bir süredir bu konu üzerine düşünüyorum -yaklaşık 5 dakika- ve kafamda bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğu konusunda bazı soru işaretleri oluştu.
spotify'da genelde otomatik oynat'ta dinliyorum şarkıları ve haliyle daha önce dinlemediğim şarkılarla karşılaşabiliyorum. bu söz konusu şarkılar çalmaya başladığında, bi 10-15 saniyede falan bu şarkıyı bu yapmıştır gibi geçiyor kafamdan ve baktığımda o kişi yapmış oluyor şarkıyı.
bahsettiğim şey, giren bir producer tagi değil. hani şarkının kompozisyonundan, bir kickten, basslardan şarkının kimin olduğunu tanımak. bana güzel bir durum gibi gelmiyor. hani kişiye olan kulak aşinalığından mı yoksa kişinin belli bir iskelet üzerinde dönüp durduğu için mi bu durum oluşuyor anlayamıyorum.
iki durumun da; çeşitlilik ve kendine yenileyebilme konusunda sanatçının başarısız olduğunu gösterir gibi düşünüyorum. bahsettiğim şey parça değil kesinlikle.
yaşadığın şeyi bende yaşıyorum. bence aksine bu durum sanatçının başarısıdır. müziğini bir kimliğe büründürmeyi başarabilmiştir. tanıdığımız biri olmuştur. ben şahsen bir şarkının sagopa'nın olduğunu 10. saniyede anlarım. alternatif müziklerde böyledir bu durum. bugün system of a down, riff cohen, azam ali, marliyn manson, daft punk gibi isimler bir şarkı yayınlasa girişinde onlara ait olduğunu anlarım. çünkü dinlediğim, bildiğim, tanıdığım isimler. bilerek farklı tarzlardan örnek verdim. tarz değiştirseler bile müziğin hissettirdiği enerji, içerisindeki ruh onu tanımamı sağlıyor. ben bu durumu seviyorum.
Bir kaç isim dışında yaşamıyorum. Sagopa ve Şehinşah dinlerken "bu kesin budur" diye kestirebiliyorum aynısı Farazi beatleri için de geçerli ama başka böyle bir şeyim yok.
farazi'de dahi yaşamıyorum artık bunu. Son zamanlarda ürettiği işler o kadar alışılmış tarzının dışında ki parçaların creditlerine bakarken producer'ın o olduğunu görünce şaşıp kalıyorum ister istemez.
Sanatçıların bir stili, kendilerine özgü bir "sesi" (gerçek anlamda sesten bahsetmiyorum elbette) olmasına asla karşı olmadığım gibi tarzı ikonikleşmiş sanatçılara da saygım sonsuz, lakin ben her zaman kendini yenileyebilen isimlere daha büyük bir sempati duydum açıkçası. Kalıplaşmış bir 9/10 yerine taze, yeni, denenmemiş hissettiren bir 6/10 beni daha çok tatmin edebiliyor zaman zaman.
Alışılmışı istediğimde zaten alıştığıma dönüyorum bir de ya. Bu cümleyle ne anlatmak istedin derseniz, farazi örneği üstünden gidelim mesela. Adamın alıştığım stilini özlesem gider hayalet ıslığı dinlerim, sarhoş palavraları ve nahoş nidalar dinlerim, şehir fm dinlerim falan filan. Gidip kayra'yla barışsa bu adam ve aynı ıslık kafası başka bir albüm yapsalar birlikte misal, bunlar yerine gidip onu dinler miyim kafam yeni bir şey almadığında ve eskiyi özlediğimde? Sanmam. Çünkü o albüm ne tam olarak alıştığım, özlediğim eski olur, ne de heyecanla açıp dinleyeceğim yeni. Böyle arafta kalmış işleri de pek tutmam ben açıkçası.
Kısaca:
İşe imzanı bırakmak elbette çok önemli, ama bu imzanın seni boğacak kadar rijit hale gelmemesine de dikkat etmek lazım.
bol'da yer alan içeriğin doğru veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemektedir. burada okuduklarınız sizi dehşete düşürürse türkçe rap ansiklopedisine de göz atmayı deneyebilirsiniz. hukuka aykırı olabileceğini düşündüğünüz içerikler titizlikle incelenip gereği düşünülmektedir. sözlüğü reklamsız görüntülemek isterseniz üye girişi yapabilirsiniz. soğuk içiniz.