merhumun çalıntı gölgesi

#10982 - bu entryi ortalama 166 saniyede okuyabilirsiniz.
  1. hayalet ıslığı'nın dördüncü parçası. beat de harikadır, sözler de. bu parçada özellikle ağaçkakan ve kayra harika verse'ler yazmışlardır. yalnız type wheel şarkının temasına pek uymamıştır. yine de mükemmel bir çalışma olmuştur.

    sözler:

    [ağaçkakan]

    üç parmaklı eldiven ve ikisi yandı katalitik
    önünde bağdaş kurup sırra kadem basan kumandayı
    kıyafeti yanımdan kurtaran akut görmezden gelir beni
    üstüm mandalin kabuk
    bileklerime kan biriktiren casio'dan durum raporu: geciktin
    oysa ben kapı kolundan bir işaret beklemiştim
    koli bantlarıyla mühendis
    insanı bezdirir bir akşamüstü gazetelerde havadis
    öyle sanma, hem hayat bu belli olmaz
    ben bu restoranda karşılaştım bahşiş yerine onla
    merhumun yüzü biraz ankara gündüzüydü
    9-5 nizami tiyatro, elbette zorla
    ben bu şehre hep en vefasız oldum
    rast gelince eski dosların hep adını sordum
    bileklerime kan biriktiren casio'dan durum raporu: geciktin
    bi dakka sonrasında unutmuştum, öfkeliydim

    [nakarat]
    çınar dibinde süslenen mezarda kalabalık
    bi bitse rahat etsem, sürem yoktu merhabalık
    kah sol omzumda, kah bi ahbabın çakmak cebinde dörde katlanmış para

    [kayra]
    neden bıçak konur, ölülerin de karnına
    öyle pireli yorganım ki yaksalar da kızmam
    gömleğim de kravatım da dakka başı sayıklar
    bazı akşam elbet ölürken de konuşur insan
    yüzümde beş belalı gölgelerle sızmak
    üstelik de bunu yaparken, rüya kanatmak
    demek bi akşam, kim demiş ki on yaz önce
    karşılaştık, tüm çalıntı gölgelerde
    bu laflar hep terane, sırf lakırtıdır, beyim.
    asıl birşey deyim ki: uykularda gelmeyin!
    oysa bomboş evlerin salonlarında
    muşamba örtülerle kaplı kirli sofralarda
    geldiler paketler elde, bıçaklar karında
    korkağım, bundan isterim ki gelmesin gece
    çıkmasın şu bardak ortaya, çünkü
    merhumun çalıntı gölgesi bu evde hala

    [nakarat]
    çınar dibinde süslenen mezarda kalabalık
    bi bitse rahat etsem, sürem yoktu merhabalık
    kah sol omzumda, kah bi ahbabın çakmak cebinde dörde katlanmış para

    [type wheel]
    pek düşündüm, korkulardan uzak bir yer var mı
    kangrenli ventriküllerin tam ortasında
    öyle görünmezdim orada, öyle tam takır
    güz yağdı kirpiklerime eylülün tam ortasında
    vurdum kafayı yattım, saat bir değilken
    gördüklerim rüyamın tam tabiri değilken
    bilmiyorum niçin yaptığımı, durduk yere
    neden kurtardım bu kenti ben, fatihi değilken
    neyse ne, bir çirkin aynadan bir fayda yok sana
    dışarıdan bakan adam, bakar bir bok sanır
    aklım kabul etmeyip tüm tahliliyle yok sayar
    ben istisnayım kör talihiyle noksana
    çünkü ten rengim eflatun kum tanesi
    cehennemin sınır kapısından cennete düşüyorum
    kuzey kutbu mevsimini sürme yaptığın şu gözlerinle
    öyle bakma aynaya, üşüyorum

    black rhyme

    13/9/2014 14:30 ~
        heart_plus : 1 stat_minus_2 : 0