aksini iddaa edemeyeceğimiz, geçerli bir tespit bana göre.

yalnız sadece türk rapçilerinde değil, tüm türk insanında var bu durum. ilk kez yeraltı edebiyatı okumuş birisi artık dünyaya farklı gözle bakar, özel olduğunu sanar ve davranışları ( eğer yeraltı edebiyatından devam ederse tabi-) değişir. çünkü yeraltı edebiyatı öyle ergen dürten bir edebiyattır ki, gördüğünüz renkleri bile farklı yorumlarsınız.

yeraltı edebiyatına laf ettiğim yok, ben de severek okuyorum. gösteri peygamberi'ni tavsiye ederim bu alanda. ama bu bahsettiğim kitabın yazarı bile kendi yapıtlarındaki ince tırtlığın farkında. adam bardak satıyor facebookta aq.

nedeni; acelecilik.

türk insanı olarak çok aceleciyiz. sigara içerken acele ediyoruz, yemek yerken, otobüste balık istifi giderken bile telaşlı ve aceleciyiz. 24 saat bize yetmiyor. e haliyle de bu kadar az zamanda! okuduğumuz kitapları etrafa duyurmak istiyoruz.

bakın ulan, ben şunu okudum siz okudunuz mu ancuklar !

demek istiyoruz.

kayra'ya hep sormak istemişimdir, acaba hala hakan günday'ı okuyabiliyor mu. benim artık midem bulanıyor o ergen edebiyatından. eminim kayra da sıkılmıştır.

saian mesela. saianı eleştirdik zamanında bu konuyla ilgili. sonra tumblr'ına gitti okuduğu isimleri yazdı.
yahu ben de okuyorum o insanların bir kısmını. mesele bu değil ki. mesele senin kendini çok kaptırman.

daha fazla açmaya gerek yok. her seferinde aynı mevzular.

kitap okumak bir ayrıcalık değil. kitap okuyunca üstün insan olmazsınız. eğer zaten böyle düşünüyorsanız o kitap size geçici kendini farklı hissetme dürtüsü dışında bir bok vermez. gidin filme çevrilince filmini izleyin.

ayrıca alternatif kore sineması da sizi karşı cinsin gözünde ayrı bir yere koymaz.
ayrıca kimsenin bilmediği yarak kürek şarkıları dinlemekte bir boka yaramaz.

başkası olmayın, kendiniz olun. böyle çok daha güzelsiniz.