blow up 9 69

bu entryi ortalama 135 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. şimdi size naçizane sanal arşivimden bir anı paylaşıyorum. kıymet bilin.




    "a caval donato non si guarda in bocca",
    İtalyanların söylediği gibi; hediye atın dişine bakılmaz.

    Ep'de 2 parça, 1 remix parça, 2 de enstrumental bulunmakta. Geçen akşam "Silah" isimli şarkıyı kayıta çektim.
    İsmi üstünde, bilinçaltımdan yola çıkarak, bence yukarıda sözünü ettiğim angaryanın karmaşasını yansıtan doğal bir çalışma oldu. İçinde fazlasıyla düzensiz karamizah, fatalist düşünceler, edebiyat ve şiddet içeren lirikler barındırıyor.
    Diğer kitlelerce üzerimize abeci kostümü gibi giydirilmiş "ye, yoo" klişeleri inadına mevcut. Almak isteyene vermek için ezoterik birkaç özel mesaj da bıraktım. Ayrıyeten rap müziğin sanatsal değerlerine parmak basabilecek biçimlikte (raym,flow gibi),
    anlaşılabilir bir vokal kullanımına, basit ama değişken bir türkçeye özen gösterdim.
    Sakin giden üç beş kanallı sade bir altyapının üzerine bunları denedim.

    İkinci parça adı "Özgürlük". Bugün yarın kayıtını çekeceğim bu parça diğerinden daha gaz, daha yüksek tansiyona sahip.
    Sözler, Hiphop kültürünün temel unsurlarıyla, özgürlüğün varsayımlarını kesiştiriyor. Kimsenin bi tarafına taraf olamayacak kadar faziletli bir yalnızlık seçiyor, bunu duruş olarak benimsiyor. İnsanlara rap müziğin doğuşunun ilk sebebini hatırlatmaya yönelik, ağır protest bir tavrı var.
    Enstrumentaller ise söyleyemediklerimin yerine varlar.

    Daha dolu dolu bir Ep olmasını ben de isterdim. Fakat şunu anladım, bu albümde söylemem gerekenler maksimum bu kadar. Fazlası gereksiz olacak.
    Yaz aylarında yazdıklarım vardı, çıkardım. Duygusal, depresif bir şarkım vardı, çıkardım. Düet parçalar vardı, onları da çıkardım. Arkadaşlarımın affına sığınıyorum.

    Zaten 5 de yapılsa, 15 de yapılsa; üzerinden iki hafta geçmeden yenileri isteniyor. Ahmet Altan'ın adını hatırlamadığım gereksiz, cırt bir kitabı vardı. Bilmem yaşlı bir kadın varmış da, bu teyze Ahmet Altan'la sapıkça şeyleri çekinmeden konuşmaktan zinhar gocunmazmış da, fikren teyzemiz gençken bir bakıma dilli kaşarmış da, efenim neymiş, her insan şehvete yükselirmiş lakin pek azı şehvetin başında beklemesini bilirmiş gibi gibi.. bildiğimiz hardcore seksin inceliklerini Ahmet Altan'ın kıllı türkçesinden kaptığım bir pasaj hatırlıyorum.
    Şimdi onu diyeceğim;

    Kamil müzisyen, hayranını boğazına kadar doyurmadan peşinden sürükleyendir.

    Keysie

    &deepsky

    5/1/2015 00:15
        heart_plus : 8 stat_minus_2 : 0