karaçalı

#64529 - bu entryi ortalama 79 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. şimdi farkettiğim bir şey üzerine kendimce birkaç laf edeyim. karaçalı'nın hayatındaki, sanatçı kimliğindeki artık ne diyorsanız ondaki değişim. şimdi önce son çıkardığı iki şarkıdan gidelim. "sesindeki yalnızlık"ta böyle bir değişimin var olduğunu ispatlayan bir söz var. belki başkaları da var ama bu mısrada ben çok açık görüyorum: "köprüler de ayrılabiliyor nehirler de sevgilim / hayat böyle bir yerden sonra (...)". şimdi burada çok açık bir şekilde hayatın değişmesine vurgu var. nasıl bir değişimden bahsediyoruz peki? kan kaybı'nda şöyle bir söz var: "nil'i geç sabredip / anneler vuruldu dev uykularınızı hazmedin". kim bu anneler? mezar virtüözü şarkısında şöyle bir mısra vardı: "anneler çile ipiyle örermiş / ellerine aldıkları kalın tığlarla çocuklarına fakirliği".

    karaçalı bu imajları, bu hayalleri bilhassa mı bu şekilde inşa etti bilemiyorum. ama sanatın kendinle hesaplaşmayı da ihtiva ettiğine inanıyorum. dolayısıyla bilhassa böyle bir karşıtlık koymasa da içten içe bu yolca bir hesaplaşmada olduğunu söyleyesiyim, söylemek istiyorum. yani lafı uzatıp şey yapmak istemem ama annelerin çile ipiyle çocuklarına fakirliği ördüğü dünyanın artık olmadığını yahut kendisinin böyle bir dünyanın içinde bir ömrü yaşamadığını düşünüyor karaçalı içten içe. en sığ biçimde böyle özetleyebilirim bu değişimi.

    shua0

    14/6/2016 03:11 ~
        heart_plus : 2 stat_minus_2 : 0