bu terbiyesizliği övecek değilim ama alınma, gücenme de olmasın. burda sagonun muhabbetine gereksiz zıplayan baykan, ergenliğin onda dokuzunu da o göstermiş.

twitter'da o günü hatırlıyorum. adam güzel güzel bir şeyler anlatmaya başlamıştı. burda sokulan çomağın ne kadar nitelikli olduğunun bir önemi yok, çünkü çomağın gereği yok. orda ben de sagonun yerinde olsam, bu sinirle aklımdan bir film şeridi geçerdi. benim en kurak vakitlerinde aşı tutturmaya çalıştığım bu piyasanın toprağında ektiğim tohumlarla serpilmiş, filizlenmiş bir genç kardeşim bana "dış kapının mandalı" muamelesi çekerse ben de ona "ben sizin babanızım" sitemi etme gafletine düşerdim herhalde.