şam'ın twitter'da yaptığı uzun açıklamayı okudum.

inanıyorum ki, her isim, tarihi olay ve yaşananlar
tartışılabilmelidir. buna, semavi dinlerin peygamberleri, ulusların kurucu babaları ve mevcut devlet liderleri, devrimler, eski devletler, tüm kutsallar dahil. maalesef insanların çoğunluğu, bu dünyanın her yerinde geçerli, bu olgunluğa ulaşamıyorlar.

şam'ın kimi ne amaçla savunduğu umrumda değil açıkçası, istediğini fikri ve söylemsel alanda savunmakta özgürdür. esasen gerçek düşünce ve ifade özgürlüğü de bunu gerektirir. bu da maalesef çelişkili olarak faşist, kadın düşmanı, homofobik veya bilumum hoşlanmadığımız söylemlerin kulağımıza gelmesine neden olabilmektedir. bu açıdan şam'ın kendisine gelen tepkilere verdiği cevap haklı.

öte yandan, sorun kendisinin bildiği doğruyu, tıpkı karşıtları gibi mutlak doğru olarak sunması ve taraf tutarak savunması. bu idam kararı tartışmalı bir konu, çünkü türkiye birçok konuda geçmişiyle hesaplaşamamış bir ülke. şam bunun ya farkında değil, ya da bilerek bu tartışmaya taraf olmak niyetinde. her iki halde de tepkiler geleceğini tahmin etmiş olması gerekirdi. burada iskilipli'ye yapılan iade-i itibarın siyasi saikler taşıdığını tahmin etmek zor değil. o da bunu savunarak aslında o siyasi saiklerle aynı çizgilerde olduğu mesajını veriyor. üstelik verdiği kaynaklar çok zayıf ve bilimsel olarak geçersiz, hakikaten facebook "gizli türkiye tarihi" gibi bir gruptan öğrenilmiş gibi.

bunun sonucunda yaşanansa şam'ın benim gözümde değerini yitirmesi ve kendisinin bir dinleyici kaybetmesi oluyor. illuminati saçmalıklarına bir derece göz yumdum ama yeter. türkiye siyasi olarak fazlasıyla kutuplaşmış halde ve ister istemez sanatçıların tepkileri, tepkilerinin içeriği veya tepkisizlikleri, benim onlara olan görüşümü doğrudan etkiliyor. sound'unu ne kadar beğenirsem beğeneyim bir şam şarkısını isteyerek dinlemem zaman alacak gibi.