ben de yapacam.
yıllardan 2010.
kenan kaya, "güzel karanlık ve çarpık hayalim" isimli albümünü tamamlamaya yaklaşmıştır. artık yapılması gereken sadece güzel bir mix-mastering ve post prodüksiyon süreci kalmıştır. bütçesini buna yetiremeyecek olan kenan, şirketleri kapı kapı dolaşmaya başlar. amma velakin hepsinden "bu şarkıları radyoda çalamayız aga. murat boz ayarında bir şeyler lazım" cevabını alır. haliyle pazarlamadan bir hayli feragat ederek indie label'lara başvurur. albüm epey zorluk çekilse de nihayet tamamına erer. artık fiziksel ve dijital mecralara sunmak kalmıştır geriye. fiziksel basımların dağıtımında kenan bir güzel gol yer. d&r ve seyhan müzik'te güç bela üç beş cd stoğu ayrılmıştır. plak basımı zaten mümkün değildir. merch desen hayal bile değil. kime tasarlatacaksın, kime yaptıracaksın? hadi yapmayı becerdin, kim alır? o iş baştan yaş. radyo desen bu müziği çalmaz. elektronik müzik böyle mi olur abi? zor bela klip çektiğin şarkıyı dream tv'de günde iki kere çalarlarsa öp başına koy. nitekim albüm eldeki imkanlarla dinleyiciye sunulur ve başını alır. yaptığı müziğin kitlesi zaten yoktur. vasatın da vasatı müzikle gününü gün eyleyen çoğunluk da bu albümü tabii ki benimsemez. tarifi namümkün bir heyecanla düzenlediği lansman konserine de 100 kişi anca gelir. cd desen göt zoruyla 15 bin satar. haliyle hevesi ebesinin örekesine kaçan kenan, hayatının kalanını jingle parasıyla gününü gün ederek geçirir.
sonsöz: rakamları zamanında deli fanı olduğum kurban'dan esinlendim. insanlar albümü toplamda 25 bin civarında sattı. evet, insanlar gibi bir albüm ancak 25 bini görebildi. sahip'in ardından verilen konserlerden bir tanesinde de - il ve mekanı şu anda hatırlamıyorum - 25 kişiyi gördüler. bu iş en sonunda grubun "sikerler" deyip nafile gibi single'larla takılmasıyla bitti. bunu bir kenara bırakırsak, bu hikaye elbette dönemi daha akıl baliğ çağlarında yaşamış abiler tarafından geliştirilebilir. mesela merch kısmını biraz hayalimden yazdım. oraya farklı yorumlar gelebilir. ama o zamanın gruplarının nasıl teker teker soğuduğu, bıraktığı veya bambaşka sulara yelken açtığı da ortada. vesselam.
yıllardan 2010.
kenan kaya, "güzel karanlık ve çarpık hayalim" isimli albümünü tamamlamaya yaklaşmıştır. artık yapılması gereken sadece güzel bir mix-mastering ve post prodüksiyon süreci kalmıştır. bütçesini buna yetiremeyecek olan kenan, şirketleri kapı kapı dolaşmaya başlar. amma velakin hepsinden "bu şarkıları radyoda çalamayız aga. murat boz ayarında bir şeyler lazım" cevabını alır. haliyle pazarlamadan bir hayli feragat ederek indie label'lara başvurur. albüm epey zorluk çekilse de nihayet tamamına erer. artık fiziksel ve dijital mecralara sunmak kalmıştır geriye. fiziksel basımların dağıtımında kenan bir güzel gol yer. d&r ve seyhan müzik'te güç bela üç beş cd stoğu ayrılmıştır. plak basımı zaten mümkün değildir. merch desen hayal bile değil. kime tasarlatacaksın, kime yaptıracaksın? hadi yapmayı becerdin, kim alır? o iş baştan yaş. radyo desen bu müziği çalmaz. elektronik müzik böyle mi olur abi? zor bela klip çektiğin şarkıyı dream tv'de günde iki kere çalarlarsa öp başına koy. nitekim albüm eldeki imkanlarla dinleyiciye sunulur ve başını alır. yaptığı müziğin kitlesi zaten yoktur. vasatın da vasatı müzikle gününü gün eyleyen çoğunluk da bu albümü tabii ki benimsemez. tarifi namümkün bir heyecanla düzenlediği lansman konserine de 100 kişi anca gelir. cd desen göt zoruyla 15 bin satar. haliyle hevesi ebesinin örekesine kaçan kenan, hayatının kalanını jingle parasıyla gününü gün ederek geçirir.
sonsöz: rakamları zamanında deli fanı olduğum kurban'dan esinlendim. insanlar albümü toplamda 25 bin civarında sattı. evet, insanlar gibi bir albüm ancak 25 bini görebildi. sahip'in ardından verilen konserlerden bir tanesinde de - il ve mekanı şu anda hatırlamıyorum - 25 kişiyi gördüler. bu iş en sonunda grubun "sikerler" deyip nafile gibi single'larla takılmasıyla bitti. bunu bir kenara bırakırsak, bu hikaye elbette dönemi daha akıl baliğ çağlarında yaşamış abiler tarafından geliştirilebilir. mesela merch kısmını biraz hayalimden yazdım. oraya farklı yorumlar gelebilir. ama o zamanın gruplarının nasıl teker teker soğuduğu, bıraktığı veya bambaşka sulara yelken açtığı da ortada. vesselam.
