bol sözlük gece tayfası

#56926 - bu entryi ortalama 310 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. açıkçası her dizinin mantığı odur zira hiçbir dizi kar etmeyi amaçlamasa bu kadar entrikayı bir arada tutmaz, bu kadar para yatırmaz hiçbir diziye.

    bunun dinin durumu ile alakası yok bu tamamen insanlarla alakalı. insanların talebi izlediği diziye yön verir dizide entrika reytingleri artırdıysa yönetmen daha çok entrika yazmaya çalışır. her alanda buna paralel bir düzen içerisinde ilerliyor her şey aslında.

    mesela rap.

    allame'ye bakın hitap ettiği kesime göre sözler yazıyor ya da joker veya taladro. aynı şekilde gazapizm de öyle sancak ta, popüleriteye ne meylettiriyorsa oradan yol çizilir ticarette kar getiren yola devam edilir. bazen de kaz gelen yerden tavuk esirgenmez der bir risk alır tecavüzü bir dizide gösterir, baktı ki toplum bunu talep ediyor oradan yürümeye başlar kazları toplar.

    ha keza benim gönlüm ahlaki değerleri bozacak şeylerin yayınlanmasından ise ahlaki yönü olan bir dizinin yayınlanmasından yanadrı. çünkü ben dizi sevmem sen de sevmezsin ama ev hanımları var bu ülkede akşama kadar ne yapsınlar? kitap okurlar gibi ütopik bir fikir sürmeyin öne lütfen, mecburen dizi ya da kendilerini bir süre oyalayacak programlar izleyecekler. hiçbir ev hanımı da açıp ntv'deki gibi 2 dakikada bilim ya da belgesel izlemeyeceğine göre diziler bir açıdan ev hanımlarının evdeki yalnızlığını doldurur. bu nedenle dizilerin içeriğini konuşmak lazım dizilerin varlığından önce.

    talebe göre dizi yapmak yerine belirli bir çizgide gitmek bir başka risk olur yapımcı için çünkü dizi o zaman reyting alamaz ve para getirmez.

    aslında tv sektöründe her şey birisinin zamanın karşılığını alması iken birisi için de zamanın yokolmasıdır. yönetmen harcadığı zamanın karşılığını alır seyirci ise zamanını öldürür. parayı zamana eşitleyecek olursak yönetmen kesinlikle en değerli şeyi olan zamanı ya da kendi bakış açısıyla parayı kaybetmeyi göze almak istemez. kadının metalaşması her toplumda reyting aldığı için diziler kadınlar üzerinden gider, kadını dizide ezdirir ve tv karşısındaki bir başka kadın bundan haz duyar. daha fazla izlemeye başlar. ama 8 mart günü geldiğinde ise "kadını cinsel obje yapmasın kimse bize saygı duyun" der. çünkü diziler bunu istiyor. düşünsenize kadınların kadınlar konusunda gerçekten bilinçli davrandığını, o zaman hiçbir tvde aldatma dizisi göremezdiniz ama kadınlar da bunu istiyor, dizilerin büyük çoğunluğu kadınlar tarafından izleniyor çünkü.

    konu dağıldı biraz ama gerçekten daha fazla detaya inilecek bir mevzu bu: tv ve diziler.


    şimdi bırakalım marx'ı lenin'i hitler'i dönelim khölberg'e bakalım.

    amaç insanı sürü yapmak yerine toplum yapmaktır. hemen her düşünüt bunun üzerine çabalar, düşünür. bunlar büyük düşünürlerdir, gerçekten büyük düşünürler yani khölberg mesela peygamber ahlakına ulaşan insanın topluma %100 fayfdalı olabileceğini ve kendini gerçekleştirip huzura ereceğini söyler. doğru mu söyler? bence evet çünkü komünizm veya karl'cı düşünce maddiyat temellidir esasen, o nedenle manevi yönleri düzeltmeyi amaçlayan dinlere karşı çıkmıştır. çünkü kendisi de biliyor ki bir gün maddiyatın, paranın bir değeri olmadığını anladıklarında maneviyata yönelecek herkes. her düşünce zıttını yok etmeye çabalar. marx dini, din marx'ın düşüncelerini çürütmeyi hedefler.

    insanın gerçekten huzuru bulması kendini gerçekleştirmesi ile olur der maslow, bu da sadece maddi olgularla karşılanamaz, temel ihtiyaçların yeterliliği insanın kendini gerçekleştirmesi adımına geçişi yeterli kılar çünkü bir insanın karnı doyup barınacak bir yeri olduktan sonra düşündüğü şey saygınlık ve iç huzur, estetik ve maneviyat gibi soyut kavramlar olacaktır. insanın huzur bulmasını sağlayan şeyler elle tutulmasa bile soyut kabul edilebilir mi gerçekte?

    işte maslow'un ve khölberg'in de dediği gibi insan manevi duygulara ve toplumsal kurallara ihtiyaç duyar. bu ahlak ile başlar çünkü insan olabilmenin temelinde sadece düşünebiliyor olmak değil idrak edebiliyor olmak yatar. komünal bir şekilde maddi lüksleri ortaklaşa bölüp devlet tekelinde almak insanı doyurmaya yetmez. insan doyuma ulaşmadıkça hep yarım kalır, iç burkuntusu derizya onun gibi işte.ama din insana bu manevi huzuru vaadeder ve ben gerçekten inandığım için o huzuru da hissedebiliyorum.

    misal sevgi dediğimiz şey soyuttur aslen, elle tutamazsın(başkalarının anladığı gibi sevgi denince sexten bahsedenlerden değilim),bunu ne bir araba ile ne de bir ev ile ya da komşunun arabası ile sağlayamazsın. bunu o manevi duyguyu doyuma ulaştırana kadar huzuru tam olarak hissedemezsin ama aşık olduğunda o sevgiyi iliklerine kadar hissettiğinde huzuru anlarsın. işte din sana bu huzuru vaadeder ve onu inandığında gerçekten hissedebilirsin. o tatmin olma duygusunu yaşarsın. dolayısıyla dini yaşadığında toplumda yer edinmiş olan yazısız kurallara uymak zorunda kalmazsın çünkü dinin kuralları üstün gelir, din seni daha çok mutlu etmeye yeter yaşayabildiğinde.

    uzun uzadıya anlattığım dini halka da yayarım, bir kişi ahlaksız ilişkileri rahatça yayabiliyorsa tvde ben de tam tersini yayarım, bu benim hakkımdır. din ile insanlar uyumaz; uyanır.




    @3300 korkularını yenmelisin, her ne günah işleyip pes ettiysen emin ol allah affedicidir, hiçbir şey için geç değil ölüm sana gelmediği müddetçe. tahmin tabiiki bu sadece, varsayım.



    uzun oldu biraz ama yazılacak çook şey var daha.
    esen kalın.



    not: yapma gözünü seveyim şu boş beleş trolleme, espri yapma girişimlerini. tebessüm dahi ettirmiyor.

    apostrophe

    17/3/2016 02:32 ~
        heart_plus : 0 stat_minus_2 : 0