bu adam gerçekten türkçe rep yapan insanlar içinde çok başka bir yerde.
zaten kendisinin bu zamanda yaşamak zorunda olduğu için mevcut durumdan aşırı rahatsız olduğunu düşünüyordum. hani nerdeler şarkısındaki vörsünden sonra da buna ikna olmuştum. üstüne bir de buradaki demeci eklendi.
zihin yapısı ve eleştirel bakış olarak bu adamla türkçe rep camiasındaki her hangi birini kıyas etmek gerçekten ayıp. şimdiye kadar yazılmış bütün protest vörsler bir yana bu adamın yazdığı tek vörs bir yana. şimdi bakalım bu adam bu kadar övgüyü alacak ne yazmış:
bir gün her şey en başından yazılacaktır elbet
nasip olmaz hiçbir yüzyıla böyle cinnet
hislerin kör, vicdanında kanlı tümör
görmediysen hiçbir şey bari kendi halini gör
neyin uğruna bu denli kaybolur be şuurun
sanki her lafın yarınlara kör bir kurşun
medeniyet değil bu insanlık kalıntısı
tüm modern zamanlar madrabazların çağı,
kahramanlık dravdan ve salyaları da kandan
balyalarına tüm yalanlar biçilmiş kaftan
her gün ayrı destan döndü durdu devran
unutma bir gün her şey yazılacak en başından
--şerhu vörsü hani nerdeler kayra--
1. dizede, daha henüz başında bir isyanla karşılaşıyoruz. mevcut durumdan duyulan bir rahatsızlık dile getiriliyor. esasen kadere gizli bir isyan söz konusu burda.
2. dizeye bakıyoruz, bu sefer de içinde bulunulan zamana bir isyan ile karşılaşıyoruz. öyle bir yüzyıla denk geldik ki gelmiş geçmiş hiçbir yüzyıl sikkolukta bu yüzyılla yarışamaz diye bir iddiada bulunmuş.
3. dizede de iki tane izah ile bu yüzyılı betimlemiş. esasen bu hem yüzyıla hem de dinleyiciye (insanlara) yöneltilmiş bir eleştiri. yüzyılı var eden o yüzyılda var olan insanlar sonuçta. iki taraflı çalışmış yani kayra. doğrusu bu iki tespit de öylesine kullanılmış değil. bilakis hususen seçilmiş. his ve vicdan insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden. fakat bizim bu ayırıcı özelliklerimizi yitirdiğimizi söylüyor. doğrusu katılmamak elde değil kayra'ya.
4. dizede de "amına kodumun aptalı şayet hiçbir şey görmediysen şimdiye kadar, sen hakiki bir aptalsın demektir, al o zaman bu dediklerimden bari kendi halini gör" diyerek dümeni iyice eline alıyor.
5. dizeye geldiğimizde bize "ulan bu şuursuzluğunun (şuur: insanın kendini bilmesi ve içinde yaşadığı zamandan ve mekandan haberdar olabilmesi melekesi, bilinç, Anlayış, kavrayış, idrak) sebebi ne lan? incir çekirdeğinin hacmini dolduramayacak şeyler uğruna mı?" diye sorarak sert bir tokat vuruyor.
6. dizede "kör kurşun" benzetmesiyle konuştuklarımızın hiçbir amacı olmadığını, üstelik başkalarına da zarar verdiğini dile getirmiş.
7. dizede tevriye sanatı mevcut. birinci olarak bize "medeniyet" diye servis edilenin ancak bir "kalıntı (artık, çöplük)" olduğunu söylemiş olabilir. ikinci olarak "medeniyet"in "insanlık namına kalan son şeyler" olduğunu dile getirmiş olabilir. burada kilit kelime medeniyet. medeniyete ne anlam verdiğimize göre değişir mana.
8. dizede modern zamanlarda düzgün, ahlaklı kimselerin adam yerine konulmadıklarından, adam yerine konulmak ve bu çağın nimetlerinden faydalanmak için madrabaz (hilekar) olmak gerektiğini dile getiriyor.
9. dizede önceki dizedeki hilekarların adam yerine konulması üzerinden devam ediyor. bu çağın kahramanlıkları "drav(yalan)"dan ve bu kahramanların salyaları da içtikleri masumların kanlarından ibaret.
10. dizede de "balya" kelimesi ile bu yalancı kahramanların tüm kazanımlarını kastetmiş ve bütün yalanların bunların her türlü kazanımları için biçilmiş kaftan yani elverişli ve uygun olduğunu dile getirmiş.
11. dizede bu yalan üzerine kurulu düzeni ifşa etmeye devam ediyor. her gün başka destanlarla bu hilekarlar kendi devranlarını, düzenlerini döndürdüler. burada bir parantez açmak istiyorum; dört dizedir bir şeylerin yalan oluşundan bahsetti kayra ama sürekli kullandığı sıfatları değiştirdi. madrabaz, drav, yalan ve destan. bu bize kayra'nın dile ne kadar hakim olduğuna dair de ipuçları veriyor.
12. ve son dize. başlarken de bu sözü söylemişti ama başlarken cümlesini gelecek zamanın hikayesiyle kurarak bir isyan anlamı katmıştı. bitirirken de yine aynı cümleyi kuruyor fakat bu sefer sadece gelecek zaman ekini kullanıyor ve başına "unutma!" ünlemini ekliyor. bu sefer bir isyan değil, bir meydan okuma, bir tehdit anlamı katıyor. böylece bugün bu dünyada olmasa da elbet bir gün burada veya başka bir dünyada bunun hesaplaşmasının olacağını hatırlatmış.