@3558 TANIYORUM lan seni ben yargılayabilirim o vakit.
her neyse gece çok soğuk, derecelerle ifade edilemeyecek kadar soğuk. zannımca yalnızlıktan bu soğukluk; belki de ismet baba'nın amentü'sünden münacaat'ına naat'ına kadar ileri geri dinlediğim için işliyordur içerime.
adamın sesini duysum bana "apostrof" dese "içim parçalanıyor dayı deme öyle şeyler" derim. her kelimesi sanki bir hayat gerçeğinin yüzüme çarpışı. yok yere yakacağım bir sigara daha, her seferinde
"Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!" dizeleri geliyor aklıma; sonrasında "yaşamak umrumdadır" deyip yoluma bakıyorum.
ne zaman bitecek mahşeri klabalık yalnızlığım?
bilmiyorum.
sadece itiraf ediyorum.