beğendim. kaydedip yolladım. o da çok beğendiğini söyledi. (şarkı yapma konusunda yine şeyho çok hevesli ve yine khont'un yaptığı işleri çok beğeniyor)
    kaydı yolladı. 1 ya da 2 kere dinledim. açıkcası sözlere çok dikkat etmedim. (şeyho ile şarkı çıkarma konusunda çokta hevesli olmayan khont, sadece bir araya geldiği bir mc olduğu için mixtape inde yer verdiği şeyho'nun yolladığı verse de çok önem vermemiş ve yalnızca 1 -2 kere çokta sözlere dikkat etmeden dinleme lütfunda bulunmuş) (yani kendi mixtapende yayınlanacak bir şarkıyı doğru düzgün dinlemediğini iddia etmek nasıl bir saçma bir kolpadır)
    mixtape çıktıktan birkaç gün sonra bir arkadaşım “sanki sana söylüyor” dedi. kendisinden bire birde herhangi bir şekilde bana itham ettiğine dair şeyler duymadığım için karakter çatışması olarak değerlendirdim. benim için bir problem yoktu yani. daha sonrasında görüşmelerimiz taa konser gününe kadar devam etti. (ortaya çıkan şarkıyı bir karakter çatışması olarak değerlendirmesi röportajın bu bölümünün en mantıklı kısmı olabilir)

    İki tarafın açıklamalarından benim anladığım karşılıklı bir ego savaşı olmuş. iki tarafta kendine ve yaptığı işlere tapıyor. bu ego savaşının sonucunda da bu şarkı ortaya çıkmış.
    Konserde yaşanan olaylara kadar olan kısmında bence bu konuda haklı veya haksız bir taraf yok.

    evtisortu
    8.11.2021 20:08 ~
    heart_plus : 4 stat_minus_2 : 2 


  12. Kimin fanı olursanız olun ama şu olayda şehinşah'ı aklamaya çalışmayın. Şarkıda khontkar'a sallamasını geçtim bu önemli değil de bu olayın devamında adama karşı en ufak negatif tavır takınmıyor. Bir süre daha iletişimde kalıyorlar hatta. Khontkar insta dmlerini ifşalamıştı daha geçen yıl. konserin sabahında bile konuşuyorlar. Khont şeyho'yu konsere davet ediyor, şeyho'da zaman bulabilirse uğrayacağını falan söylüyordu. Sonrasında it sürüsü gibi adamın üstüne çullanıp 20 kişi tek bir adamı hastanelik ediyorlar işte.
    anonim
    8.11.2021 20:47 ~
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 3 


  13. Kimin fanı olursanız olun kendi fikirlerinizin anonim olarak degilde en azından kendi nickinizle ifade edebilecek kadar arkasında durabilin. Bir de karşı çıktığınız şeyin ne olduğunu önce bir tam okuyun. Benim belirtmek istediğim tek şey, khontkar'ın kendini yüceltme çabasıyla samimiyetsiz bir röportaj verdiği. Onun dışında ben de son paragrafta belirttim konser olayına kadar bu konuda haklı veya haksız olan bir taraf yok. Konserde olay çok başka boyutlara taşınıyor.
    evtisortu
    8.11.2021 21:01 ~
    heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0 


  14. okudum. rez olarak kalsin. faydi seyler iceriyor
    anonim
    8.11.2021 23:19 ~
    heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0 


  15. fb | twt | youtube | insta | spotify | anket | uyarı | devlog

    bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz.
    hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.

    rastgele gururlarımız: